Gazete Emek- Ahmet Güneştekin’in “Hafıza Odası” sergisi, 16 Ekim'de Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) ev sahipliğinde Keçi Burcu'nda   açıldı. Açılışından bu yana birçok tepki alan sergiye bir tepki de Grup Yorum tarafından geldi. 

Faili meçhul cinayetleri hatırlatan sergide, Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök ve gazeteci İsmail Saymaz'ın halay görüntüsü eleştiri konusu olmuş, sahnede şarkı söyleyen grubun ise Kardeş Türküler olduğu  iddia edilmişti.

Grup Yorum ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile serginin sahibi Ahmet Güneştekin'e ve Kardeş Türküler'e sert eleştirilerde bulundu. 

Grup yaptığı açıklamada "Kardeş Türküler, Ahmet Güneştekin ve Kürt Milliyetçi Harekete Hatırlatıyoruz. ‘Kardeş’ Olmayan, Türküler Değil Sınıflardır. Halk ile Halk Düşmanları Uzlaşamaz. Burjuvazi ile Proletarya ‘Kardeş’ Olamaz. Kürt Sorunu, Emperyalizm ve Oligarşiye Teslimiyetle Çözülemez!" İfadelerine yer verdi. 

Grup Yorum, paylaşımların devamında ise  şu ifadeleri kullandı: 

Nihat Doğan, “Kürdüm, Kürtlüğüm’le gurur duyuyorum” deyince stüdyo karıştı

KARDEŞ TÜRKÜLER VE AHMET GÜNEŞTEKİN'E SERT UYARI

"BİZ VARKEN; KARDEŞ TÜRKÜLER; EMPERYALİZM İLE DÜNYA HALKLARINI KARDEŞ' ŞEHİTLERİMİZİN ADLARINI UZLA ŞMA ve TESLİMİYET POLITIKALARININ PARÇASI YAPAMAYACAK!

ZALİMİN ZULMÜ SON BULANA, SÖMÜRÜ-AÇLIK KALKANA, EMPERYALİZM YERYÜZÜNDEN SİLİNENE KADAR MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ!

16 Ekim'de Diyarbakır'da bir serginin açılışı yapıldı. Bu serginin yapıldığı yer, düzenleyenler, sponsorlar, katılanlar üzerine söylenecek çok şey var elbette; ama biz sonda söyleyeceğimizi başta da söyleyelim:

Kardeş olmayan türküler değil ezen ve ezilen sınıflardır. Kardeş Türküler gibi farkli dillerde türkü söyleyerek ulusal sorunu çözemezsiniz. Ulusal sorunun tek çözümü; Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakki (UKKTH)'nin tanınacağı koşulların yaratılmasıdır.

Yani Devrimci Halk İktidarının kurulmasıdır.

Ahmet Güneştekin'in 16 Ekim-31 Aralık 2021 tarihleri arasında açık kalacak olan sergisi, 'Hafıza Odası' adıyla, Diyarbakır Keçi Burcu'nda başladı. Açılış etkinliği, Diyarbakır'ın lüks otellerinin birinde yapıldı. Serginin ev sahipliğini DİYARBAKIR TICARET ve SANAYİ ODASI (DTSO) üstlendi. Sponsorları arasında ise Deniz Bank, Arçelik, Tatko 1926 ve Lokal Enerji gibi tekeller var.

Kendisi de Diyarbakırlı bir Kürt olan Ahmet Güneştekin, sergiyi özellikle Diyarbakır'da yapmak istemiş ve DTSO'nun ev sahipliğinde, Sur'daki Keçi Burcu'nu seçmiş. Keçi Burcu, Diyarbakır Surlarının en büyük burcu. 2015-2016'da Kürt milliyetçi hareketin 'özyönetim' ilanı ve oligarşinin Kürt halkına vahşet uyguladığı Sur'un içinde yer alıyor.

