Gazete Emek - Erdem, Akşener'in Altılı Masa'ya geri dönmesine ilişkin olarak, "Genel Başkan 'Ben Kılıçdaroğlu'na karşıyım' diye en ufak bir şey söylemedi. Çok kıymetli bir şey sonunda, sonunda Türkiye'nin istediği oldu. Sonunda çok güçlü bir sistem kurduk. Sonunda gerçekten bugün Türkiye'de umut var. 85 milyonun sorumluluğunu üzerinde taşıyan 6 tane partinin genel başkanının bir arada Türkiye'nin geleceği için bir sistem kurduğu böyle bir masada fikir ayrılığının olmaması, hatta kimi zaman bu fikir ayrılığından tartışmanın da yaşanması kadar doğal birşey var mı" ifadelerini kullandı. 

İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem, gazeteci Nevşin Mengü'nün sorularını yanıtladı. 

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, HaberTürk'te Fatih Altaylı'ya yaptığı açıklamada Millet İttifakı'nın 13. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun HDP ile olası görüşmesi hakkında, "CHP, HDP ile görüşebilir bu net. Ama bize asla getiremez. Bakanlık gibi alışveriş olması mümkün değil" ifadelerini kullanmıştı. Bahadır Erdem, Akşener'in HDP ile ilgili açıklamalarına ilişkin olarak şunları söyledi:

Bizim ilkelerimiz Türkiye'nin bütün seçmenlerinin kucaklar"

"Ben bunu ittifakın yumuşak karnı olarak hiç görmüyorum onu söyleyeyim. Bakın dün genel başkanımız sayın Meral Akşener ne kadar açık bir şekilde konuştu zaten. Meral Hanım'ın benim tanıdığım günden beri en büyük özelliği çok net, çok açık ve dürüst bir insan olması ve dedi ki; 'Bizim baştan beri bütün ilkelerimiz belli, HDP de aynı şekilde. Dolayısıyla aslında iki partinin de birbirlerine karşı tutumları da kamuoyuna karşı da son derece açık. Burada hiçbir problem yok. Ayrıca biz hiçbir suretle hiçbir partinin, diğer bir parti ile diyaloğuna da konuşmasına da ilişkisine karışmayız. Biz partilerin birbirleriyle olan ilişkilerine son derece saygı duyan insanlarız. Dolayısıyla tabii ki Cumhuriyet Halk Partisi HDP'li ya da HDP Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı olarak Sayın Kılıçdaroğlu ile yahut da diğer partiler HDP ile görüşebilir, diyalog yapabilir, biz bunlara karışmayız. Ama bizim tutumuz tavrımız belli; bu diyaloğun ötesinde bizim olduğumuz masada HDP o anlamda olamaz' dedi. Ama bu diyaloğa kapalı olduğundan, diyaloğa saygı duymadığımız anlamına gelmez. Ayrıca da ben bunu daha önce de sizinle bir yayında söylemiştim; insan hakları bazında, demokrasi bazında, hukuk bazında, Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün 85 milyonun eşit vatandaşlığı olması bazında ve İyi Parti'nin bütün demokrasi ve hukuk hedefleri bazında bütün seçmenler birbirine birdir. Dolayısıyla bizim bütün ilkelerimiz Türkiye'nin bütün seçmenlerini kucaklar, burada hiçbir problem olduğunu ben düşünmüyorum." 

Bahadır Erdem, Nevşin Mengü'nün "Gürsel Tekin yinelemiş, yani bir yerde 'HDP'li bakan olabilir mi, olamaz mı' meselesi bu anladığım kadarıyla. Gürsel Bey'in kendi değerlendirmesi, HDP'den de şu ana kadar böyle bir talep gelmedi 'Bize de bakanlık verin' diye ama olur ise ona kapı kapatılmalı mı" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Zannediyorum Sayın Gürsel Tekin'in kendi şahsi düşüncesi ve kendi şahsi yorumu. Dolayısıyla benim bu konuda yorum yapmama bile gerek yok çünkü İyi Parti kriterlerini ve ilkeleri çok açık. Bakın hiç gizlemeden, masanın altına koymadan, üstünü örtmeden baştan beri söylüyor, aslında HDP de açık. Dolayısıyla bu sanırım sayın Tekin'in kendi şahsi görüşüdür. Bizim bakımımızdan Sayın Genel Başkanımızın dün söyledikleri çok açıktır, çok nettir."

