Türkiye'de son yıllarda artan ekonomik krizin yükü yine işçi ve emekçilerin sırtına yüklendi. Enflasyon resmi verilere göre bile yüzde 80'in üzerine çıktı. İşçilerin alım güçleri çok fazla düştü. 

Büyük kentlerde yaşayayan işçiler artık ev kirası bile veremiyor ve kentleri terk ediyor. Diyarbakır'da bulunan işçi ve emekçiler için dezaavantajlı durum artarak sürüyor. 

Kayyum politikalarının olduğu, Kürt sorunu eksenli sorunların ekonomik sorunlarla birleşmesi bölgede yaşamı oldukça zorlaştırıyor. DİSK Diyarbakır Bölge Temsilcisi Hasan Eroğlu yaşanan bu krizi ve asgari ücret tartışmalarını Rabia Çelik'e değerlendirdi. 

Türkiye'de milyonlarca kişinin geçim krizi ile karşı karşıya olduğunu belirten Eroğlu, yüksek enflasyonla birlikte ücretlerinin de buharlaştığını söyledi. 

"DÜNYA LİDERİYİZ DİYE ÖVÜNÜYORLAR AMA AVRUPADA ASGARİ ÜCRETLİNİN EN FAZLA OLDUĞU İKİNCİ ÜLKEYİZ"

Türkiye'nin dünyada en düşük asgari ücret veren ikinci ülke olduğuna dikkat çeken Eroğlu, "“Dünya lideriyiz” diyenler dünyada asgari ücretin bu kadar yaygın olduğu ikinci bir ülke daha gösteremiyor. Asgari ücretin Türkiye’de artık bir ortalama ücret haline geldiği gerçeği yok sayılıyor. Sendikalı olmanın önüne engeller çıkaranlar, grevleri yasaklamakla övünenler Türkiye işçi sınıfını asgari ücrete veya asgari ücrete yok yakın ücretlere mahkûm ediyor. Biz zam yağmurunun altında yaşam savaşı verirken “enflasyon düşüyor” diyenler, resmi enflasyonu hesapladıkları çarşıyı, pazarı, marketi açıklamıyor. Önce enflasyonu düşük göstererek sonra da enflasyona göre ücretleri artırarak hepimizin ekmeğine el uzatıyorlar. “Büyüme rekorları kırdık” diyenler neden bu bizim ekmeğimizin büyümediğini, aksine her sene daha da küçüldüğünü açıklamıyor. Fabrikalar, bankalar, işletmeler kar rekorları açıklarken bizim yoksullaşmamızın sorumluları hesap vermiyor. TÜİK’in resmi verilerinde dahi enflasyon yüzde 84, gıda enflasyonu ise yüzde 103 civarında gerçekleşti. Emeklilerde ve düşük gelirlilerde gıda enflasyonu ise yüzde 131-151 arasında. Ama bu da yetmiyor. Yüksek enflasyon nedeniyle büyük alım gücü kaybı yaşayan bizler bir de vergi yükünün altında eziliyoruz. Ücretlerimiz artsa bile önemli bir bölümü vergiye gidiyor." dedi.

"VERGİDE VE ÜCRETTE ADALET İSTİYORUZ"

Vergide ve ücrette adalet istediklerini ifade eden Eroğlu şunları söyledi:

Bizler DİSK olarak yıllardır hatırlatıyoruz: “Vergide adalet olmadan ücrette adalet olmaz”. Asgari ücret gündemi vesilesiyle, gelirdeki adaletsizliklerin gündeme geldiği bu süreçte vergi sistemindeki adaletsizliklere de dikkat çekiyor ve taleplerimizi bir kez daha ifade etmek istiyoruz.

 Öncelikle işçilerin gelirlerinden ödedikleri verginin patronlarıyla eşit oranda olması adaletsizliktir.

 Vergi gelirleri içerisinde dolaylı vergilerinin, yani tükettiklerimizden alınan vergilerin payının %70’e yaklaşması adaletsizliktir. Dolaylı vergilerde de en yoksul ve en zengin aynı oranda vergi verir. Böyle adalet olmaz!

 Daha da ötesi yaşam mücadelesi veren işçilerin sanki zenginleşmişler gibi yıl içerisinde daha yüksek oranda vergi vermeleri adaletsizliktir.

