ÖZEL HABER: İHSAN BİRGÜL

Gazete Emek- TÜİK, ne zaman işsizlik ve yoksulluk verileri açıklasa mutlaka Ağrı'nın ismini duyarız. Buna bu sene nüfusunun azalması da eklendi. 2021 yılında 524 bin 644 olan nüfus 2022 yılı için 510 bin 626 olarak açıklandı. Ki buna 2023 yılının ilk dört ayı dahil değil.

Gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu iller sıralamasında ikinci, en yoksul iller sıralamasında ise üçüncü sırada yer alan Ağrı, son iki senedir yurtdışına verdiği genç iş gücü göçü ile gündemde. Özellikle Kanada ve Amerika gibi ülkelere göç veren ilden, neredeyse her aileden bir veya iki kişi gitmiş. Hala da gitmekte olanlar var ve gitmenin yollarını arayan binlerce genç var. Konuştuğumuz hemen hemen herkesin ortaklaştığı nokta bu gidişlerin temel sebebinin işsizlik ve ekonomik kriz olduğu.

Giden kişi sayısında çok farklı rakamlar söylense de ( gidenlerin çoğunun kaçak yollarla gitmesinden dolayı net bir sayı tespit etmek imkansız) bu sayıların onbinlerce olduğu konusunda herkes hemfikir. Merkeze bağlı Fatih mahallesinden sadece 600 -700 kişinin gittiği söyleniyor. Bu rakam bile tek başına onbinler konusundaki bilgileri doğrular nitelikte. Başka da birkaç örnek verecek olursak;

-Yukarı Ağadeve ( Axadevê Mezin) 230

-Yukarı Küpkıran (Kûpqiranê Eyûb Paşa)19

-Başçavuş ( Şeko) 45

-Kazlı (Qazî) 20

-Balıksu ( Avamasiya) 20 küsur kiş göç vermiş.

Kanada daha çok inşaat sektörü için iş gücü alırken Amerika için hizmet sektörü daha ön planda. Fakat Kanada şuan Amerika ile sınırını kapatmışken, Amerika'nın da 11 Mayıs'ta sınırlarını bu göçlere kapatacağı söyleniyor. Tabii bu sınır kapatmalar var olan göçlerin duracağı anlamına gelmiyor elbette. Bu sefer de başka ülkelere yöneleceklerdir

Durumdan şikayetçi olanlara rağmen giden gençleri eleştiren kişiler de oldu. Fakat bunlar ısrarlarımıza rağmen bize konuşmak istemediler.

Bu eleştirilerin akabinde bir kuruyemiş dükkanında karşılaştığımız iki genç üzerlerindeki firma kıyafetlerinden dolayı konuşmak istemediler. Bu da burda iş bulmanın ve iş kaybetme endişesinin ne aşamada olduğuna en basit bir örnek. Çünkü en ufak kamu işinde iş bulmak için bir sürü torpil lazım, özel sektörün de hiçbir güvencesi yok. En ufak bir sorunda işten atılma riski var.

Yine iki oğlu yurtdışında olan bir esnafın eğer evli olmasaydım ben de giderdim demesi şehrin geldiği durumun en can alıcı fotoğrafını gösteriyor bize.

Yurtdışına giden Ağrı'lı nüfusu ile ilgili çeşitli sayıların zikredildiğini belirten Ağrı Girişimci Sanayici İşadamları Derneği Başkanı Mehmet Akbaş, öncelikle bu konuya değinerek:

"Tam olarak bir veri sözkonusu değil. Çünkü sonuç itibariyle bu insanlar illegal yollarla gidiyorlar, tamamen resmi yollarla değil. Ama yaptığımız araştırmalara göre bu sayının tahminen 30 bin ile 50 bin arası olduğu kesinlik kazanmıştır"

Bu gidişlerin götürüsü konusunda şunları söyledi:

"Bu gidişlerin getirisini düşündüğümüzde bir getirisi olmaz. Götürüsü noktasında şunu söyleyebiliriz; sonuç itibariyle bu insanlar bir para harcayarak bu memleketten gidiyorlar. İnsanlar ellerindeki mallarını, hayvanlarını, sermayelerini tamamen tüketip çocuklarını yurtdışına göndermek zorunda kalıyorlar maalesef"

Özellikle giden bekar gençlerin yaşayaçağı adaptasyon sorunu ve deformasyon riskileri için:

"Gidenlerin içinde evli olanlar da oluyor, bekar olanlar da. Evli olanlar bir süre sonra oturum aldıktan sonra eşlerini ve çocukların da götürmek zorunda kalıyorlar. Bekar olanlar için de şu riskler var;

-burda genç nüfusun tamamen bitmesi

-o giden insanların orda uyum sağlayamamaları-

-belli bir yaşta gidip ordaki ahlak deformasyonuyla birlikte yeni bir ortamla karşılaşmaları

-ve iki ortamı karşılaştırmaları neticesinde tam bir kişilik oturmayacak şekilde bir yaş grubunda olduklarından  dolayı çok büyük sıkıntılar meydana gelecektir, bu giden jenerasyon açısından" gibi örnekleri gösterdi

Bu genç iş göcü göçünün önüne ancak akılcı ekonomik politikalarla geçileceğine dikkat çeken Akbaş, gidişlerdeki temel sebepleri ve çözüm noktalarını şöyle sıraladı:

"Gidişlerin temel sebebi; insanların geçim ve iş olanaklarının olmaması, aynı zamanda vermiş oldukları emeğinin karşılığını kendi ülkesinde alamamaktan kaynaklanmaktadır. Bir de bu insanların gelecek kaygısı var. Bunun için de Kendi topraklarını, kendi yuvalarını, anılarını biriktirmiş oldukları yerlerden göçüp gidiyorlar. Ekonomik gelecek endişesi daha ağır basıyor.

Şimdi burdaki esas nokta şu; biz bu gençlerimize, bu genç nüfusumuza bir gelecek vaadetmediğimiz, bir gelecek hazırlamadığımız zaman bu gençlerimiz tabii ki değişik arayışlar içerisine girecekler. Bu, 

dünyanın bir kuralıdır, bu kuralı kimse değiştiremez. Önemli olan artık akılcı ekonomik politikalarla bu göçün önüne geçip dur demektir. Yoksa biz bu şekildeki göçlerle genç nüfusumuzu, dinamizmi tamamen kaybedeceğiz.

Ülkemizin dünyaya sunmuş olduğu bir projesi var, o da genç nüfusuydu. Maalesef biz bu genç nüfusu da kendi yönetememe şeklimizden kaynaklanan sebeplerden kaybedersek, bu ülkenin geleceği, bu bölgenin noktasında çok büyük sorunlarla karşılaşmış olacağız.

Çünkü; bu toplum hala gelenek ve göreneklerine bağlı bir toplum. Bu giden o ailelerin içerisinde giden genç nüfus bir iki sene sonra veyahut evlendikten sonra burayla olan iletişimi noktasında ciddi sıkıntılar meydana getirecektir. Bundan dolayı bizim yönetimsel olarak bu işe bir çözüm bulma gayretine girmemiz lazım. Bu insanların kendi memleketlerinde , kendi yörelerinde iş bulabilme imkanını sağlattırmak zorundayız. Bunun değişik alternatif yolları var. Amerika bir defa keşfedilir, on defa keşfedilmez. Yani batı ülkeleri veyahut şuan göç edilen ülkeler bu işi nasıl başarmışsa biz de aynı yöntemlerle bu işi başarabiliriz. Akılcı ekonomik politikalarla, akılcı özgürlüklerle, akılcı anayasalarla bu işi çözebiliriz".

Sokakta görüş aldığımız vatandaşlar da dernek başkanından farklı düşünmüyorlar.  Farklı görüşler olsa da hepsinin ortaklaştığı nokta geçim sıkıntısı.

