Gazete Emek- Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak'ı Twitter hesabından yaptığı paylaşım ile rakının nasıl tüketilmesi gerektiğine dair özel bir tarif paylaştı. Dilipak'ın bu paylaşımı sosyal medyada alay konusu oldu. 

Bahçeli bu defa ise HDP ile dayanışma içerisinde olanları hedef gösterdi

Dilipak, “Kulüp rakısı alma kaideleri. Bu işin de bir kaidesi var. Yanında sert harman kulüp sigarası ve beyaz tuzlu leblebi” ifadelerine yer verdi.

Hasip Kaplan'dan HDP'ye tartışma yaratacak Hüda Par çağrısı

DİLİPAK DAHA ÖNCE DE BENZER AÇIKLAMALAR YAPMIŞTI

Dilipak daha önce kenevir hakkında yaptığı paylaşımlar ve yazdığı yazılarla da gündeme gelmişti.

Ahmet Davutoğlu çözüm sürecine ilişkin konuştu: PKK sözünü yerine getirmedi

Dilipak, kolonyanın kenevirden daha zararlı olduğunu söyleyerek, "Kenevir bedava, her eve bahçeye, balkona oksijen, bitki hayvan herkes için" demişti. Dilipak'ın "Kenevir yetiştirmek için en ideal ülke ise Türkiye" gibi açıklamaları da olmuştu.

Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun oğlundan CHP'ye tepki

Dilipak, ayrıca iktidarı sınırda bekletilen esrar tohumları sebebiyle eleştirmişti. Daha önce de esrarın koronavirüse karşı iyi geleceğini savunan ve yazılarında esrarın serbest bırakılması gerektiğini savunan Dilipak, "Gümrükteki tohumu ısıl işlemden geçirip murdar edip verecekler" demişti.

 Hilvan Kaymakamı Coşkun Doğan patates çuvalı ile poz verdi  

Dilipak'ın paylaşımının ardından tepkiler gecikmedi. Sosyal medyadan gelen tepkilerin bazıları şu şekilde;

Diyarbakır’da “Amed başkenttir” diyen Ersin Korkut, linç kampanyası üzerine özür diledi

Abdurrahman Dilipak bu tepkilere karşı sessiz kalmayı tercih etti. 

DİLİPAK'TAN BİR İLGİNÇ AÇIKLAMA DAHA

Yeni Akit Youtube kanalına konuşan Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak, "Goethe, Kant ve Dostoyevski birer Müslümandı!" dedi.

Yeni Akit Youtube kanalına konuşan Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak, Goethe'nin Haçlı seferlerinde Konya'da esir alınmış Müslüman bir ailenin çocuğu olduğunu belirterek, "Goethe, Kant ve Dostoyevski birer Müslümandı." dedi.

DİLİPAK: BİRİLERİ KAÇTIĞINI SANDIĞI ŞEYE DOĞRU KOŞUYOR

Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, "'Pandemi' var gibi yapılmaya devam ediyor. PCR konusunda yeni mutasyondan söz ederek, 'sorun var' demeye başladılar. O sorun hep vardı aslında. Varolan pandemi 'Korku pandemisi'!  Şimdi iklim değişikliği, gıda üzerinden saldırıya hazırlanıyorlar. Laboratuvarda ürettikleri bir grib virüsü ile tüm dünyayı korkutup eve hapsetmeyi başardılar. Şimdi daha büyük bir tehdit için dört koldan saldırıya hazırlanıyorlar" dedi.

Dilipak, "Her hafta yeni bir mutant haberi geliyor. Bu kafayla ve bu gidişle, CoVID 2022’yi de görür, 23’ü de. Tâ ki aklımızı başımıza alana kadar" ifadesini kullandı.

Dilipak, "Bu işler bu şekilde devam edecek olursa söyleyeyim, gelecek günler geçen günleri aratır. Bunlar olacak demiyorum ama bugünkü akılsız uygulamalar, bu kör gidiş böyle devam edecekse, ölümlerden ölüm beğenin. İnşallah korktuğumuz başımıza gelmez. Ama 'içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden' biz de zarara uğrayanlardan olabiliriz. Birileri sanki kaçtığını sandığı şeye doğru koşuyor. Siyaset, bürokrasi, akademi, media hepsi birbirini kandırıyor. Yakında sentetik etle tanışacağız. Kümes hayvanları, büyükbaş ve balık etini unutun. İster inanın ister inanmayın sığırlar iklim değişikliğine sebep oluyormuş!  Bunlar mutlaka olacak demiyorum, ama bu gidişin sonucunda varılacak yer sürpriz değil" görüşünü savundu.

