YAZAR KÖŞESİ

HÜSEYİN NAZLI YAZDI: ÇOBANIN KORKUSU, LİDERİN ONURU: İNSANLIĞIN UTANÇ ÇAĞI

Abone Ol

Hüseyin Nazlı yazdı:

Artık öyle bir çağdayız ki, insanlığımdan utanıyorum — hem de onlar adına!

Kısacık bir ömür için, bu kadar renkten renge girmeye, kişiliksizleşmeye, değerlerinden vazgeçmeye gerçekten değer mi?

Güce tapan, her rüzgârla yön değiştiren bir insan türü türedi.

Doğrunun yanında değil, kuvvetlinin yanında duran…

İnsanın bir çizgisi, bir omurgası olmalı!

Ama görüyorum ki, bir yıl içinde beş farklı partinin rozetini yakasına takanlar var.

Ne ideali var, ne ilkesi…

Sadece çıkarına göre saf tutuyor,

Bu, kişiliksizlik değil de nedir?

İnsanın kendisine, çocuklarına, geleceğine saygısı hiç mi kalmadı?

Türkiye’de ahlak ve karakter, çürümüş et gibi kokuyor artık.

Bir mitingte 200 gram çay için birbirini ezen bir kalabalık görüyorum.

Bir lidere taparcasına bağlanan, onun hatalarını bile kutsallaştıran bir yığın…

Halbuki biraz durup düşünseler, “Biz bu adamı buraya getirdik, bizi aşağılatsın diye mi?” deseler…

Ama yok. Çünkü insan kendine değer vermeyi unuttu.

Paranın Kölesi İnsanlar

Bugün herkesin içinde aynı virüs var: para hırsı, zenginlik tutkusu, doymama hastalığı.

Yetinmeyi bilmeyen, sahip olduklarının bekçisi olduğunu unutan bir insanlık!

Oysa üzerimizdeki elbise bile bizim değil.

Mal, mülk, makam… Hepsi geçici!

Son nefesini verdiğinde, bekçiliğini yaptığın her şey senden kopup gidecek.

Ama insanoğlu hâlâ anlamadı bunu.

Geçici bir dünya için yapılan rezilliklerin, ihanetlerin, yalakalıkların sonu yok!

İnsan, insani yönde gelişeceğine; doğaya, hayvana, çocuğa önem vereceğine kötülükte yarışıyor.

Sanki herkes, “Ben ne kadar büyük bir rezilim!” dedirtmek için uğraşıyor.

İşin en acı yanı mı?

Hiç kimse hak ettiği yerde değil bu ülkede!

Siyasetçisi, sanatçısı, iş insanı…

Birçoğu orada bilgi ve yetenekleriyle değil, iyi birer yalaka oldukları için var!

Sistemin en sadık köleleri haline gelmişler.

Kendini satabilen kazanıyor; vicdanı olan sürünüyor.

Ama yine de bir yerlerde, sessizce dünyaya faydalı işler yapan insanlar var.

Bir çiçeği bile sevgiyle büyüten, bir çocuğun yüzüne tebessüm konduran insanlar…

Onlardan kimsenin haberi yok.

Zindanlarda, dağlarda, halkı için savaşanlardan kimsenin haberi yok.

Çünkü onların sesi duyulmaz; çünkü doğrular alkışlanmaz artık.

Bir Çobanın İhaneti ve Bir Liderin Onuru

Che Guevara, kendisini koruyan halk için mücadele ederken, bir çoban tarafından ihbar edildiğinde,

biri o çobana sormuş:

“Hayatını senin haklarını savunmaya adayan bir adamı nasıl ihbar edebildin?”

Çoban sadece şunu demiş:

“Düşmanla savaşı koyunlarımı korkuttu.”

İşte insanlık bu kadar ucuzladı!

Koyunlarını kaybetme korkusu, onurundan, haysiyetinden, özgürlüğünden daha değerli hale geldi.

İşte tam da bu yüzden, bu topraklarda doğru insanlar hep yanar.

Gerçeği söyleyen susturulur, eğilen ödüllendirilir.

Ama ben hâlâ inanıyorum:

Bir gün bu Toplum,insanlık çıkar için değil, vicdanı için yaşayan insanları hatırlayacak.

Ve işte o zaman, bu yüzsüz çağın maskesi düşecek.