HABER: BEKİR GÜNEŞ

Gazete Emek- DPI'nin organize ettiği ‘COVID-19’un Türkiye’deki Politik, Sosyal ve Ekonomik Etkilerine Muhalefetin Bakış Açısı’ başlıklı çevrimiçi yuvarlak masa toplantısına bu defa DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan katıldı.

Türkiye ve dünyadan çok önemli katılımcıların da dahil olduğu toplantıda Babacan Türkiye'deki ekonomik ve siyasi gelişmelere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Diyarbakır, Van, Batman ve Siirt'te yaptığı kongrelerde Kürt sorununa ilişkin de dikkat çeken ifadeler kullanan Babacan erken seçim için de önümüzdeki senenin ilk yarısını işaret etti.

YILDIZ: ORANTISIZ ÖNLEMLERLE SALGINLA MÜCADELE EDİLMEMELİ

DPI İcra Kurulu Başkanı Kerim Yıldız yaptığı açılış konuşmasında Babacan'ın bölgede yaptığı konuşmalara dikkat çekti. Küresel salgının şiddet aracı olarak kullanılmaması gerektiğine dikkat çeken Yıldız, "Sayın Babacan aramızda sizleri sağlıklı bir şekilde görmek bizi mutlu etti. Şimdiye kadar birçok partinin liderleri ile bir araya geldik. Çok geniş katılımcılarla birlikteyiz. Birçok ülkenin büyükelçiliklerinden temsilciler var. Demokrasiye hukuka ve insan haklarının özgürlüklerine inanmalıyız. Bazı hükümetler orantısız önlemlerle bu salgına karşı mücadele etmeye çalışıyor. Bu pandemiye karşı getirilecek önlemler küresel salgın bahane edilerek bir şiddet aracı edilmemelidir. Sizin Batman, Diyarbakır ve Siirt'te yaptığınız konuşmalarda hükümetin salgın politikasını eleştirdiniz. Bizler DEVA Partisi'nin Kürt Sorunu'na getirilecek çözümlerin demeokratik çözümler olacağına dair ifadeleriniz oldu. Sizin kongrelerde dile getirdiğiniz görüşler bizim ve tüm ülke için çok önemliydi. Sizlerin bu noktalarda dile getirdikleriniz çok önemli noktalardı" diye konuştu.

Yıldız'ın ardından programın koordinatörü DPI Türkiye yöneticisi Esra Elmas sözü Babacan'a verdi.

Türkiye'nin çok önemli sorunlarının olduğu bir dönemden geçtiğini belirten DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, pandeminin bu var olan sorunları daha da derinleştirdiğini söyledi.

"GEREKİRSE DERS DE VERİRİZ"

Türkiye'nin sorunlarının pandemi ile başlamadığını ifade eden Babacan, "İnsan hakları, özgürlükler ve demokrasi ile ekonomi açısından derin problemler var. Biz bu problemleri gördüğümüz için ve tünelin ucundan bir ışık göremediğimiz için DEVA Partisi'ni arkadaşlarımızla kurduk. Şuanda teşkilatlanma aşamasındayız. Hükümetin yönlendirdiği basın bize karşı bir ambargo uyguluyor. Biz sadece eleştirmiyoruz aynı zamanda ne yapılması gerektiği konusunda da çözüm üreten ve yol haritası gösteren bir partiyiz. Hata bu önerilerimiz sayın cumhurbaşkanı tarafından "Bize ders veriyorlar" diye çıkışmıştı. Biz de evet gerekirse ders de veririz diye cevap vermiştik. Biz liyakata çok önem verdiğimiz için İstanbul gibi bir yerin İstanbul il başkanına görev verdik" dedi.

