Ahmet Türk'ten yeni infaz paketine eleştiri: Hayal kırıklığı yarattı, endişelerimiz büyüdü
Ahmet Türk'ten yeni infaz paketine eleştiri: Hayal kırıklığı yarattı, endişelerimiz büyüdü
İçeriği Görüntüle

Gazete Emek- TBMM Adalet Komisyonu üyeleri DEM Parti Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez, Şanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, Van Milletvekili Zülküf Uçar, komisyonda görüşmelerine başlanacak 10'uncu Yargı Paketi'ne ilişkin DEM Parti Grup Toplantı odasında basın toplantısı düzenledi. DEM Parti Adalet Komisyonu üyeleri adına açıklamayı Dilan Kunt Ayan yaptı. Dilan Kunt Ayan, DEM Parti olarak taleplerini ve söz konusu düzenlemenin taşıdığı anlamı kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı duyduklarını söyledi.
10'uncu Yargı Paketi'nin içinden geçilen siyasi sürecin hassasiyetlerini gözeterek hazırlanmış bir kanun teklifi olmadığını ifade ederek sözlerine başlayan Kunt Ayan, kanun teklifinin içeriğine dair eleştirilerine şöyle devam etti:
"Buna rağmen partimizin defalarca yapmış olduğu görüşmelerde, paketin kapsamının genişletilmesi, demokratikleştirilmesi ve eşitlikçi bir hale getirilmesi için yaptığımız öneriler kabul edilmemiş, değişiklikler maalesef yapılmamıştır. 10'uncu Yargı paketi de daha önce çıkarılmış dokuz Yargı Paketi'nin bir devamı olarak halktan, hukuktan, mağdur kesimlerden yükselen kesimlere kulak tıkayan bir anlayışla hazırlanmıştır. Ancak ortada inkar edilmeyecek bir gerçek vardır arkadaşlar. 27 Şubat’ta Sayın Abdullah Öcalan tarafından yapılan, barış ve demokratik toplumu çağrısı, tarihsel, siyasal ve toplumsal olarak yeni bir sürecin kapılarını aralamıştır. Ardından gelen 12 Mayıs açıklaması Türk ve Kürt halkları arasında ortak yaşam umudunu büyüten tarihi bir adımdır. Böylesi bir atmosferde atılacak her yasal adımın onurlu barışa ve birlikte yaşama katkı sağlayacak, adalet, eşitlik ve özgürlük duygularını güçlendirecek şekilde atılması yine hazırlanan yasaların hukuk ve halkın taleplerini uygun bir şekilde şekillenmesi, mutlaka barış ve demokratik toplumun inşasına katkı sunacak ve bu yolda yeni imkanlar yaratacaktır. Ancak Meclis’e sunulan 10'uncu Yargı paketi bu beklentileri karşılamaktan uzaktır. Bu paket adil bir paket değildir. Bu paket eşitlikçi bir paket değildir. Bu paket hukuka uygun bir paket değildir. Özellikle İnfaz Düzenlemeleri'nde yapılan değişiklikler, on binlerce mahpus ve aileleri için derin bir hayal kırıklığı yarattığı açıktır.
"Türkiye hapishanelerinde en az bin 412 hasta mahpus olduğu ve bunların 335'inin ağır hasta var"
Siyasi mahpuslara, hasta mahpuslara, cezaevinde sistematik ayrımcılığa maruz kalanlara dönük gerekli iyileştirmeler yer almamaktadır. Mevcut eşitsizlikler daha da derinleştirilmektedir. Paket, anayasaya aykırı, hukuki öngörülebilikten uzak keyfi ve ayrımcı düzenlemeler içermektedir. Geçmiş infaz değişikliklerinden kaynaklı mağduriyetler giderilmemiştir. Adalet duygusu bir kez daha siyasal hesaplara feda edilmiştir. Bugün Türkiye'de bir adalet krizi yaşanıyor. Adil yargılanma hakkının sistematik şekilde ihlal edildiği, yine yargının siyasallaştığı, tutuklamaların birer ceza yönetimine dönüştüğü, uzun tutukluluk sürelerinin cezalarını doldurduğu bir düzenden söz ediyoruz. Adalet Bakanlığı verilerine göre 7 Nisan 2025 tarihi itibariyle cezaevlerinde 403 bini aşkın tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. Oysa Türkiye genelinde 395 cezaevinin toplam kapasitesi 300 binin altındadır. Bu tablo yalnızca fiziki bir doluluğu değil aynı zamanda insan onurunu temel hakları ve hukuk güvenliğini hiçe sayan bir düzeni de gözler önüne sermektedir. İnsan Hakları Derneği'nin Nisan 2025 raporuna göre Türkiye hapishaneleri en az 1412 hasta mahpus olduğu ve bunların 335'inin ağır hasta olduğunu raporuyla sabitlemiştir. Bu insanlar yaşam hakkı, bu insanlar yaşam hakkı, sağlık hakkı gibi en temel haklardan yoksun bırakılmakta. Bu yasayla da mağduriyetleri maalesef ki katmerlenmektedir. İnfaz düzenlemeleri bireylerin özgürlüğünü, yaşamını, sağlığını doğrudan etkiler. Bu nedenle burada atılacak her adım bu Meclis'teki tüm partilerin ve milletvekillerin vicdani ve siyasi sorumluluğudur.