Serginin açılışı nedeniyle Diyarbakır'da verilen 'özel' davete katılanlara bakın:

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, AKP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yilmaz, AKP Diyarbakır eski milletvekilli Mehmet İhsan Arslan, katledilen avukat Tahir Elçi'nin eşi Türkan Elçi, Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odasi Başkanı Mehmet Kaya, Pilevneli Galery Kurucusu Murat Pilevneli, işbirlikçi tekelci burjuvazinin temsilcilerinden Leyla Alaton, gazeteci Ismail Saymaz, Ertuğrul Özkök ve daha birçok kan emici patron, burjuva siyasetçileri ve burjuva gazeteciler...

Siyasete girme kararı alan Nihat Doğan: HDP'den aday olabilirim

"KARDEŞ TÜRKÜLER; AKP FAŞİZMİNİN DEMOKRASİ MASKESİ OLMUŞTUR"

Emperyalizme bağımlı yeni-sömürge bir ülkede devlet; işbirlikçi tekelci burjuvazinin, tefeci tüccarların, toprak ağalarının ve onların temsilcisi siyasi partilerinindir. Ticaret ve sanayi odaları ise, o bölgedeki tüm zulmün, sömürünün, açlığın, işsizliğin ve her türlü baskının yereldeki sorumlusudur. Sur'daki katliamların sorumluları, Sur'da, Roboski'de katledilenleri ve devlet tarafından gözaltında kaybedilenleri bu sergiyle 'anmış' Bankanın sponsorluğundaki sahnede ise Kardeş Türküler var.

Halkın türkülerini, halk düşmanlarına söyleyerek eğlendiren, türküleri katillerin gerçek yüzünü gizlemekte fon olarak kullanan Kardeş Türküler; AKP faşizminin demokrasi maskesi olmuştur. Kürt halkını katleden, en yiğit evlatlarını kaybeden, asit kuyularında eriten, milyonlarcasını yerinden göçerten halk düşmanları ile halkı 'kardeş' yapmaya soyunmak; emperyalizmin uzlaşma ve teslimiyet politikalarına bilerek alet olmaktır.

AKP'LİLER, CHP'LİLER, HDP'LİLER, CUMARTESİ ANNELERİ, DİYARBAKIR HDP ÖNÜNDE EVLAT NÖBETİ TUTAN AİLELER...

HEPSİ, KAN EMİCİ İŞBİRLİKÇİ TEKELCİ BURJUVAZININ EV SAHİPLİĞİNDE, KARDEŞ TÜRKÜLER'İN SÖYLEDİĞİ TÜRKÜLERİ DİNLEDİ

FAŞİZMİN DEĞİŞMEYEN POLİTİKASI: KARIŞTIR-BARIŞTIR-UZLAŞTIR-TESLİM AL!

Katledenlerle-katledilenler nasıl bir arada olur demeyin. Söz konusu olan milliyetçi politikalar ise olur. Kürt halkı ile ilgileri kalmamış, sınıfsal olarak yoksul halkımızla bağları çoktan kopmuş Kürt milliyetçi hareket için, Roboski'nin, 17 bin kişinin adına 'faili meçhul' denilerek devlet tarafından katledilmesinin, asit kuyularının, kulaklarından kolye yapılan gerillaların, bedeni yerlerde çırılçıplak sürüklenen savaşçıların, Lice'nin, hendeklerde katledilen her yaştan Kürt halkımızın vd. hiçbir önemi yoktur.

Madem ki oligarşinin icazetinde bir etkinlikle Kürt halkı katilleriyle barış'tırılacaktır, o zaman koşa koşa gidip etkinliği meşrulaştırmak gerekir.

Halkımızın ayağında yoksulluğun simgesi olan gislavetleri üst üste yığarak, ne olduğu anlaşılmayan şekiller çizerek, Roboski'de 34 Kürt köylüsünün F-16 savaş uçaklarıyla katledilmesini çeşitli renklere boyanmış tabutlara indirgemek, eşcinselliği simgeleyen renklere bezenen duvarlarla, halka SANAT yaptıklarını iddia ettiler. Bunun adı sergi değil, utanmazlıktır. Ahmet Güneştekin, son 100 yıllık tarihin anlatımı diye sunmaya çalışsa da yapmaya çalıştığı halkın acılarını burjuvazinin ayaklarına paspas yapmaktır.

Katliamlar tarihi, nasıl olur da düşmana öfke, katliamcılara kin duymadan anlatılabilir? İşte bu sorunun cevabı da milliyetçi-faydaci politikalardadır.