"SEÇİLDİKTEN SONRA YARGI BAĞIMSIZLIĞININ ÖNÜNÜ AÇACAĞIZ"

Türkiye ve Dünyadan çok önemli katılımcıların da olduğu toplantıda Babacan şunları söyledi:

 BABACAN TOPLANTIYA KATILANLARIN SORULARINI YANITLADI

İçerideki sorunlara çözüm bulunamadığı zaman dış politikadaki sorunlar da derinleşiyor. Problemlerin kaynaklarının en önemlilerinden biri ifade özgürlüğüdür. Toplum problemleri açıkça konuşamıyoruz. Konuşturmama söz konusu. İfade özgürlüğü olmadığı için sorunlarımızı konuşamıyoruz ve çözüm üretemiyoruz. 2002 yılında kurulan hükümet ilk yıllarda güzel işler yaptı. AB süreci de önemli oldu bu süreçte. AB kriterleri bizim için çok önemlidir. AB'nin kriterlerini kendimize hedef olarak seçmiş bir siyasi partiyiz. Türkiye'de işsizlik rekor seviyelerde. Türkiye'de ekonomik anlamda iyi diyebileceğimiz hiçbir haber yok. Ekonomide her şeyden önce tutarlı olacaksınız. Bunları da belli bir strateji içerisinde yapacaksınız. Türkiye şuanda hastalığını inkar eden tedaviyi reddeden bir ülke konumunda. Türkiye yeniden kendi ayakları üzerinde durabilir içinde bulunduğu bu sorunlardan kurtulabilir. Topyekûn bir siyasi revizyon gerekiyor. Topyekun bir revizyon olmazsa bu sorunlar çözülemez. Meclis açıldığında ilk yapacağımız düşünce suçlarından cezaevinde olanların çıkarılmasıdır. Bunu çok önemsiyoruz. Yargıdaki sorunların yarısı hükümetin yargı üzerindeki baskısından kaynaklanıyor. Seçildikten sonra "ey yargı artık özgürsünüz" diyeceğiz.

"ANAAKIM BİR SİYASİ OLUŞUM OLARAK KENDİMİZİ GÖRÜYORUZ"

Siyasi yelpazenin tam ortasında anaakım bir siyasi oluşum olarak görüyoruz kendimizi. Ne sağ tarafta ne sol tarafta yer alıyoruz. Bizim uzun vadeli bir düşüncemiz var.

Artık ekonomik olarak son noktaya gelmiş bulunuyoruz. Bu tablonun sürdürülebilirliği hızla sona doğru geliyor. Her geçen gün siyasi sermayenin eridiğini görüyoruz. Siyasi zemin zayıfladıkça hükümetin bu işi götürmesi zorlaşacak. Mevcut politikasızlıkla bir başarı elde edilemez. Bizim tahminimiz 2021'in ikinci yarısı ile 2022'nin ikinci yarısında bir seçim ihtimalini yakın görüyoruz. Seçim kararı alındığında o günkü şartlara bakılır ittifak söz konusu olması gerekiyorsa konuşulur. Tüm siyasi partilerle diyaloga açığız. İkili görüşmelere de açığız. Biz Kürt meselesine tamamen bir insan hakları özgürlük, ve demokrasi meselesi olarak görüyoruz. Bütün temel haklarını olduğu gibi tanımlamanın devletin bir görevi olduğunu düşünüyoruz. Halkın özgürlük alanlarının pazarlıklara tabi tutulmasını yanlış görüyoruz. Türkiye'de bir de terör sorunu var. Bu örgütle ilgili çatışmasızlık konusunda arabulucu olduğumuz örnekler var. Bunlara kopyalayıp yapıştırmamız mümkün değil. Çözüm için enstrümanlar var. Öncelikle bölgesel bir siyasi diyalog ve diploması yapılması lazım. Karşımızda bir siyasi örgüt varsa gerektiğinde askeri gücü kullanabiliriz. Ama bununla da çözülemeyeceğini söyleyebiliriz. Ama şuanda hemen şunu şöyle yapacağız böyle çözeceği diyemiyoruz. Bunun Suriye, Irak ve İran ayakları var. En az 4 ülkede kirli bir varlık söz konusu. En önemlisi bu örgütün varlık sebebini ortadan kaldırmak gerekiyor. Bugünün Türkiye'sinde artık bu örgüte ihtiyaç yok. Devletlerin bir çıkış kapısı da göstermesi lazım. Burada niyet ve rasyonalite önemli. iç siyasete çözümden ve barıştan beslenen bir iç siyasi perspektif lazım.

