ÖZEL HABER/ ŞİLAN ATBAŞ

Gazete Emek- Yaşamının büyük bir bölümünü tarlada çalışarak geçiren Gültekin ile köy yaşamı ve  fotoğraf arşivini konuştuk. Fotoğraf çekmenin kendisi için bir tutkudan öte olduğunu söyledi. 

Sosyal medya hesaplarını aktif şekilde kullanan Aysel Gültekin'i, tüm takipçileri 'Arya Paleous' olarak tanıyor. Tarlada çalıştığı sırada çektiği fotoğrafları sosyal medya hesaplarından yayınlayan Gültekin'in paylaşımları büyük beğeni alıyor. 

"ARKADAŞLARININ DESTEĞİ İLE KAMERA SAHİBİ OLDU"

Fotoğraflarının zamanla geniş kitlelere ulaşması üzerine takipçilerinin Twitter üzerinden başlattığı kampanya ile profesyonel kameraya sahip olan Gültekin, kendini geliştirmek için çokça efor sarf ediyor. 

Gültekin bu durumu şu sözlerle ifade ediyor;

"Fotoğraf çekmek bende bir heves olarak başlamadı aslında elimde fotoğraf çekebileceğim aletler yokken bile çekmek istediğim kareler vardı. Sonrasında cep telefonu kullanmaya başlayınca neredeyse gözümün gördüğü her çiçeği, dağı, taşı, tarlayı, tarlada çalışan işçileri ve gökyüzündeki bulutları çekmeye başladım. Sonrasında arkadaşlarımın yardımı ile 2 yıl önce profesyonel bir makinaya sahip oldum ve online dersler aldım ondan sonra artık daha profesyonel çekimler yapabildim." 

"KÖY YAŞAMI KADINLAR İÇİN ÇOK DAHA ZOR" 

Tüm gününü tarlada çapa yaparak ve fotoğraf çekerek geçirdiğinden bahseden Aysel, "Köy yaşamı zor elbette; yılın her mevsimin de gün doğmadan uyanırım, biz mevsimlik çalışan işçileriz, özellikle yaz ve sonbaharın tamamı tarlada çalışarak geçer. Yazın bir günüm sabahları gün doğumu ile başlar, inekleri sağıp sürüye katıp tarlada çapa yapmaya giderim. Yaz sıcağında bütün gün çapa yapılır eve gelince gene ineklerle ilgilenir yemek yenir ve erkenden yatılır. Sonbahar da daha zor oluyor çünkü pamuk toplam mevsimi ve şafakta yola koyulup tarlaya gideriz akşam gün batımına kadar pamuk toplarız. Bu yaşamın benim için en iyi yanı doğada denk geldiğim her anı çekebilmek oluyor özellikle çok güzel gün doğumlarına şahid oluyor ve fotoğraflayarak bunları belgeleyebiliyorum." diye konuştu.

Köyde yaşamanın kadınlar için daha zahmetli olduğunu ve toplumsal baskıların fazla olduğunu belirten Aysel, şunları söyledi; 

"Köy yaşamı zor kırsalda kapalı bir toplum içinde yaşamak zor hele ki bir kadın olarak çok daha zor. En basitinden bi yere gidip gelmek bile neredeyse izne tabi tek başına çıkıp gidemiyorsunuz birilerine haber vermeden kafanıza estiği gibi dışarı adım atamıyorsunuz ya da aylarca, mevsimlerce çalışıyoruz ama kazandığımız para bizim değil, kadının ekonomik özgürlüğü olmaması gerektiğini düşünüyorlar. Sürekli başkaları ne der düşünceleri ile savaşıyorsunuz ve kendi başınıza yapacağınız her işte yargılanma korkusu yaşatılıyor." 

"FOTOĞRAF ÇEKMEK BENİM İÇİN BİR TERAPİ" 

Tarla işlerinin yoğun olmadığı zamanlarda kendine ayıracak vakit bulduğunda kendini g belirten Aysel, "Kışın tarla işi olmuyor ev işleri ve hayvanlarla ilgileniyorum daha çok; arada fırsat bulup fotoğraf çekiyorum köy içinde, işim olmadığı her vakit kitap okurum, bir şeyler izlerim kendimi geliştirmek amacı ile içinde olduğum dünyaya sığamıyorum daha fazlasına ulaşmak istiyorum. Bunu bazen bir kitap okuyarak bazen bir film izleyerek çoğu kez de çektiğim fotoğrafları sosyal medya üzerinden çok farklı hayatlara ulaşabildiğini görerek yapıyorum. Fotoğraf çekmek bir hobi gibi başladı ama daha sonrasında kesinlikle bir terapi oldu benim için." diyerek fotoğrafçılığın kendisi için yalnızca bir meslek ve hobiden uzak olduğunu belirtti. 

"YAŞADIĞIM TOPLUMDAKİ KADINLAR İÇİN BİR ŞEYLER YAPMAK İSTİYORUM" 

Amatör olarak başladığı fotoğrafçılığı ileri bir düzeye çıkarmak istediğini söyleyen Aysel, kendi gibi yaşamını köyde sürdüren genç kadınlara örnek olmak istediğini belirtti. Aysel, "Çok büyük hayaller kurmuyorum ama elbette fotoğrafçılık üzerine daha iyi işler başarmak istiyorum daha iyi ekipmanlar ile daha profesyonel çekimler yapmak daha çok kişiye ulaşmak istiyorum. Kendim dışında yaşadığım toplumda ki kadınlar için birşeyler istiyorum. Genç kızlarımızın bilinçli bireyler olmalarını gelecekleri ile ilgili kararları kendilerinin vermelerini ya da o olgunluğa gelene kadar dayatılan evlilik fikrine karşı gelebilmelerini istiyor bu doğrultuda onlarla konuşup onları bilinçlendirip en azından başka bir yaşam mümkün bunu görmelerini istiyorum."diyerek kadınların bilinçli bir birey olarak hayata atılmalarına öncülük etmek istediğinin altını çizdi.

Not: Bu haber, "Yeni Medyada Emek Gazeteciliğini Geliştirmek" projesi kapsamında Fransa'nın Türkiye Büyükelçiliği tarafından desteklenmektedir.




Editör: TE Bilişim