Kardeş Türküler sahneden, Kürt halkının varlığını bile inkar edenlere türküler söylerken, kimileri de tabutlar önünde defile yapar gibi markalı kıyafetlerie poz verdiler.

METİN ANDAÇ, EMPERYALİZMİN HALKLARA SALDIRGANLIĞINA SON VERMEK İÇİN ÖMRÜNÜ VERMİŞ BİR DEVRİMCİDİR

ŞEHİTLERİMİZİN ADLARINI, TESLİMİYET POLITİKALARININ ARACI YAPMANIZA İZİN VERMEYECEĞİZ!

ŞEHİTLERİMİZİN CANLARIYLA HARLADIĞI DEVRİM MÜCADELESİNİ ZAFERLE TAÇLANDIRACAĞIZ! Serginin bir bölümünde, kaybedilenlerin isimlerinden oluşan tabelalar konulmuş.

Tabelalardan birinde ise ömrünü bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesine adamış Metin Andaç'ın adı yer alıyor.

Metin Andaç yoldaşları Neslihan Uslu, Hasan Aydoğan ve Mehmet Ali Mandal ile birlikte 31 Mart 1998'de göz altına alındı. Gözaltında olduklarını devlet kabul edilmedi ve kaybedildiler.

Yaklaşık bir yıl sonra, itiraflarda bulunan Turan Ünal adlı kontrgerilla elemanı, dört devrimcinin Foça'daki askeri birliklerde işkence yapıldıktan sonra, kolları, bacakları kırılmış olarak bir tekneye konulduklarını ve teknenin Seferihisar açıklarında bombayla batırıldığını açıkladı

Faşizmin işkence, kaybetme, katletme, işbirlikçileştirme, uzun tutsaklıklarla teslim alma, hapishanelerde katletme politikalarının karşısında demokratik mücadelenin ülkemizdeki temsilcisi TAYAD'lilar vardır. Emperyalizm ve oligarşinin icazetinde kurulan İHD (Insan Hakları Derneği) ise TAYAD'in mücadelesini boğmayı kendine misyon edinmişti.

Oligarşinin halk düşmani politikalarının karşısında sanat alanında ise Grup Yorum vardır. Sadece yaptıkları sarkılarla değil, aynı zamanda eylemleri ve halkın örgütlü sanatını yapabilmek için ÖLÜM ORUCU direnişi ile tüm dünya halklarını birleştiren Grup Yorum'un karşısına Kardeş Türküler çıkarılmaya çalışılmaktadır.

1993'te kurulan Kardeş Türküler, emperyalizmin ülkemizde eğitim alanındaki politikaları doğrultusunda kurulan Boğaziçi Üniversitesi'nin Gösteri Sanatlari Topluluğu üyesidir. 1971'de Boğaziçi Üniversitesi adını alan okul, önceki adıyla Robert Koleji, Amerikalı mimar Cyrus Hamlin ile Amerikalı tüccar Christopher Rheinlander Robert, 16 Eylül 1863'te Istanbul Bebek'te açıldı.

Bu kolej, ABD dışındaki ilk Amerikan kolejidir. Amaç; kapitalizmin bekası dışında bir şey düşünmeyen burjuvalar yaratmak, burjuvazinin yerli işbirlikçilerine yönetici kadrolar yetiştirmektir. Bülent Ecevit, Tansu Çiller, Ahmet Davutoğlu, Güler Sabanci, Nejat Eczacıbaşı gibi birçok halk düşmanı bu okuldan mezun edilmiştir.

Ülkemizde çok güçlü bir direnme damarı ve Kızıldere geleneğinin varlığı, emperyalizmin bu politikalarının önünde barikat olmuştur. En güçlü Amerikan karşıtlarının olduğu ülkemizde, Boğaziçi Üniversitesi gibi bir okuldan bile devrimciler çıkmıştır. Bugün AKP'nin kayyum olarak atadığı ve sonra geri çekmek zorunda kaldığı rektöre karşı devam eden eylemler dahi bunun göstergesidir.