"PARTİMİZİN HENÜZ ADI ÇOK İYİ BİLİNMİYOR"

Partimizin henüz adının çok iyi bilinmediği bir dönemde telefonla ucu açık sorularla ne kadar sağlıklı sonuçlar alınabileceği şüphelidir. Seçim tarihi belli olduktan sonra ittifak konusu bir telefon kadar uzak mesafededir. Ama şuanda öyle bir şey söylemeyeceğiz çünkü varlık sebebimizi ortadan kaldırmış oluruz. 7 aydır sağlam duruyoruz seçim kararı açıklanana kadar da asla ittifaklardan bahsetmeyeceğiz.

"TUTARLI OLACAĞIZ"

Bütün konuşmalarımız canlı yayınlandı. Diyarbakır'da Batman'da yaşayanlar zaten bu meseleyi biliyorlar. Aslında oradan bütün Türkiye'ye sesleniyoruz. İlkeler ve değerler çerçevesinde insanları esas aldıktan sonra hiç kimsenin itiraz edebileceği hiçbir şey yok. Bakın kaç gün geçti ama olumsuz bir şey gelmedi. Olumsuz hiçbir şey gelmedi bugüne kadar. Bu konuda hiçbir kaygımız yok. Tutarlı olmanın sonuçlarını da göreceğiz. Bunu da bütün bölgelerde göreceğiz. Ben siyasete girdiğim ilk günden bugüne kadar bugün söylediklerimle daha önce söylediklerim arasında bir çelişki yok. Siyasetin sahici bir iş olması lazım. Her doğru her yerde söylenmez. Ama söylediğiniz her şeyin doğru olması lazım. Tutarlı olduğumuz sürece Türkiye'nin bütün bölgeleri bizim için birdir. AKP artık iktidarını kaybetti. Artık sadece ittifaklar ve koalisyonlarla ayakta kalabilir. Ama propaganda makinası ile sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlar. Mevcut kurallarla oyunu kazanamayacaklarını düşündükleri için oyunun kurallarını değiştirmeye çalışıyorlar. Şuanda AKP'nin bütün programlarında panik var. Mutlaka anadilin korunması, kullanılması ve geliştirilmesi gerekir. Devletin burada üzerine düşen ne varsa yapması gerekir. Periyodik ve proje bazlı bir çalışma başlatacağız.

"HİÇBİR UNSURU VE METODU DIŞARIDA BIRAKMIYORUZ"

Öcalan ile diyalog olur mu sorusuna Babacan şunları söyledi:

Bölgesel siyasi diyalog önemli. Bazı aktörler de önemli. Zamanı gelince yapılır yapılmaz bunlar o zamanın o konjonktürler olur. Biz hiçbir unsuru ve metodu kategorik olarak dışarıda bırakamayız. Önce toplumsal zeminin hazırlanması gerekiyor. Tüm Türkiye'nin hazırlanması gerekiyor.

Suriye'de nerede yanlış yapıldığı sorusu yerine Suriye'de nerede doğru yapıldı sorusu daha iyi olur sanırım. Dar bir ideolojik perspektifle başka ülkelerin politikalarında taraf olmak çok çok yanlış bir şey.

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ TARTIŞILMAMALI"

İstanbul sözleşmesinden çekilmek akla hayale sığacak bir durum değil. Bu sözleşmeden çekilmek o insani bakış açısından çekilmektir. Bir daha gündeme gelirse en sert şekilde karşı çıkacağız.

Kurumları bir ayda ayağa kaldırırız. Ekonomik kurumlara filli bağımsızlık verilmesi lazım. Kuşkusuz kadroları yenilemek gerekiyor. Dürüst ve işin ehli insanları o kurumlarda çalıştırmamız gerekecek.

BABACAN DİYARBAKIR'DA ÖNEMLİ SÖYLEMLERDE BULUNDU

Ali Babacan, Diyarbakır'da STK temsilcileri ile katıldığı toplantıda Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözülmesi gerektiğini vurgulamıştı. Anadilde eğitimin olması gerektiğini belirten Babacan, siyasi tutuklular ve düşüncelerinden dolayı cezaevlerinde olanların da mutlaka bırakılması gerektiğini belirtti. 

Editör: TE Bilişim