"İnsan hakları ve hukuk, herkesi kucakladığında bu ülkede kimsenin hiçbir problemi kalmaz"

Bahadır Erdem, siyasi tutuklularla ilgili olarak,"Bakın ben bu partinin adalet ve hukuk işleri başkanıyım. Sayın Meral Akşener baştan beri her sözünde diyor ki, 'Hiçbir kimsenin hukuksuz, haksız içeride kalmasına razı olamayız. Onun hakkında bir hüküm verilmesine razı olamayız. Bu Kürt olur Türk olur, ondan olur bundan olur, hiçbir şey fark etmez çünkü hukuk eşittir, demokrasi eşittir, insan hakları mahkemesi kararları herkese eşit uygulanır'. Kimine iktidarın isteğine göre, onun sevmediği kişi diye uygulamamazlık edemez böyle bir yerde demokrasi yok demektir. İyi Parti'nin tutunduğu dal hep hukuk olmuştur. Hep bir hukuka, hep eşitliğe, hep adalete tutulduk. Hiçbir söylemlerimizde en ufak bir kırıklık yok, bir öyle bir böyle, ben hiçbir zaman bu partide görmedim. Sayın Genel Başkanımızın hiçbir beyanatında, arkadaşlarımızın beyanatında görmedim. Biz açığız, netiz. İnsan hakları ve hukuk zaten herkesi kucakladığında kimsenin hiçbir problemi bu ülkede kalmaz, kalmayacaktır buna da söz veriyoruz" açıklamasını yaptı. 

"'Masada kalalım' dedim"

İyi Parti'de masada kalmayı savunan tek kişi olması ile ilgili soruya Erdem, şöyle cevap verdi:

"Evet, bunu aslında kamuoyuna yansıtmanın bir anlamı yok, mahrem bir konu çünkü. Bu parti içi bir konu ama burada özellikle altını çizmek istediğim bir şey var. Şimdi Genel Başkanımız cuma günkü görüşmeden sonra, zaten daha önceden de hep söylüyordu, diyordu ki; 'Ben masaya bir aday geldiği zaman bunu gideceğim ve kurullarıma soracağım, partime soracağım çünkü ben partime sormadan ve oradan onay almadan hiçbir suretle bir şekilde millet o adaya evet diyemem'. Ama bu arada Sayın Genel Başkanımızın hep bir nesi vardı; İyi Parti'nin hep bir ilkesi vardı, Millet İttifakı olarak tek bir aday seçmek. Bu çerçevede baktığımızda cuma günü bir teklifle gelindi. Sayın Kılıçdaroğlu, masada diğer 5 partinin adayı olarak konulmuş durumda. Sayın Genel Başkanımızın burada bir serzenişi var; 'Benim bundan daha önceden haberim yoktu ama diğer arkadaşlarımızın haberinin olduğunu düşünüyorum' şeklinde. Bunlar da önemli değil genel başkanımız geldi ve partimize sordu. Biz 2 Mart'ta perşembe gecesi sabah 04.00 kadar divanımız, başkan yardımcılarımız, milletvekillerimiz, hemen çeşitli yerlerden kalktık. Yine cumartesi günü sordu bakın ben kendi görüşümü söyledim. Bu görüşü söyleyebilmem çok kıymetli. Bu görüşü söylemeye açıkça açık yüreklilikle söylemeye bizim partimizm sistemi sonuna kadar açık. Sayın Genel Başkanım buradaki demokratlığını ve parti için demokrasiye verdiği kıymete de gerçekten altını çizmek istiyorum ve benim bu açık net söylememe sonradan Sayın Genel Başkan hatta teşekkür etti. Kendi görüşümü bildirdim çünkü bu birliğin devamının önemli olduğunu düşünüyordum. Kadınlar bazen çok daha cesur fikir beyan ediyorlar, biz erkekler biraz daha maslahatı koruyarak konuşabiliyoruz. Ama Genel Başkanımız açık ve net bir şekilde fikirlerini beyan ediyor. 

"Genel Başkan 'Ben Kılıçdaroğlu'na karşıyım' diye en ufak bir şey söylemedi"

