Gazete Emek- CHP'nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, T24 için kaleme aldığı "Yeni dünya düzenine doğru..." başlıklı yazısında, dünyadaki ekonomik ve politik gelişmeleri değerlendirdi. CHP kurultayı iptali davasında değinmeyen Kılıçdaroğlu, yeni bir düzenin ayak seslerinin duyulduğunu belirterek, Türkiye'nin "bu belirsizlik anında" iki aşamalı bir strateji izlemesi gerektiğini söyledi. Bu aşamalardan ilki için "İç cepheyi sağlamlaştırmak" diyen Kılıçdaroğlu, ikinci adımın ise "Dışarıda çok boyutlu açılım" olduğunu söyledi.
"Küreselleşme ile ulus devlet tercih edilirse, demokrasi feda edilir"
"Küresel kapitalizm, klasik anlamıyla demokrasiye meydan okuyan bir güce dönüşmüş durumda" diyen Kılıçdaroğlu, "Ekonomist Dani Rodrik'in 'imkânsız üçlü' modeli tam da burada devreye giriyor: Küreselleşme, ulus devlet ve demokrasi aynı anda var olamaz. Üçünden ancak ikisi seçilebilir. Eğer küreselleşme ile ulus devlet tercih edilirse, demokrasi feda edilir. Eğer demokrasi ile ulus devlet seçilirse, daha kontrollü bir küreselleşme gündeme gelir. Küreselleşme ile demokrasi birlikte tercih edilirse, ulus devletler zayıflar. Şu anda yaşadığımız belirsizlik, bu zor tercihin ne olacağının tam da bilinmemesinden kaynaklanıyor" ifadelerini kullandı.
"İlk adım: İç cepheyi sağlamlaştırmak…"
Türkiye'nin "bu tarihi döneme" ekonomik darboğaz, kurumların zayıflaması ve otoriterleşme eğilimleriyle yakalandığını söyleyen Kılıçdaorğlu, "Oysa böylesi ara dönemler sadece risk değil, aynı zamanda fırsat da yaratır. Türkiye bu belirsizlik anında iki aşamalı bir strateji izlemeli" dedi.
İlk adımın "İç cepheyi sağlamlaştırmak" olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "İçeride cepheyi sağlamlaştırmak için Meclisin itibarını artırmak, hukukun üstünlüğünü ve yargı bağımsızlığını tesis etmek şart. Devlet kurumları güçlendirilmeli, liyakat yeniden hakim olmalıdır" dedi.
Ekonomide tüm kesimlerin katılımıyla hazırlanacak bir programın, ancak toplumsal uzlaşıyla meşruiyet kazanabileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bu yüzden Ekonomik Sosyal Konsey'e işlerlik kazandırılmalıdır" önerisini sundu.
Ayrıca ekonomik dengelerin onarılabilmesi için vergi yükünün adil biçimde paylaşılmasının mecburi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bu toplumsal barışın da ön koşuludur. Bunun yolu da yüksek gelir gruplarının sisteme daha fazla katkı sunduğu bir vergi reformundan geçmektedir" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin yeni bir "Strateji ve Planlama Teşkilatı" kurmasını önererek, "Kritik madenler, enerji arz güvenliği, gıda güvenliği, dijital egemenlik… Bunların her biri önümüzdeki küresel fırtınada belirleyici olacak. Yine eğitim sistemi bilim ve teknoloji odaklı yeniden yapılandırılmadıkça, insan kaynağımızın küresel rekabet gücü de sınırlı kalır. Savunma sanayinde oluşturulan kamu-özel işbirliği modeli, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm için de uygulanmalı. Kendi dijital paramızı üretmekten yerli bulut ve yapay zeka altyapısı kurmaya kadar pek çok adım gecikmeden atılmalıdır" dedi.
"İkinci adım: Dışarıda çok boyutlu açılım"
İkinci adımın "dış cephede" atılması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Dış politikada da tek yönlü tercihler yerine çok boyutlu bir diplomasiye ihtiyaç var. AB ile ilişkiler derinleşmeli, ama BRICS+, G20 ve OECD gibi platformlarda da etkin rol üstlenilmeli. Ortadoğu'dan Kafkasya'ya, Doğu Akdeniz'den Orta Asya'ya uzanan jeopolitik kuşakta barışa katkı sağlamak, Türkiye'nin değerini katlayacaktır" ifadelerini kullandı.
Yazısının sonuç bölümünde "Küresel sermaye ulus devletlerin üzerine gölge gibi düşüyor. Mevcut düzen çatırdıyor, yeni bir düzenin ayak sesleri duyuluyor" diyen Kılıçdaroğlu, "Unutulmamalı ki talih, yalnızca hazırlıklı olanlara güler. Hazırlıksız yakalananları ise tarih, acımasızca silip atar" ifadelerini kullandı.
Kaynak: Evrensel