Gazete Emek-Siyaset devlet mafya ilişkilerine ilişkin çarpıcı itiraflarda bulunan organize suç örgütü lideri Sedat Peker 8. videosunu sosyal medya hesabından yayınladı.

Sosyal medya hesapları üzerinden yayınladığı videolarda dile getirdiği iddialar ile Türkiye’de devlet-mafya ilişkilerinin bir kez daha tartışılmasına yol açan organize suç örgütü lideri Sedat Peker, 8’incisini videosunu “Fırtınalarla Büyüyen Fidanlar Rüzgarda Yıkılmaz” başlığıyla yayınladı.

AKP’li Başkan Soylu’ya destek için ‘dağa’ çıktı!

Peker’in video çektiği mekanı yine değiştirdiği görüldü.

Konuşmasının başında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Habertürk’teki yayında, “Peker’in son videosu 8 milyonu aşkın kişi tarafından izlendi…” denilmesi üzerine, “8 milyon kişi çocuk pornosu da izliyor” yanıtını vermesine atıf yapan Peker şunları söyledi:

“Adet olduğu üzere yine yoklamak yapmak istiyorum. Ancak bu sefer Süslü Süleyman’a tek ayak cezası vereceğim. Çünkü çok ayıp şeyler söylemeye başladı. Bilinçaltında yaşadığı olayları dışa vurmaya başladı. Yoklamamızı alalım isterseniz; Düşkün Abdulkadir orda mısın? Süslü Sülüman sen zaten buradasın. Operasyon hazırlattırıyorsun ya senin elemana, çalışıyor şimdi Resul (Organize Suçlarla Mücadele Daire Resul Holoğlu’ndan bahsediyor) bütün milleti nasıl toplayacağız diye… DHKP-C’ye, FETÖ’ye bağladın ya… Geleceğiz sana ama sen cezalı olacaksın bugün. Çakma solcular için, orijinalleri baş üstünde, yoklama almaya gerek yok…”

Sedat Peker'in Berat Albayrak iddiasına Murat Sancak cevap verdi

Peker, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için “Madem ben uluslararası komplonun parçası ajansam, o zaman bundan sonraki videoyu oturup sizin karşınızda anlatacağım” dedi.

Peker’in videosunda dile getirdiği iddialar şu şekilde:

“BİR DAHAKİ VİDEODA BAŞ BAŞA KONUŞACAĞIZ TAYYİP ABİ, HELALLEŞECEĞİZ”

Sayın Cumhurbaşkanımız, Tayyip Abi, bir uluslararası komplo olduğunu, bu komplonun da merkezinde benim olduğumu ismimi geçirmeden anlattı. ‘Görecekler, bulup getireceğiz’ dedi. Devlet, bulup getirir orada bir sıkıntımız yok. Beni bulup getirmek gerçekleri değiştirecek mi Tayyip Abi? Madem ben uluslararası komplonun parçası ajansam o zaman bundan sonraki videoyu da Tayyip Abi oturup ben kardeş olarak ben anlatacağım. Ne zaman tanıştık, ne zaman görüştük. Ne bir eksik ne bir fazla. Onlara parmak, bilek diyet verdim. Allah’a yemin olsun sen bizim büyüğümüzsün abimizsin, silahı buraya koyacağız, iki tane müfettiş, yalan makinelerinin yüzde 1,5 yanılma payı var, o yüzden mahkemelerde kullanılmıyor. O yüzde 1,5’ta ben doğru söylesem makine ötse kafama yine sıkacağım.

Reuters’tan Sedat Peker tartışmaları ile ilgili çarpıcı haber: Erdoğan için hiç kolay olmayacak

Madem ben ajanım anlatacağım abi, bir özür bekledim abi ya. Ya bütün olanları anlattık, bütün her şey ortada. Bütün bunları halk biliyor, sana anlatmıyorlar. Bir sen bilmiyorsun, çevreni sarmışlar. Geri kalan herkes biliyor. Yaşadığım sürece sana karşı asla saygısızlık içerisinde olmayacağım. Ancak sen görmek istemiyorsan ben vatan haini olarak anılmak istemem. Ben vatan haini değilim. Bunu en iyi sen biliyorsun. Senin hiçbir gücün yokken ben vardım. Onların hiçbiri yoktu. Alkış beklemedim, ön planda olmadım, elimden ne geliyorsa onu da yaptım. Bir dahaki videoda konuşacağız Tayyip Abi, baş başa, abi-kardeş. Açık delillerle, bilinmeyen delillerle anlatımlarımı doğrulayacağım. Helalleşeceğiz abi, ben ajan değilim. Bunu tüm dünyaya göstereceğim.