Bakın bunun altını çiziyorum, Genel Başkan 'Ben Kılıçdaroğlu'na karşıyım' diye en ufak bir şey söylemedi. Sordu, bunu daha önceden de söylemişti, 'Ben aday geldiği zaman size soracağım, kendi görüşümü de size söylemeden, siz ne diyorsanız ben Altılı Masa'ya bildireceğim' dedi. Artık bunlar geçti, dolayısıyla üzerinde durmanın da bir anlamı yok ama sonuç itibarıyla ben inanıyordum bir çözüm bulunacağına. Çünkü biz milletin sesini o masaya getirdik. Genel başkan kendisi için bir şey istemedi ki, İyi Parti kendisi için bir şey istemedi ki... Genel Başkan ne başbakanlık istedi ne cumhurbaşkanlığı yardımcılığı istedi ne de bakanlık pazarlığı yaptı... İyi Parti kendisi için o masaya oturmadı, biz milletin sesi olarak milletin hassasiyet duyduğu bir konuyu masaya sunduk. Bunun karşılığında da yine ittifakın, o masanın bir şekilde bir ortak noktaya geleceğine ben inanıyordum. O duygularımı düşüncelerimi ifade ettim. Çok kıymetli bir şey sonunda, ne oldu, sonunda Türkiye'nin istediği oldu. Sonunda çok güçlü bir sistem kurduk. Sonunda gerçekten bugün Türkiye'de umut var. 85 milyonun sorumluluğunu üzerinde taşıyan 6 tane partinin genel başkanının bir arada Türkiye'nin geleceği için bir sistem kurduğu böyle bir masada fikir ayrılığının olmaması, hatta kimi zaman bu fikir ayrılığından tartışmanın da yaşanması kadar doğal birşey var mı? Demek ki buna ihtiyaç vardı, demek ki bugünün kurulması için o perşembe gecesinin de yaşanmasına ihtiyaç vardı. Çünkü sonunda pazartesi günü oldu. Çünkü sonunda biz bugün o seçimi kazanacağımızı biliyoruz. Demokrasi oldu, çok seslilik oldu, farklı seçmenlerden duyduklarımızın hepsi bir araya geldi bundan daha güzel bir şey olabilir mi? AKP'nin 20 yıldır şu ülkeyi yönettiğinin yüz seksen derece tersi oldu. Tek bir adamın deprem bölgesinde bile insanları azarladığı bir sistemden biz bugün herkesi kucaklayan, bütün milletin isteklerini arzularını bir araya getirdiğimiz, bunun için gerekirse masada tartışarak ama herkesin ortak noktaya gelebildiği demokratik sistemi bugün Türkiye'nin önüne koyuyoruz. Hazırlıklarımız bir buçuk seneyi aştı. Eylül 2021'den beri biz güçlendirilmiş parlamenter sistem ilkelerine başladık. Ya her şeyi hazır bu ülkenin, tek bir şey var 14 Mayıs'taki seçimin ertesi gününü beklemek, sadece bir zaman. 

"Her bakanlık, bu ülkenin her evladının gönlünde yatar"

Bahadır Erdem, Ersan Şen'in "Bana milletten, memleketten, devletten, seçilenden böyle bir talep gelirse seve seve Adalet Bakanı olarak hizmet isterim" açıklamasına ilişkin olarak, "Her bakanlık, bu ülkenin her evladının gönlünde yatar. Ersan Şen hocam çok kıymetli bir hocamızdır, benim de arkadaşımdır. Günü geldiği zaman bütün bunlara karar verecek olan seçilmiş olan Sayın Cumhurbaşkanıdır. Sayın Cumhurbaşkanı ve masanın genel başkanları ortak karar vereceklerdir. Hiç gerek yok buna cevap vermeye" dedi. 

"Bir daha ne trafolara kediler girecek ne elektrikler kesilecek ne YSK mühürsüz oyları geçerli sayacak"

Erdem, seçim güvenliği ile ilgili olarak şunları söyledi: 

"Bunun da görüşmelerini aylardan beri sürüyor. En ufak bir şekilde bu seçim güvenliğinin bozulmasına izin vermeyeceğiz. İstanbul seçimlerinde de izin vermedik. Bunu vatandaşlarımıza özellikle hatırlatmak ve altını çizmek isterim. Bir daha hiçbir zaman ne trafolara kediler girecek ne elektrikler kesilecek ne Yüksek seçim kurulu YSK mühürsüz oyları geçerli sayacak milletin sesi ve millet bu seçimi kazanacak artık yetti çok uzadı Türkiye'nin daha fazla bir günü kaybedecek bir günü bile yok çok ağır bir deprem geçirdik çok büyük kayıplar verdik ekonomide deprem var, dış politika da deprem var, sosyal huzurda deprem var ve önümüzde de bizi Türkiye'yi bekleyen daha büyük bir deprem tehlikesi var. Biz bunu atlatmak bundan Türkiye'yi korumak canları korumak ülkeyi korumak için bir gün dahi kaybedemeyiz dolayısıyla artık yeter vatandaş da zaten artık yeter diyor. 

"Herkesi sandıklarda sandık gözetmeni olarak göreve çağırıyorum" 

Sayın Genel Başkan dün de söyledi, parmak boyasını isteyeceğiz. Çeşitli aplikasyonlar var, atılan her bir oyu gösteren. Türkiye'nin kaç yüz bin seçmen sandığı varsa, aynı İstanbul seçimlerinde olduğu gibi genel bir merkeze ulaştıracak ve bütün partilerin de yani ittifak partilerinin de göreceği şekilde sistemler var. Kimse korkmasın, ama herkesi sandıklarda sandık gözetmeni olarak göreve çağırıyorum. Bütün vatandaşlarımızı sandıklara zaten sahip çıkacak. Bundan sonra artık AKP'nin hiçbir oyununa bu ülke gelmeyecek, bunu da teminatı biziz." 

Editör: Bekir GÜNEŞ