DENİZ İKE/ DİYARBAKIR

Gazete Emek-Diyarbakır’ın tarihi Sur İlçesi’nde bulunan ve “Çeltik Kilisesi” olarak da bilinen tarihi Ermeni “Surp Sarkis” kilisesi tamamen yıkılma tehlikesi altında. 16. Yüzyılda inşa edilen ve Çeltik kilisesi olarak (Hızır İlyas) da bilinen kilise Ermeni soykırımı döneminde ağalar ve beyler tarafından tahıl ambarı olarak kullanılmış. Günümüzde ise bakımsızlıktan kaynaklı uyuşturucu madde kullananların ve definecilerin uğradığı bir harabeye dönmüş durumda. Mimari özellikleri nedeniyle yüzyıllarca ihtişamlı şekilde ayakta kalan kilise şuan harabe halinde.

Türkiye’de baskın olan inancın İslam olmasından kaynaklı sürekli bu inanca dönük alanlar açılarak birçok ibadethane inşa edilirken, birçok farklı dinden mekanlar ise cami adı altında ibadethaneye çevrilmektedir. Farklı inançların ibadethaneleri ya farklı amaçla kullanılmakta, ya da bakımsızlıktan yok olma ile yüz yüze bırakılmaktadır. Bu yerlerden biri de Diyarbakır’ın Alipaşa mahallesinde yer alan, 500 yıllık bir tarihe sahip Surp Sarkis kilisesi. Surp Sarkis kilisesi de diğer birçok yapı gibi değer verilmeyen ve yıkılmaya mahkum edilen bir yapı.

KİLİSE MADDE BAĞIMLILARININ MEKANI OLDU       

1915 Ermeni soykırımından sonra bu tarihi kilise o dönemim beyleri tarafından tahıl ambarı olarak kullanılmış ve sonrasında orada yaşayan mahalle sakinleri tarafından Çeltik fabrikası yapılmış. Fabrika olduktan sonra yıllar içinde yıkılmaya başlamış. Halk arasında Çeltik kilisesi olarak da bilinen kilise yaklaşık 20 yıldır sahipsiz ve bakımsız durumda. Bir çok taşı çalınmış ve defineciler tarafından talan edilmiş. Kiliseye girildiği zaman neredeyse her adımda kazı yapıldığını ve uyuşturucu madde kullananların bıraktıkları artıkları görmek mümkün.

Hızır İlyas kilisesi olarak bilinen tarihi yapının sadece sütunları sağlam kalmış durumda. Yüzde 70’i yıkılan tarihi kilise uyuşturucu ve madde kullanıcılarının uğradığı bir mekana dönmüş. Sur içinde devletin yaptığı yıkımdan sonra sadece kilisenin olduğu kısım ayakta kalmış. Yapının tekrar korunması ve restorasyonu için Ermeni Vakfı ve Mimarlar Mühendisler odası ile birçok görüşme yapıldı.

ÇINAR AĞACI

Alipaşa mahallesine gidildiği zaman yerleşkede üç tarafın tamamen yıkıldığını ve sadece mahallenin bir kısmının kaldığını görmek mümkün. Yıkılan yerler yerine ise eski tarihi Diyarbakır evleri ile hiç bir alakası olmayan yapıların inşa edildiği görülüyor. Kilisenin duvarı arkasında yeni yapılan evlerin olduğu tarafta sadece bir çınar ağacının canlı kaldığını görmek mümkün. Tarihi kilise bakımsız kaldığı için birçok kısmı yıkılmış ve kalan duvarlarında ise bir insanın geçebileceği kadar delikler açılmış. Kilisenin duvarları içindeki yazılı veya nakışlı taşların hepsi yerlerinden sökülmüş ve çalınmış. Sökülen yerlere ise inşaat malzemeleri konulmuş .

Bu kadar tahribat ve bakımsızlığa rağmen fotoğraflarda kilisenin ihtişamlı bir şekilde ayakta kaldığını görmek de mümkün. İç acıtan bir durumda olan tarihi kilise, sadece Diyarbakır bölgesinde bulunan siyah bazalt taşları ile inşa edilmiş. Doğru ve kusursuz bir şekilde kesilmiş bazalt taşları demir ve kireç kullanılan tarihi yapının kemerlerinde, kapılarında, payandalarında ve pencerelerinde kullanılmış. Kilisenin girişinde ayin bölümü, vaftiz odası, ve yıkılmış avlu ile karşılaşmak mümkün

Editör: TE Bilişim