“KRİMİNAL BİR YAPI VAR”

Devleti yıpratmak için uluslararası bağlantılarla anlaşma yaptı diyorlar. Ya cahilsiniz. Ben Kutlu Adalı cinayetini anlatırken deseydim ki Kıbrıs Rum Kesimi’ne Türk Kesimi’ni satmak için bu organizasyon yapılıp cinayet yapıldı, o zaman devlet yargılanırdı. Ben doğruyu söyledim, öyle bir şey yok. Ben ne dedim, kriminal bir yapı var. Bir ucu Venezuela’da bir ucu Kıbrıs’ta bir ucu da 25 sene evveline. Bu rahmetli bu şekilde, bu sebeple dedim. Hiç kimse inanmadı. Zorla kardeşim ifade verdi. Ne oldu? Zekâya saygı duymasını öğreneceksiniz.

Beşiktaş'ın 7-0'lık Hatayspor maçı için 'şike' iddiasıyla UEFA'ya başvuru yapıldı

Şunu da söyleyeyim, karşı taraf çok çoğaldı. Aklımı tatilden geri çağırdım.

“HALİL FALYALI’YI NEDEN ALMIYORSUNUZ?”

Uluslararası uyuşturucu trafiği… Ben deseydim ki Binali Yıldırım başbakanlığı döneminde ülkeye sıcak para girsin diye özel gizli bir anlaşma yapıldı. Bu şekilde koordinasyon kuruldu devleti yargılatmak için, bu kriminal olay. Eski başbakanın oğlu, Venezuela ayağı, Kıbrıs’taki o para sistemi, Orta Doğu’ya gidiş.

Diyorsunuz ya, ‘Biz herkesi gidip alırız’, Halil Falyalı’yı neden almıyorsunuz? Yayınladı arkadaşlar, ABD’nin kırmızı aramasını, Türkiye’de de İçişleri’nden aranıyor. Herkesi gidip alıyorsunuz, gidin onu da alın. Ama onda kasetler var. Herkesi çekmiş o da. Ben Halil’den öğrenmedim. Namuslu adamın kasetini yayımlamam. Adam çıkıp derse ki, ‘Bu anlatılan doğru’ niye yayımlayım, sapık mıyım teşhirci miyim. Beni boşa düşürecek, ben kendimi size mahcup ettirmeyeceğim. 40 yaşına kadar olan kardeşlerim, sizi de beni dinlediğiniz için başkalarına karşı mahcup duruma düşürmeyeceğim. Bir de Kıbrıs’taki Kutlu Adalı cinayeti zamanaşımı demiştim. Uluslararası hukuku, bizim içtihatları, infaz kanunlarını inceledim şöyle bir şey var: Cinayet 20 senede zamanaşımına uğruyor ancak açılmış bir mahkeme varsa bu zamanaşımını engelliyor. Burada şöyle bir durum ortaya çıkıyor. Biz AİHM’e bağlı olduğumuz için AİHM’de bu konuyla ilgili yargılama yapılmış. O yüzden dolayı o yargılamanın başı zamanaşımını keser. Yani Korkut Eken, Mehmet Ağar ve diğerleri için zamanaşımı olmaz, kardeşim Atilla Peker için zamanaşımı var. Bu içtihat zorlama bir içtihat diyebilir hukukçular, ancak biraz bakıldığında üzerine infaz savcılığı çalışırsa bunu zamanaşımından çıkarır. Bu içtihat da Türk yargı tarihine benim yazmış olduğum içtihat olarak girer.

O sivil şehit yasası var ya onun icadı da benim. Ham halini ben yolladım bir dostumuz vasıtasıyla. Bazıları da diyor ki ‘Sen akıllıymışsın hiç bilmiyorduk’. Bir kere sordunuz mu ‘Sen akıllı mısın?’ diye. Şimdi kendim gazeteci, yapımcı, yönetmen oldum.

Bizim Süslü Süleyman’a geldik. Mahallede otururken bir çocuk gelir, delikanlı tavırları vardır. Sonra bakarsınız biraz yamukluk var, kaypaklık yapıyor. Sonra bir hatasını yakalarsınız tam döveceksiniz, hemen bağırmaya başlar. Bunlara mahallenin kaşarı denir. Makamı hariç, o TV programında görmedin mi. Gazeteciler ikişer dakika konuşmuş, öyle dedi, böyle dedi, soru soracaklar, tecavüzcü, tak aradan yürüdü gitti.

Sülü, senin doktorunum, seni tedavi de edeceğim. Saydı, saydı kaçtı gitti ya Erhan Tuncel’in ortağı diyor. Bir adama demezler mi açıkla. Nerede ortakmışız? O kadar emin söyledi ki ben bile şüpheye düştüm. Bu adamla ne yapmışız bir adamla? O arkadaş beni tanımaz, ben de onu tanımam. Samimiyetimiz yok. Laik kesimin hassas olduğu konu, Danıştay cinayeti, bu adam karışık adam, mahallenin kaşarları anlatır ya, kafaları karıştırır.

