Gazete Emek- "Çözüm Süreci"nin aşamalarından biri olan Dolmabahçe Mutabakatı'nın yıl dönümünde Halkların Demokratik Partisi'nden (HDP), "Çözümün tek yolu Dolmabahçe Mutabakatına geri dönmektir!" başlıklı bir açıklama geldi.

 

 

HDP Merkez Yürütme Kurulu imzalı açıklamada, "28 Şubat 2015 tarihinde Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümü için tarihi bir kapı aralanmıştı. Dolmabahçe Mutabakatı kamuoyuna deklare edilmiş ve Türkiye toplumunun demokrasi, özgürlük ve barış umudunun ilkeleri ve yol haritası belirlenmişti. Dolmabahçe Mutabakatı, Cumhuriyet tarihinde toplumsal barış ve demokratik müzakere kapılarını aralayan en önemli belgeydi" denildi.

 

"Çatışma yerine yaşamı, siyasi çıkar yerine toplumsal birlikteliği esas alan Dolmabahçe Mutabakatı, Türkiye’nin yüz yıllık sorunlarına sunduğu çözümlerle Cumhuriyetin demokratikleştirilmesini esas almış; devlet-yurttaş, devlet-toplum ve farklı kimlikler arasındaki ilişkileri düzenleyerek yeni bir yaklaşım ortaya koymuş ve demokratik siyasete kurucu rol biçmiştir. Türkiye’nin tarihsel sorunlarını kendi öz güçleriyle çözmesinin yol ve yöntemleri Dolmabahçe Mutabakatında dile getirilmiştir" ifadeleri kullanılan açıklamada, "Dolmabahçe Mutabakatı tarihi bir fırsat olduğu kadar siyasi bir dönüm noktasıydı da. Bu dönüm noktasında barıştan yana olmak, ilke ve irade siyasetiyle mümkündü. Fakat AKP iktidarı, tercihini savaş ve şiddetten yana kullandı, Dolmabahçe Mutabakatını inkâr etti. Dolmabahçe Mutabakatının çözüm ruhuna derinleştirilmiş savaşla karşılık verildi ve Sayın Öcalan’a uygulanan ağır tecritle mutabakat sonlandırıldı. Toplumsal barışın sağlanmasındaki tarihsel rolü deneyimlenmiş Sayın Öcalan'a uygulanan tecrit bir yönetim biçimine dönüştürüldü" değerlendirmesi yapıldı.

 

Açıklama şöyle son buldu:

 

"Bugün Türkiye’nin içerisinde bulunduğu çoklu krizler, küresel gerilimler ve jeopolitik riskler Dolmabahçe Mutabakatına dönmeyi zorunlu kılmaktadır. Türkiye’nin krizlerden kurtulması ve küresel risklerden olabildiğince az etkilenmesi için Dolmabahçe Mutabakatına dönmek acil ihtiyaçtır. Bu nedenle Türkiye’deki tüm siyasi aktörleri Dolmabahçe Mutabakatına dönmeye ve Türkiye toplumunun sadece bugününü değil geleceğini de kurtarmaya çağırıyoruz."

 

DOLMABAHÇE MUTABAKATI NEYDİ?

 

AKP iktidarının başlattığı "Çözüm Süreci" kapsamında HDP ile yapılan görüşmelerin sonucu olarak imzalanan söz konusu Dolmabahçe Mutabakatı 10 maddeden oluşuyordu.

 

Donemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın, HDP’lilerle birlikte Dolmabahçe Sarayı’nda açıkladıkları 10 maddelik mutabakat 28 Şubat 2015 tarihini taşıyordu.

 

Mutabakat şu 10 maddeden oluşuyordu:

 

Demokratik siyasetin tanımı ve içeriği.Demokratik çözümün ulusal ve yerel boyutlarının tanımlanması.  Özgür vatandaşlığın yasal ve demokratik güvenceleri.  Demokratik siyasetin devlet ve toplumla ilişkisi ve bunun kurumsallaşmasına yönelik baskılar.  Çözüm sürecinin sosyoekonomik boyutları.Çözüm sürecinde demokrasi-güvenlik ilişkisinin kamu düzenini ve özgürlükleri koruyacak şekilde ele alınması.  Kadın, kültür ve ekoloji sorunlarının yasal çözümleri ve güvenceleri.Kimlik kavramı, tanımı ve tanımlanmasına dönük çoğulcu demokratik anlayışın geliştirilmesi.  Demokratik cumhuriyet, ortak vatan ve milletin demokratik ölçütlerle tanımlanması, çoğulcu demokratik sistem içinde yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması.Bütün bu demokratik hamle ve dönüşümleri içselleştirmeyi hedefleyen yeni bir anayasa.

 

ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?

 

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Mutabakatı'nın açıklandığı masada hükümet adına oturan Yalçın Akdoğan ile aynı gün Suudi Arabistan ziyaretine gitmiş, bunun öncesinde yaptığı açıklamada, "Tabii silahların bırakılması çağrısı bizler için çok çok önemli bir beklenti idi. Bu demokratik açılım süreci ile başlayan bir çağrıdır. Milli birlik ve kardeşlik projesi ile başlayan bir şimdi de çözüm süreci ile devam eden ve bunu artık noktalayalım diye hasretle beklediğimiz bir çağrıdır" demişti.

 

Ancak Erdoğan birkaç ay sonra bu sözlerinden vazgeçmiş, "mutabakatı doğru bulmadığını" söylemişti. Erdoğan, Temmuz 2015'te yaptığı açıklamada "Dolmabahçe mutabakatı ifadesini asla kabul etmiyorum. Çünkü o toplantı bir mutabakat toplantısı olamaz. Ortada bir hükümet vardır. Öbür tarafta gurubu olan bir siyasi parti var. Neyin mutabakatını neyle ve kimle sağlıyorsunuz? Mutabakatın yeri parlamentodur. Ortaya Türkiye mutabakatı gibi değerler silsilesi ortaya konulur ve onun bir karşılığı olur. Bölücü terör örgütüne sırtını dayayanlarla mutabakat asla düşünülemez. O fotoğraf karesi doğru bir şey değildir" ifadesini kullanmıştı.

 

Erdoğan, sürecin sona ermesinin ardından 24 Nisan 2016'da yaptığı konuşmasında "mutabakat"ı bu kez bütünüyle reddedip "Dün biri çıkmış Dolmabahçe mutabakatından bahsediyor. Böyle bir mutabakat yok. Bu iktidarın terör örgütüyle bir mutabakatı söz konusu değildir” demişti.

 

 

 

 

 

Kaynak: Cumhuriyet 

Editör: TE Bilişim