Gazete Emek - AKP’li çok sayıda isimden peş peşe tepkiler gelirken son zamanlarda Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Mehmet Uçum’a gösterdiği Abdullah Zeydan tepkisiyle dikkati çeken AKP MKYK üyesi Orhan Miroğlu da Bursalı'ya tepki gösterdi. Miroğlu, "Milletvekili bir sosyal medya fenomeni gibi davranamaz. Milletvekilliği itibar satın almanın mümkün hale geldiği bir alana dönüştü" diye yazdı. Eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner, AKP Hatay Milletvekili Abdülkadir Özel ve AKP MKYK Üyesi Mücahit Birinci de Bursalı'ya tepki gösterdi.

Bursalı’nın Monaco’da yediği ıstakozun fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaşmasına AKP içinden de peş peşe tepkiler gelmeye devam ediyor. Bursalı’ya parti içinden ve diğer partilerden de istifa çağrısında bulunulmuştu. Bursalı, tepkilerin ardından özür dilemiş, özür metininde paylaşımının Antalya’daki teleferik faciasının unutturulma çabasıyla çarpıtıldığını iddia ederek kendini savunmuştu.

"Ülkemizin içine sürüklendiği vasatlık, son yıllarda TBMM seçimlerini de vurdu"

AKP 25 ve 26. dönem Milletvekili Miroğlu, Bursalı’ya tepki gösterdiği açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Bir milletvekilinin halka karşı sorumluluğu bir yasama yılıyla sınırlı değildir. Milletvekilinin ülkesine karşı ahlaki ve vicdani sorumluluğu bana kalırsa ölünceye kadar devam eder. Yasama yılı bittiğinde bugün artık özgürlüğüme kavuştum diye düşünen milletvekili, o makama hiç inanmamış demektir. Ve ülkemizin içine sürüklendiği vasatlık -vekil olduğunun bilinciyle hareket eden vekillerimizi tenzih ederim- son yıllarda geldi, TBMM seçimlerini de vurdu.

"Milletvekilliği itibar satın almanın mümkün hale geldiği bir alana dönüştü"

Liyakat, siyasi temsil gibi vasıflar rafa kaldırıldı. Milletvekilliği çeşitli karmaşık ilişkilerden ‘aklanmak’ ve ‘netameli bir geçmişi silmek ve itibar satın almanın mümkün hale geldiği bir alana dönüştü. Manzarayı umumiyeye bakan herkesin, rahatlıkla ‘bu iş demek bu kadar ucuz ‘ diyebileceği bir alan! Oysa ilk meclisin kuruluşundan başlayarak meclisimize giren vekillerimizin her biri roman olabilecek kadar güçlü hayat hikayelerine bakarsanız, gerilemenin ve düşüşün ne boyutlarda olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz.

Kadıköy’de seçimi kaybeden Maçoğlu, Dersim’e dönüp arıcılık yapmaya başladı Kadıköy’de seçimi kaybeden Maçoğlu, Dersim’e dönüp arıcılık yapmaya başladı

Devir, kabul edelim ki, o makama inanmadan oturmayı, o makamı her kapıyı açacak bir maymuncuk olarak kullanmayı amaçlayanların ve başkaları tarafından o makama oturtulmayı her nasılsa rahatlıkla başaranların devridir artık. Milletvekilliği hiçbir meslek grubuyla eşdeğer değildir. Adı üstünde milletin vekili!

"İnsanlar bunu mesele eder"

Venezuelalı bir turistin İstanbul’da Nusret’te et yemesini sorun etmez kimse, haber değeri bile olmaz ama halkı yoksulluktan ülkesini terk ederken Venezuela Devlet Başkanı Maduro (üstelik sosyalist!) İstanbul’da Nusret’te görülürse bunu mesele eder insanlar. (Nitekim öyle de oldu, hatırlayın.)

Türkiye’de de bunca yoksulluk varken ve her iki vekilin partisi son seçimde yerelde iktidarı kaybetmekle kalmamış bir de 'kan ve ruh kaybettiği' liderinin dilinden ifade edilmişken, partiye oy veren ve üye olan milyonlarca insan nefesini tutmuş ne olacak diye beklerken, böyle bir süreçte gerçekleşen Monaco ve Maldivler tatiline de yurt içindekilere de bakarlar insanlar ve sorgularlar her bakımdan!

Mesele, durumun milletin vekili olmanıza yakıştırılamaması"

Sizin çıktığınız tatilde faturayı ödeyecek zenginlikte olmanız değildir mesele, milletin vekili olmanıza durumun yakıştırılamamasıdır. Milletvekili seçilmişseniz özel hayatınız, ve başka vasıflarınızla kamuoyunun önünde yaşamayı kabullenmişsiniz demektir. Milletvekili bir sosyal medya fenomeni gibi davranamaz. Malumunuz, kişinin kendini ‘ifşa etmesi” sosyal medyanın insanı adeta mecbur kıldığı bir ‘merak ve hoşlanma’ alanına dönüştü.

Son iki hadisede de bu ifşa tutkusunun yol açtığı zarar- ziyanı hep beraber yaşamış olduk ve en büyük zararı da bu vekillerimiz ve partileri görmüş oldu ki unutulacak gibi de değil hadise. Milletvekili sevincini, acısını, insanlığın ortak değerlerini hatırlatmaya hizmet edecekse özel hayatına ilişkin anları ve zamanları da paylaşır elbette, gerisi ona kalır, ama 'ifşa etmez'."

Editör: Bekir GÜNEŞ