Bir de ablası DHKP-C’li imiş o DHKP-C’den bana bağlantı kurmuş, sonra Nurettin’den de FETÖ’ye bağlamış olayı, benim koruma kararım. Vallahi İçişleri Bakanlığı’nın makamında bir deli oturuyor. Ben size söylüyorum, inanmıyorsunuz. Ben desem ki Nurettin diye birini tanımıyorum, kimse aksini ispat edemez. Çünkü telefon konuşmam yok, resmim yok, hiçbir şeyim yok. Ben Nurettin’i tanıyorum. Tanımıyorum desem hiç kimse kanıtlayamazdı ama ben tanıyorum. Bir şey var bunu anlatmak lazım. Komiser muaviniydi. Bir gün çevirme yaparken bu arkadaşla tanıştık, birkaç kez. Sonra bir arkadaşı bu niye böyle biraz içine kapanık bu arkadaş.

O sırrını biliyormuş, sır gibi olaydı. Sülü dinle sen de öğren sırrı.

Bu polis akademisine giderken 13-14 yaşlarında ablası varmış bunun. DHKP-C’li. Bu gidip bilgi veriyor, ablasının toplantılar yaptığını. Onlar da teslim olmuyor, çatışma çıkıyor. Nurettin’in ablası ölüyor. Nurettin’in ablası üzerinden diyor ya. Ya 34 sene önce ablası ölmüş ya. Bu adam deli. Mahallenin kaşarı, tak tak anlattı kaçtı. Bir yere kaçamazsın, dur. Benim DHKP-C’den koruma almaya ihtiyacım mı var. PKK’nın bütün yöneticileri ‘Sedat Peker çeteci de diz çöktüreceğiz’ dedi. FETÖ’nün ilk etkisiz hale getirilecekler listesindeyim. USB’den çıktı, kim hangi otelde, evde, yanında kaç koruma var yazılı. Benim DHKP-C’nin tehdidi diye korumaya ihtiyacım mı var?

Bir de diyor ki biz ajan diye yerleştirdik. O da yalan. Ajan diye yerleştirdiysen benim dosyada niye bu koruma polislerinin ifadesi yok? Ajansa ifadesi olması lazım. Sen nasıl bir adamsın ya. Bir de diyor ki, ‘Yurt dışına gitmedi polisi’ Yurt dışına gitmeyi bırak 7-8 ay yanımda kaldı. Özelim ben normal değilim ki. 7-8 ay benimle kaldı, evrakları orada.

Tecavüzcü diyor. Ulan sapık senin tipin tecavüzcüye benziyor. Şu tipe bir bak Allah korusun tecavüzcü olmaya ihtiyacım var. ‘Karakolda olayı kapattı gitti’ diyor. Ben o olayla ilgili karakola hiç gitmedim. Savcılığın daveti üzerine savcılığa gittim, olayı anlattım. ‘Bu polislerle ilgili şikâyetçi misin?’ dedi, ‘Şikâyetçiyim’ dedim. Bundan başka bir şey yok. Polislerle ilgili şikayet… Şanlı gazeteciler var ya, savcılığın kararını yayınlayın dedim, onlar ‘Biz yayınlayamaz ya. İsterseniz ilan verin’ dediler. 100 bin dolara yakın paramı aldılar. Ben neler çektim. Karakolun içinde kalpazan varmış, organizede. O tahkikatı yapanların hepsi şimdi FETÖ’den cezaevinde. O kalpazanı tercüman yapmışlar. Nezaretteki suçluyu, onu da şans eseri öğrendik patlattık zaten, savcının aklı çıktı. ‘Bu devirde böyle şeyler olur mu’ dedi.

“FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER…”

Sülü’ye bağlı sosyal medya hesapları var. Çok kurnazdır. Oradan bir tecavüz… Nedir, bunu bir araştırın dedim. Allah yardım edecek ya. Nisan’da 20 gram kokain yakalanmış o bayanın üzerinde. 20 gram satıcılığa girer, tutuklanması lazım. Dosyaya gizlilik koymuşlar, tutuklanma yok. Tecavüz etmişim. Kansızsın sen. Bunlar daha neleri anlatacaklar. Faili meçhul cinayetler, neler, neler, neler. Tuvalet de yasak, gitmeyeceksin.

Bir de ‘FG’ plakalı arabaya biniyormuşum. Bir tane bir arkadaş var, ‘Bu deli mi nedir, hep aynı şeyi diyor’ dedim. Ben cezaevinden çıktıktan sonra araba kiralamıştık, arabanın plakasıyla ilgileneceğim yüz bin tane derdim var. Ya dedim bir araba kiralık olmasa ne olur. Her ‘FG’ plakalı araba Fethullahçı mı? O zaman ‘AÖ’ olanlar Abdullah Öcalancı diye tutuklayın.

