DEM Parti'den ilk açıklama: İstiklal Mahkemeleri'nin ruhu hortladı DEM Parti'den ilk açıklama: İstiklal Mahkemeleri'nin ruhu hortladı

Gazete Emek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Muş’ta katıldığı halk buluşmasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“Biz nasıl kardeşiz ki Kürt halkı her seçimde iradesini sandığa yansıtıyor ama siz kayyım atıyorsunuz. Biz nasıl kardeşiz ki Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Leyla Güven, Sebahat Tuncel Kürt halkını savundukları için, halklarımızı savundukları için, eğilmedikleri için cezaevindeler” diyen Bakırhan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Bunların hiçbir sözüne inanmamak lazım. 1071’de bizi nasıl kandırdılarsa, hala bin yıldır buna devam etmeye çalışıyorlar. Ama bu sefer sert kayaya çarptılar.

Onların karşısında öyle cezaeviyle GBT’yle, copla, dipçikle yıldıramayacakları kadınıyla genciyle güçlü bir mücadele var.

Başta Muş’ta olmak üzere kenetlenerek ve ittifak yaparak, bütün Kürtleri kendi evine çekerek bunlara insanlığı da demokrasiyi de kardeşliği de öğreteceğiz.

“Belediyeciliğimiz yoksulun ve emekçinin yanındadır”

Peki, bizim belediyecilik anlayışımız nedir? Selçuk Mızraklı’dır, Gültan Kışanak’tır, adil ve eşit belediye hizmetidir. Belediyeciliğimiz yoksulun ve emekçinin yanındadır. Belediyeyi borç batağından kurtaran, belediyenin kaynaklarını o kente adil bir şekilde harcayan bir belediyecilik anlayışımız var. Kadını ve kadın mücadelesini önemser. Kadın belediyeleridir. Yoksulun ve emekçinin giremediği belediyeler değildir, kapısı açıktır. Kürt’tür, buradaki Terekeme’dir, Türk’tür. Ayrımcılık yapmaz, adildir, ırkçılık yapmaz.

2000’lerde buralara geldiğimizde Muş’ta diyorlardı ki parlamentoya giremezsiniz. Bugün parlamentonun 3’üncü büyük partisi olduk. 2000’lerde kimin aklına gelirdi Rojava gibi bir devrimin Kürtler tarafından yapılacağı ve dünyaya örnek olacağı.

2000’lerde belki bir çoğumuz inanmıyorduk ama bugün Kürtler Türkiye’de demokrasi dersi veriyor, insanlık dersi veriyor. 2000’lerde tahmin edebilir miydik? Kürtler, AKP’nin elindeki belediyeleri elinden alabilir. Güçlüyüz, emin olun bu baskılar ve cezaevleri kesinlikle yerle bir olacaktır. Biz gücümüzü koruduğumuz sürece yönetime geleceğimize emin olabilirsiniz. Bunlar uzak günler değildir. Nasıl ki Meclis’i yönetebiliyorsak Türkiye’yi de yöneteceğiz. Sen Azeri’sin, Terekeme’sin, Arap’sın demeyeceğiz, hepimiz kardeşiz, eşitiz diyeceğiz.

“Filistin için ağlayıp Rojava’ya bomba yağdıranlara inanmayacağız”

Kaynakları tamamıyla halkımız için kullanacağız. Biz geldiğimizde insanlarımız düşüncelerinden dolayı cezaevinde olmayacak, sürgünde olmayacak. Kimsenin cenazesinde, imamları tehdit ederek cenaze namazı kılmayın demeyeceğiz. İnsan olacağız, adil olacağız. Peki bunun için neye ihtiyacımız var? Burada mellelerimiz var, büyüklerimiz var. En çok da onların destek ve katkılarına ihtiyacımız var.

Bin yıldır safça, samimice inandığımız dinimizi bile kendi tekellerine almaya çalışıyorlar. Yahu siz 21 yıldır varsınız; Şeyh Saitler, Sait Rızalar, Melayê Ciziriler bu dini yaşadığında ve yaşattığında siz neredeydiniz? Bunların dincilik aldatmasına, bunların kandırmacasına, ümmetiz diyerek Filistin için ağlayıp Rojava’ya bomba yağdırıp çocukları, kadınları katletmelerine inanmayacağız.

 “Bizim olan bu topraklarda yalancılar, hırsızlar belediye başkanı olmayacak”

Biz güçlü bir gelenekten geliyoruz büyük bedeller ve emekler ödeyerek bugünlere geldik. Dinimiz de bizimdir Muş da bizimdir. Bizim olan bu topraklarda biz iktidar olacağız, yönetim olacağız.

Bizim olan bu topraklarda yalancılar, hırsızlar belediye başkanı olmayacak. Bizim olan bu coğrafyada kayyımlar olmayacak.”

Editör: Bekir GÜNEŞ