Dilipak, "Yaşlılarda, çocuklarda hareketsizliğe bağlı olarak kas, damar, sinir, kanser alzaymır, akciğer, kısırlık, kemik hastalıkları, psikolojik sorunlar, ölüm artacak. Obezite, kalp ve damar hastalıkları, artacak. Çocuklarda bedeni ve psikolojik davranış bozuklukları, kemik ve kas gelişmesi ile ilgili sorunlar artacak, Aile içi şiddet ve boşanmalar artacak. Ekonomik kriz ailelerde dağılmaya sebeb olacak. İntihar olayları artacak. Alkol tüketimi artacak. Psikotrop ilaç tüketimi artacak. Kanser patlayacak, alerji, gen hastalıkları, kalp, fonksiyon bozuklukları, organ yetmezlikleri gibi hastalıklarda artış olacak" ifadesini kullandı .

DİLİPAK: COVİD NEZLE TÜRÜ BİR ŞEYSE NEDEN BU KADAR ABARTILIYOR?

Abdurrahman Dilipak, "İster misiniz, bundan sonra kurbansız, bayramlaşmasız Kurban Bayramları, teravihsiz, hatta oruçsuz Ramazanlar kutlayalım! Bayram namazlarını da kaldırın gitsin. Fetvasını bulursunuz, endişe etmeyin. Hatta niye oruç tutuyoruz ki, açlık ve susuzluk mikroba karşı direnci azaltabilir. Hem zaten bu mikrop kanda yoğunluğa sebeb oluyor yeteri kadar su almayınca ölümcül sonuçları olabilir. O zaman hayati bir sebeb söz konusu olduğu için Diyanet’e bile sormaya gerek yok, Bill’in kurulu karar versin olsun bitsin" dedi.

Dilipak, "Kimi virüs diyor, kimi bakteri diyor, izole edilmemiş bir mikroba ilaç ve aşı yapıyor birileri, biz de yutuyoruz. Tanı kiti, PCR testi yanlış. Sürekli mutasyona uğrayan bir mikropla nasıl mücadele edilir bilmiyoruz. Maske, Mesafe, Musluk, HES ve sonuç ortada. Tedbir, teşhis ve tedavi konusunda farklı fikir, teklifler bir türlü Ankaradakilerin kulağına gitmiyor. Bu görüş sahipleri de doktor, akademik kariyer sahibi insanlar. “Yerli ve Milli” çözüm telifleri, FDA ve DSÖ onayı olmadan Ankara’da itibar görmüyor. Sağlık Bakanlığı bu tür ilaçlara, Gıda Tarım Bakanlığı, Bill’in sentetik etine, diğer birçok ürününe onay veriyor, ama bin yıllık gelenekte varolan gıda takviyesi konusunda işi yokuşa sürüyor" görüşünü savundu.

Dilipak, "AB’nin ilaç düzenleyicisi 'Avrupa Birliği İlaç Ajansı (EMA)', Covid’e karşı geliştirilen Oxford / AstraZeneca aşısının kan pıhtılaşması dışında, kaçış sendromu olarak da bilinen 'sistemik kılcal sızıntı sendromu'na da neden olabileceğini duyurdu. Kaçtığınızı sandığınız şeye doğru koşuyorsunuz. Bunu daha ne zaman anlayacaksınız!" görüşünü dile getirdi.

Dilipak, şu ifadeleri kullandı:

"Johnson&Johnson ve Oxford/AstraZeneca’nın aşıları birbirine çok benziyor ve ikisi de fayda ve yan etkileri sebebi ile tartışılıyor. Bu aşılar aslında Koronavirüs'e karşı antikor oluşturmak için bilinen grip ve yaygın soğuk algınlığının neden olan olan nezle bir adenovirüs içeriyor. Sahi bu Covid nezle-grip türü bir şeyse neden bu kadar abartılıyor?

Aşılama sonrası olay ülke genelinde patladı, bakan bunu söyledikten hemen sonra aşılama sonrası elde edilen başarıları saya saya bitiremiyor. Yoğun bakımlardaki doluluk oranı daha önceki yıllara göre daha düşük, ama “CoVID Patladı” yaygarası her yerde. Ne oluyoruz, nereye gidiyoruz. Bütün bu rakamları, Devlet İstatistik Enstitüsü, bölgesel, çeşitliliklere göre, yaş, cinsiyet durumuna göre, geçen yıllar ve dünya örnekleri ile kıyaslayarak açıklamasa olmaz mı? Bu açıklamalar kafaları daha fazla karıştırmaktan başka bir işe yaramıyor. "

Editör: TE Bilişim