“SADAT, BENİM ÜZERİMDEN EL NUSRA’YA SİLAH VE ARAÇ YOLLADI”

“MİT tırları yakalandıktan sonra kafamda şöyle bir şey oluşmuştu: Biz oraya hem toplumun duygularını yükseltmek hem de oradaki kardeşlerimize, Bayırbucak Türkmenlerine ve diğerlerine yardımcı olmak için İHA, kıyafetler, -ama sayıca çok fazla, oradaki tüm savaşçılara yetecek kadar- telsizler, çelik yelekler, onlar bunlar, tırlarca… Bu projeji düşündük. O milletvekili arkadaşımızla da konuştuk. O da düşünceyi aldı, iletmesi gereken yerlere iletti. Sonra dediler ‘Biz ek tırlar verelim, sizin tırlarla beraber (gitsinler)’.

Fatih Altaylı’dan dikkat çeken AKP yazısı: Güldürmeyin beni, sonra karnım ağrıyor

Bizin tırlar ‘Sedat Peker yardım konvoyu’ diye gidiyor. Basına da resimler veriyoruz. Tüm ekipmanları yolluyoruz. Ama benim adıma giden diğer araçlar var. Onlar da başka yerdeki Türkmenlere gidiyor diye biliyoruz. Araçların içinde ne olduğunu bilmiyoruz, bilmiyoruz dediysem silah var, saf çocuk değiliz. Bu da normal, olması gereken şey. Ama bu MİT tarafından, askeriye tarafından organize edilmiyor. SADAT tarafından organize ediliyor, SADAT’ın içindeki bir ekip tarafından. Bunların hepsini ben kendi paramla alıyorum ama onlar hariç, onların benimle hiçbir ilgisi yok ama benim adıma gidiyor. İşlem yapılmıyor, kayıt yapılmıyor, direkt geçiş yapılıyor. Sonra ben yüklü miktarda Mitsubishi araçlar yollamaya başlayınca dediler ‘Bize de biraz verir misin, orada savaşçılar…’, dedim tamam, verelim. Türkmenler her yerden videolarla teşekkür ediyorlar aracı aldık diye, bir iki tanesi arapça konuşuyorlar. Sonra bizim Türkmen arkadaşlar ‘Bunlar el Nusracı’ dedi. Bizim diğer arkadaşlar da ‘Bu gidenler el Nusra’ya gidiyor’ diyor. Evet, benim üzerimden gidiyor. Samimi yapıyorum. Ama ben yollamadım, SADAT’çılar yolladı. O tarihte demiştim ki bunlara (el Nusra’ya) bu silahları veriyorsunuz, bunlar bizim Şii Türkmenlerle savaşıyor, bizim insanımız, anlat bilelim. Bilelim ne oluyor, bizim üzerimizden gidiyor. Herkes diyor ya Sedat Peker getirdi silahları. ‘Yeni dengeler kuruluyor, şöyle böyle…'”

“SURİYE’DEN YASA DIŞI TİCARET KÜLLİYE’NİN, MT GRUP’UN VE EL NUSRA’NIN ONAYIYLA YAPILIYOR”

“Pandora’nın ilk kutusunu açalım bakalım. Suriye’de ticaret yapmak için ne yapmanız lazım biliyor musunuz? Metin Kıratlı Bey var, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı, Külliye’de. Ona gideceksiniz. Ama bir iki kamyonluk alışverişleri söylemiyorum. Kaçak ham petrol, çay, şeker, alüminyum, bakır, ikinci el araba… Bunlar milyarlarca dolar, büyük para. Suriye mücadelesi için parayı kim verdi? Biz. Devlet vermedi mi, devlet. Kim şehit oldu, millet. Şimdi orada yapılan ticareti anlatacağım. Siz oradan (Metin Kıratlı’dan) onayı aldıktan sonra sizi MT Grup’a yolluyorlar. Murat Sancak, Ramazan Öztürk, tüm hiyeraşi orada. Onların da onayı geçtikten sonra kime gidiyorsunuz; el Nusra’nın iktisat sorumlusu var, Ebu Abdurrahman, Ebu Şeyma ismini de kullanıyor. Şu anda da ticaret böyle yapılıyor.”

“BERAT ALBAYRAK, İSTANBUL’DA MURAT SANCAK’IN EVİNDE KALIYOR”

“Berat Albayrak nerede biliyor musunuz? Hep arıyorsunuz ya. Murat Sancak’ın evi var Hadımköy Beylikdüzü taraflarında, orada kalıyor.”

Editör: TE Bilişim