Haber: Zerrin Sargut
 

Gazete Emek - Aileden herhangi bir harçlık almadan herhangi bir şehirde okumanın imkansız hale geldiğini söyleyen Aslan, " aileden para almadan başka şehirde okumak imkansız bir hale geldi. Hem burs alıp hem aileden para alanlar bile artık geçinemez hale geldi. Bundan birkaç sene önce hem okuyup hem de kendine yetebilen insanlar çoktu. Sonuç olarak üniversite eğitimi herkes biran önce okulu bitirip para kazanmak ve işe başlamak istiyor. Aileye yük olma durumuna geldi öğrenci olmak.

Asgari ücret zaten 17 bin 2 TL asgari ücret bunun yarısı kadar bile değil. Her sene 200 TL zam geliyor, market masrafını geçtim kiraya faturaya gidiyor. Temel ihtiyaçlarımızı ise karşılıyoruz diyemeyiz. En temel ihtiyaç market alışverişidir. Biz öğrenciler bunu bile karşılayamıyoruz. En temel ihtiyaç yemek istediğimiz şeyleri alamıyoruz öğrencilerin en temel sorunlarından biri de barınma şu anda öğrenciler yurtta ve evlerde kalamayacak durumda. 15 binden az kira ödenmiyor. Barınma, yemek, ısınma bunlar ciddi bir sorun haline gelmiş durumda. Devletin ve kurumların  verdiği burslarla hiçbir şey karşılamıyor. Sosyal faaliyet, tatil bir yerlere gitme gibi lüksler zaten yok. 

DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu: Özel sektörde işçiler sendikal haklarını kullanamıyor DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu: Özel sektörde işçiler sendikal haklarını kullanamıyor

Buna karşı mücadele etmek gerekiyor,  öğrenci hareketini de büyütmek gerekiyor. Bütün öğrencilerin bu harekete destek olması gerekiyor. 

Barış Aslan ODTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği okuyor. Ekonomik kriz denilince son yıllarda AKP-MHP hükümetinin yarattığı derin buhran ve yoksullaşma geliyor. Konu biraz sistemsel bir konu bilindiği üzere. Bu sistemin içinde yaşamaya devam ettiğimiz sürece yoksulluk hepimizin normali haline gelmiş durumda. Son yıllarda hepimizi derinden etkiliyor. Kira,ulaşım ve barınma ihtayaçlarımızıkarşılamakta zorlanıyoruz. Bunları biz öğrenciler çalışanlar gibi yaşıyoruz ve aynı sorunlara tabi tutuluyoruz. Yoksullaşma enflasyon bu gibi sorunlar toplumun her kesimini etkiliyor. Asgari ücret 17 bin TL kiralar 10 bin TL'yi aşmış durumda. Ailelerimizin gönderdiği kısıtlı gelirlerle yaşıyoruz. Neredeyse hiçbir öğrencinin 17 bin TL gibi  bir parası da yok. Çoğumuz KYK burslarıyla geçiniyoruz ve aldığımız paralar da ihtiyaçlarımızı karşılamaya yetmiyor. Temel ihtiyaçlarımızı karşılamak gittikçe zorlaşıyor. Sadece yaşamaya devam edebilmek için ihtiyacımız olan çok temel kalemleri ödemekte gittikçe zorlanıyoruz. Gelirimiz ya değişmiyor ya da azalıyor, masraflarımız da artıyor. Alım  gücü ise gün geçtikçe azalıyor. Şu anda bir öğrenci bir kyk ücretiyle ne kirasını ödeyebillir, ne de okul masraflarını ulaşım masraflarını karşılayabilir.

Toplumdaki her birey gibi sosyal yaşamaya da ihtiyacımız var sinema tiyatro konser vb. Şu anki ekonomik krizde bunlar aklımıza dahi gelmeyen şeyler. Öğrencilerin çoğu bu ay içinde sadece yemek yiyebilecek miyim, ya da hayatıma devam edebilecek miyim derdindeler.

Dilara Ercanlı ODTÜ Tarih Bölümü Öğrencisi 4 sınıf AKP hükümetinin yarattığı politikalar sonucu ekonomik kriz gün geçtikçe derinleşmektedir. Bu krizde en çok etkilenen kesimlerin başında da öğrenciler geliyor. En temel haklarına bile ulaşamıyorlar. KYK yurtlarının kendisi bile bu eksikliği sağlayamıyor, niteliksiz yemekler, öğrencilerin zehirlenmesi aynı zamanda küçük odalarda kapasitenin çok altında kalan öğrenciler, KYK yurtları sadece bu noktada değil  ihmalkarlık güvensiz ortamların varlığı sebebiyle geçen aylarda sıra arkadaşımız Zeren Ertaş'ın ölümü. Öğrencilerin hakları bu noktada gasp ediliyor. Genel olarak okula ulaşım, eğitim materyallerine ulaşım bunun sağlanması için ayrılması gereken ödenekler ayrılmadığı için öğrenciler her alanda zorluklarla mücadele etmeye çalışıyorlar. Evlerde de bu durum ybenzer.  Temel ihtiyaçlarımı karşılamakta oldukça zorlanıyorum. Bunun üzerine markette birşey alacakken  10 kere düşünmem ev sahibi ile kira üzerine sürekli tartışmak. Kiraların da günden güne artıyor olması ve ödeyemeyecek olmam  bunun üzerimizde yarattığı inanılmaz bir kaygı oluyor. Okuduğum bölüme dair ulaşmam gereken materyallar, kitaplar bunları bulmakta ve ulaşmakta zorlanıyoruz. Burs ve krediler bunları karşılamak için yeterli değil. Burs ve krediler KYK ücretini anca karşılayan 1 aylık yemeği karşılayabilecek düzeyde sadece. Devletin verdiği burs ve krediler öğrencilerin sadece okuyabileceği bir alanı yaratmıyor.  Dolayısıyla hepimiz okurken aynı zamanda da çalışmak zorundayız. Burslar  ve krediler en ufak bir talep ettikleri sırada sesini yükseltikleri zaman kesiyorlar. Ben de taleplerimi dile getirdiğim için bursum kesildi. Yani hükümet aynı zamanda zaten yetersiz olan bursları zaten hoşuna gitmeyecek kaynakları almakta da bir behis görmüyor. Bir üniversite öğrencisinin yapması gereken görmesi gereken sinema, tiyatro kitap okumak bir lüks haline gelmiş. Gerçekten çok para harcamamız gereken çok nadir yapabileceğimiz çok nadir şeyler arasında artık. Bu da yaşanan anlarımızın daralmasına okumaya ve yaşamaya çalışmak arasında başka hiçbir alanımızın olmadığı umutsuzluğa geleceksiliğe kapılmamızın ortamı oluşuyor öğrenciler için. Oysaki bunlara bütün öğrencilerin erişmesi gerekiyor. Bunun sonuçlarına başa çıkmamız da örgütlü mücadeleden geçiyor. Hep birlikte bu mücadeleyi büyütmek ve onu yürrütmekten geçiyor.

Editör: Bekir GÜNEŞ