Gazete Emek - Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) ile imzası bulunan basın özgürlüğü ve insan hakları örgütleri olarak, Türkiye'de 26 Kasım 2024 tarihinde yedi gazetecinin gözaltına alınmasından büyük bir endişe duyduklarını belirterek, "Gözaltındaki gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz" denildi.

MLSA, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS),  Gazeteciler Cemiyeti (GC),  DİSK Basın-İş,  Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Freedom House, Diyarbakır  Yerel Medya Derneği, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği,  ARTICLE 19, 
Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF),  Kadın Gazeteciler Derneği,   Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti ve  Uluslararası Basın Enstitüsü'nün (IPI), imzasıyla  yazılı açıklama yapıldı.
Açıklamada,  Diyarbakır'da gazeteciler Roza Metina, Ahmet Sümbül; İstanbul'da Erdoğan Alayumat (serbest), Bilge Aksu (serbest), Tuğçe Yılmaz (Bianet), Suzan Demir (Gazete Duvar); Batman'da Mehmet Uçar (serbest); Ankara’da Bilal Seçkin"in (serbest), sabahın erken saatlerinde gözaltına alındığı kaydedildi.

Abdullah Zeydan: Mazbata AKP adayına verilebilir Abdullah Zeydan: Mazbata AKP adayına verilebilir

Gazetecilik, demokratik bir toplumun vazgeçilmez bir unsuru"

 Operasyonda ayrıca uzun yıllardır birçok gazetede köşe yazarlığı yapan şair Hicri İzgören, yayınevi koordinatörü Baver Yoldaş, karikatürist Doğan Güzel ve çevirmen Ömer Barasi ve yönetmen Ardin Diren gibi birçok sanatçının yanı sıra siyasetçiler ve  insan hakları savunucusunun da gözaltına alındığı belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 26 Kasım'da sosyal medyada yaptığı açıklamada gözaltına alınan kişileri "şüpheli terör örgütü mensubu" olarak niteledi.

Gazetecilerin avukatlarıyla görüştürülmelerine izin verilmedi; avukatların soruşturma hakkında bilgi almasını "kısıtlılık kararı" gerekçesi ile engellendi.
Gözaltılar ve operasyon hakkında bilgi vermemek, basın özgürlüğüne ve gazetecilik mesleğinin özgürce icra edilmesine yönelik devam eden tehditlerin yükseldiğini göstermektedir. 

Türkiye, Basın Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden (AİHS) doğan yükümlülüklerini yerine getirmeli ve gazeteciler üzerindeki baskılara son vermelidir.  Gazetecilere yönelik süregelen sistematik taciz ve gözdağı verme politikalarına derhal son verilmesi gerekmektedir.

Yetkilileri, gazetecilere yönelik baskılara ve haksız gözaltılara derhal son vermeye, tüm gazetecilerin güvenliğini sağlamaya ve ifade özgürlüğünü korumaya davet ediyoruz. 
Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. Maddesi uyarınca gazetecilik faaliyetlerinin korunmasını talep ediyoruz. Gazetecilik, demokratik bir toplumun vazgeçilmez bir unsuru olup, siyasi baskıdan korunmalıdır."