Ancak 10. Yargı Paketi'nde karşımıza çıkan şey ne yazık ki yine adaletsizlik, ayrımcılık ve inkardır. Bu yasa teklifi toplumun adalet talebini sırtına dönüşmüş demokratik çözümün toplumsal barışın ve hukuki eşitliğin imkanlarını değerlendirilmemiştir. Halkın yıllardır umutla beklediği düzenlemeler bir kez daha kapsam dışı bırakılmış, kamu vicdanı bir kez daha örselenmiştir. Peki halk ne bekliyordu bu paketten? Şimdi bunları sizlerle paylaşalım. Başta hasta mahpuslara şartsız ve ayrımsız olarak tahliye ve tedavi imkanlarının sağlanmasını bekliyordu. Yine 31 Temmuz 2023 tarihli Kovid Yasası'nda adli ve siyasi mahpuslarla ilgili hukuki eşitsizliklerin giderilmesini bekliyordu. Hiçbir suç ayrımı yapılmaksızın, mükerrelere ve ikinci mükerrelere yönelik koşuluşsalı verme yasakların kaldırılmasını bekliyordu. 2020 tarihli ayrımcı infaz yasasından dışlanan siyasi mahpuslar için eşitlik bekliyordu. Keyfi ve ayrımcı infaz rejiminden kurtulmak herkes için hukuka uygun, öngörülebilir ve adil bir infaz sistemine katkı sağlayacak düzenlemeler bekliyordu ve bu beklentiler halkın kendi kendine ürettiği umutlar değil, bizzat Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un kamuoyuna verdiği sözlerin taahhütleri sonucu oluşan beklentilerdi."
"Toplumsal barış bu paketin neresinde?"
Kunt Ayan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a seslenerek "Bakan'a soruyoruz. Bu vaatlerin hangisi 10. Yargı Paketi'nde yer aldı? Toplumsal barış bu paketin neresinde? Yine adalet bu maddelerin hangi satırlarında gizlidir?" diye sordu.
10.Yargı Paketi teklifinin görüşüleceği komisyon toplantısında DEM Parti Grubu'nun nasıl bir yol izleyeceğimizi anlatan Kunt Ayan, şunları kaydetti:
"Başta ağır hasta mahpusların konutta infazıyla ilgili infaz kanununun 110. maddesinin 3. fıkrasında yapılan düzenlemede ağırlaştırılmış mehbetlere getirilen istisnanın teklif metninden çıkarılması önergesini sunacağız. Yine ağır hasta mahpuslarla ilgili toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmama şeklinde muğlak, keyfi ve yeni ürettikleri bu maddenin çıkarılmasını isteyeceğiz. Yine kadın, çocuk ve yaşlılar için öngörülen özel infaz usullerinden siyasi mahpusların faydalanmasını engelleyen ayrımcı ifadelerin çıkarılması şeklinde önergelerimizi komisyonda sunacağız.
"Bu yasada ne hasta mahpuslara dair insani bir adım var ne siyasi mahpuslara dair hukuki bir eşitlik var"
Ayrıca yeni maddeler ihtaz edilmesi için de teklifler sunacağız. Nedir bunlar? Burada sizlerle paylaşayım. Başta 31 Temmuz Kovid yasasının eşitlikçi ve hukuka uygun şekilde düzenlenerek pakete dahil edilmesini yeni bir ihtisas maddesi olarak düzenlenmesi için sunacağız. Yine İnfaz Kanunu 16. maddede ağır hasta mahpuslarla ilgili olarak kesin hayati tehlike ibaresinin çıkarılarak mevcut ağır bir hastalık şeklinde değiştirilmesini teklif edeceğiz. Komisyonun ve iktidar vekillerinin halkın eşitlik ve adalet taleplerine kulak vermesi gerekiyor. Çoğulcu, çözümcü ve demokratik şekilde bu önerilerimiz dikkate alınarak paket kapsamında önerilerimiz şekline düzenlemesi için halen geç değil."
Kunt Ayan, DEM Parti'nin bugüne kadar hiçbir infaz düzenlemesini pazarlık konusu yapmadığını söyleyerek "Aksine tüm mahpusları kapsayan eşit ve adil infaz rejimleri için her zeminde büyük çabalar gösterdik. Ancak bu yasada ne hasta mahpuslara dair insani bir adım var ne siyasi mahpuslara dair hukuki bir eşitlik var. Bugün mevcut siyasal iktidar daha önce bizzat getirdikleri Covid yasasına şimdi idari bir tedbirdir diyerek yok saymaya devam ediyor. Oysa bu yasa çıkarılırken halkın önüne konulan metinler, bakanlık açıklamaları her şeyi açık bir şekilde gösteriyor" ifadelerini kullandı.
"Eşitsizliğe sessiz kalmayacağız"
Kovid düzenlemesininn AK Parti'nin karar ve tasarrufları sonucunda 10. Yargı Paketi'nden çıkarıldığına dikkat çeken Kunt Ayan, "Bu gerçeği çarpıtan ve siyasi etik dışına çıkan söylemleri kabul etmediğimizi burada ifade ediyoruz. İnfazda eşitlik ve adaleti sağlayacak daha çok insanın mağduriyetini giderecek her türlü adımın yanındayız" dedi.
Kunt Ayan, DEM Parti olarak halka bir kez daha seslendiklerini söyleyerek, "Bu eşitsizliğe sessiz kalmayacağımızı buradan bildiriyoruz. Komisyon aşamasında da genel kurulda da bulunduğumuz her yerde de en yüksek sesimizle bu eksiklerin eşitsizliklerin giderilmesi için muhalefet edeceğimizi halkların bilmesini istiyoruz. Toplumsal barışı hukukun üstünlüğünü adaleti ve eşitliği savunmaya devam edeceğiz. DEM Parti olarak halkın adalet talebinin cezaevlerindeki mahpusların sesi olmaya bu ülkeye onurlu bir barışı ve demokratik bir düzeni getirmeye kararlı olduğumuzu bir kez daha buradan ifade ediyoruz" diye konuştu.

Kaynak: Anka