2022’de hepimiz tanık olduk. Çarşıya, pazara, markete her gittiğimizde fiyatlar artıyor, evimize gelen her fatura bir öncekinden yüksek oluyor ama işçilerin artması gereken ücretleri, vergi dilimleri nedeniyle yıl içerisinde düşüyor. Yani işçi sınıfı dilim dilim soyuluyor!

Çalışanlar sanki çok zenginlermiş gibi, nisan ve mayıs aylarında yüzde 20’lik ikinci vergi dilimine, eylül ayında ise yüzde 27’lik üçüncü vergi dilimine girerek gelirlerinin büyük bölümünü vergi olarak devlete ödedi. Örneğin ocak ayında 637 TL vergi ödeyen bir çalışan, eylül ayında 2.342 TL vergi ödedi.
Eğer vergi dilimleri yeniden değerleme oranına göre artırılsaydı 2000 yılında 2.500 TL olan ilk vergi dilimi 2022’de 81.689 TL olarak uygulanmalıydı. Yani işçiler yaklaşık 82 bin TL kazandıktan sonra bir üst vergi dilimine geçecek, daha yüksek oranda vergi ödeyecekti.
Benzer şekilde vergi dilimleri asgari ücret artışı kadar artsa idi ilk vergi dilimi 2022’de 110 bin TL olacaktı. Ama 2022’de ilk vergi dilimini 32 bin lira olarak belirleyerek milyonlarca işçiyi dilim dilim soydular!
Eğer vergi dilimleri hakkaniyetli biçimde yükseltilmezse 2023 yılında da bu soygun devam edecek. İşçiler erkenden üst vergi dilimine girecek. Verilen ücret artışları vergiye gidecek!

"KAZANANANDAN ÇOK AZ KAZANANANDAN AZ VERGİ ALINMALI"

En başta da ifade ettiğimiz gibi vergide adalet olmadan gelirde adalet olmaz! Vergide adaletin ilkesi ise dünyanın her yerinde aynıdır: Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almak. Türkiye’de ise “verginin tabana yayılması” adı altında tam tersi bir durum söz konusudur. Vergi yükü işçilerin, emekçilerin, ücretlilerin dar gelirlilerin sırtına yıkılmaktadır. Vergi tabana değil tavana yayılmalıdır.

Vergide adalet için yapılması gerekenler bellidir:

 Gelir vergisi oranı ücretlilerde yüzde 10’a düşürülmelidir.
 Vergi tarife dilimleri en az asgari ücret veya yeniden değerleme oranında
artırılmalıdır.
 İşverenlere uygulanan 5 puan SGK prim desteği çalışanlara da
uygulanmalıdır.
 Çağdışı damga vergisi tümüyle kaldırılmalıdır.
Özetle, ücretlerden ve tükettiklerimizden değil, kârdan, faizden, ranttan daha fazla vergi alınan, az kazananın az, çok kazanın çok vergi ödediği bir vergi düzeni şarttır.

Bu adaletsiz düzene karşı vergi adaleti mücadelemizi büyütmeye kararlıyız!

 Asgari değil, insanca yaşam!
 Asgari ücret değil toplu sözleşme!
 Asgari ücret 13200 Net!
 Gelirde adalet vergide adalet!

TÜRK İŞ'İN ASGARİ ÜCRET AÇIKLAMASINA TEPKİ
  
TÜRK İŞ Genel Başkanı Atalay'ın açıkladığı asgari ücretin açlık sınırında olması nedeniyle tepkiler gelmişti. Hasan Eroğlu da bu açıklamaya tepki göstererek," Bilindiği gibi her yıl Aralık ayında asgari ücret tespit komisyonu toplanır; taraflar yani hükümet, işveren ve işçiler adına yetkili olan ilgili işçi sendikaları konfederasyonu ile birlikte asgari ücret miktarını belirleyip kamuoyuna açıklarlar. Bu konuda ilgili kurumlar , muhalefet ve sendikamız DİSK asgari ücret ile ilgili beklenti ve görüşlerini kamuoyu ile paylaştı. Ancak bu arada  ilginç ve talihsiz bir durum yaşandı.  yetkili sendika asgari ücretle ilgili açıklaması beklentilerin çok altında oldu. Doğal olarak bu açıklama kamuoyunun ve çalışan kesimin, emekçilerin haklı tepkisini çekti. 
Umarız bu tür açıklamalar yapılmadan önce emekçilerin içinde bulunduğu durum daha iyi analiz edilir ve değerlendirmeler çalışan kesimi tatmin edebilecek düzeyde olur." dedi.

Editör: TE Bilişim