Kendi köyünden de 50 ile 100 arası gencin gittiğini belirten bir vatandaş:

"Bu gençler ekonomik sebeplerden gidiyor, neden gidecekler ki? Anne ve babasının eline bakmamak için gidip hayatlarını orda sürdürüyorlar. Ağrı'da genç kalmamış. Benim köyümde bile 50 -100 kişi gitmiş".

Hiç kimsenin keyfi gitmediğini dile getiren bir vatandaş:

"Resmi rakamları bilemem ama söylentilere göre her evden en az bir iki genç gitmiştir. Yani 30 bine yakın gencin Kanada'ya, Amerika'ya gittiğini söylüyorlar. Bunun sebebi işsizliktir, çaresizliktir. Burada iş bulamayınca, ekmek bulamayınca ne yapıyor? Çareyi o taraftarlarda arıyor. Türkiye'nin şartları ortada, ekonomik kriz var, tarım gücü yetersiz, insanlar geçim derdinde, geçinemiyoruz. Yani şartlar zor olmuş. Gençler de bir ümit peşinde bu ülkelere gidiyorlar. Yoksa keyfi olarak kimse gitmez".

Yurtdışına giden nüfusun en çok Ağrı'dan olduğuna dikkat çeken başka bir vatandaş:

"Giden kişi sayısı onbinlerin de hatta yüzbinlerin de üstünde. Şuan Türkiye'de istastiklere bakarsak Kanada'ya, Amerika'ya en çok giden Ağrı'lılardır. Niye gidiyorlar? İş yok, güç yok. Yani adamlar burda iş yapamıyorlar. Bir iş yaptığı zaman daha kötü  sonuçlarla karşılaşabiliyorlar. Bir şey söylese, hakkını arasa terörist oluyor. O yüzden ne yapıyorlar, çareyi yurtdışına kaçmakta buluyorlar".

Kış mevsimi şartlarından dolayı Ağrı'nın afet bölgesi olması gerektiğini söyleyen esnaf kaygılarını şu sözlerle dile getirdi:

" Genel olarak Amerika'ya, Kanada'ya veya başka ülkelere gittiklerini çok duyduk. Ama net bir sayı belirtirsek yanlış bilgi vermiş oluruz. Ama Allah rızası için söylersek bu gençler hepimizin çocukları, evlatlarıdır. Bu gençlere sahip çıkmamız lazım. Görüyoruz ki Amerika'da, Almanya'da, Fransa'da yaşlılık oranı had safhada. Bundan dolayı bu ülkelere gençlik lazım. Bizim de gençliğimiz oraya giderse bizim ne gibi sıkıntılarımız olurun kaygısındayız. Bu gençlerin çoğu ekonomik krizden dolayı gidiyor. Burda iş bulamıyor. Yedi ay karın altında kalıyorlar. -35'leri bulan soğuklardan dolayı buranın afet bölgesi ilan edilmesi gerekiyor.

Bir babanın maaşı ile geçinmek biraz sıkıntılıdır. O yüzden gençler de bir refah, huzur bulmak için gidiyorlar. Bazıları vize alıyor, bazıları çeteler aracılığıyla gidiyor ya da başka şirketlerle. Bunlar da sıkıntılı. Biz istiyoruz ki bizim Türk gençliğnin Türkiye'de kalmasını, Türkiye'ye hizmet etmesini. Ben bunu düşünüyorum".

Başka bir esnaf ise, işi olmasa kendisinin de gideceğini söyleyerek, gençlerin yurtdışına gitme sebeplerine şu örnekleri verdi:

"Benim kendi çevremden de bir sürü arkadaşım Kanada'ya, Amerika'ya veya Avrupa ülkelerine göç ettiler, bunların çoğu kaçak yollardan gittiler. Adamın bir vasfı yok, memur değil, farklı bir işi yok, memleketin ekonomik durumu da belli. Adam evlenmek istiyor, evlenemiyor, bir araç alacak, alamıyor. En kötüsü bir telefon 50 bin lira olmuş. Memleketin bu durumundan dolayı benim bile fırsatım olsa ben bile giderim. Benim işim olduğu için gitmiyorum".

Editör: Bekir GÜNEŞ