Erdoğan 'provokatör kadın' demişti; Prof. Dr. Ayşe Buğra, dünyanın en etkili bilim insanları listesine girdi

"KARDEŞ TÜRKÜLER'İN MİSYONU DA AKP FAŞİZMİNİN ZULMÜNÜN PERDELENMESİNE HİZMET ETMEKTİR"

Burada mesele, solculuğun nasıl yapılacağıdır: BİREYSEL Mİ YOKSA ÖRGÜTLÜ MÜ?

Bireysel solculuk, muhalefet, sanat, hukuk, gazetecilik her şey yapılabilir. Her dilde şarkı söylenebilir; ancak ülkemizde ilk Kürtçe şarkı yapan Grup Yorum'un kasetleri kurşunlanır, başlarına ödüller konularak 'vur' emriyle aranır. Her dönem bir yanı tutsaktır Grup Yorum'un ve Ölüm Orucu direnişi ile dünya halklarının ölümsüz şarkısı olur. Tüm amaç; halkın örgütlü sanatını yapabilmektir.

Metin Andaç'ı ve on binlerce kişiyi katleden-kaybeden faşist devletin halka vermek istediği mesaj şudur: ÖRGÜTSÜZ OLUN!

Örgütsüz olursa halk çocukları, sınıflar mücadelesini yani tarihi yok saymış olur. Sıniflar yoksa, mücadele etmeye, devrimciliğe de gerek yoktur çünkü. Böylece, insanın insan tarafından sömürülmesine dayanan vahşi kapitalizmin ömrü uzamış olur.

Sınıflar mücadelesini yok sayalım istiyor burjuvazi ve burjuvazinin sol yumruğu olan reformizm ve Kürt milliyetçileri, halkımızın tüm direnme dinamiklerini, sınıf ve tarih bilincini yok etmek istiyor. Bunun için Roboski Katliamı'nda katledilen 34 kişiyi temsilen rengârenk tabutları 'sanat' diye sergiliyorlar. Hem de katliamın sorumluları ile kol kola!

Kardeş Türküler'in misyonu da işte bu uzlaşmada fon müziği yapmaktır. AKP faşizminin zulmünün perdelenmesine hizmet etmektir.

Hiçbir şeye benzemeyen materyalleri, demir yığınlarını, üst üste yığarak 'sanat' adı

altında halkımıza sunmanızın karşısında Helin ve İbrahim var, halkın örgütlü sanatçısı Grup Yorum var!

İsmail Saymaz ile Ertuğrul Özkök'ün kol kola halay çekip acılarımızla dalga geçmelerinin, işbirlikçi tekelci burjuvazi ile halkımızın uzlaştırılmasının önünde biz varız!

Roboski'de, Sur'da, gözaltında, hapishanelerde katleden, kaybeden emperyalizmin ve işbirlikçi oligarşinin karşısında biz varız!

Ne Kürt halkımızı katilleriyle barıştırmaya, ne Anadolu halklarının kurtuluş umudunun yok edilmesine reformizmin ve küçük burjuvazinin gücü yetmeyecek.

Tüm uzlaşmacı ve teslimiyetçi politikaların karşısında HALKIN ÖRGÜTLÜ GÜCÜ OLAN biz varız. Halk ve vatan sevgimizle, tarih ve sınıf bilincimizle şehitlerimizin bize bıraktığı mirasi omuzluyoruz.

Marksizm-Leninizm biliminin gösterdiği gerçeklerle, halkin örgütlü gücüyle birleşmiş militan bir kitle hareketi ile devrimci halk iktidarını kuracağız. Şehitlerimize devrim sözümüzü yerine getireceğiz"

Başak Demirtaş hakkında 2 yıl 6 ay hapis cezası kararı

KARDEŞ TÜRKÜLER İSE KONSER İDDİALARINI YALANLAMIŞTI 

Kardeş Türküler ise sergide gazeteci İsmail Küçükkaya tarafından paylaşılan ve eleştiri konusu olan halay görüntülerine ilişkin açıklama yapmış ve o sırada sahnede konser vermediklerini söylemişti. 

İşte Kardeş Türküler'e ait paylaşım ise şu şekilde; 

  

Editör: TE Bilişim