Gazete Emek- Anayasa Mahkemesi (AYM), Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) başvurusuyla OHAL döneminde gazete, televizyon ve ajansların kapatılması ve mallarına el konulmasının önünü açan Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK)  iptaline karar verdi. Anayasa Mahkemesi bu kapsamda, 6755 sayılı KHK’nin ikinci maddesinin dördüncü fıkrasını iptal etti.

Bianet'in haberine göre; CHP ilgili maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne açtığı davada, kapatılması öngörülen özel radyo ve televizyon kuruluşlarının, gazetelerin, dergilerin, yayınevi ve dağıtım kanallarının taşınır ve taşınmazlarına el konulmasının genel müsadere cezası anlamına geldiği, kuralın mülkiyet hakkına aykırı bir düzenleme olduğu savundu. Söz konusu kuralın ifade, basın ve haber alma ile süreli ve süresiz yayın hakkının demokratik bir toplumda zorunlu olmayan ölçüde sınırlandığı ve bu durumun hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı belirtilerek anayasaya aykırı olduğu ileri sürdü.

Hasip Kaplan'dan HDP'ye tartışma yaratacak Hüda Par çağrısı

Anayasa Mahkemesi de iptal kararında Anayasa’nın süreli yayınların ancak mahkeme kararıyla kapatılmasını öngören 28’nci maddesinin kapatmayı ağır bir yaptırım olarak gördüğünü aktardı.

Geçici kapatma için dahi mahkeme kararının gerekliliğini ifade eden Anayasa Mahkemesi, doğrudan kapatmanın temel hak ve özgürlüklere en ağır müdahaleyi oluşturduğunun tartışmasız olduğunu kararında vurguladı.

Türkiye'nin en zengin 10 ismi: Bir yılda yüzde 40'tan fazla zenginleştiler

“BASIN ÖZGÜRLÜKLERİ YÖNÜNDEN BULUNMASI GEREKEN BİR GÜVENCEDİR”

Anayasa Mahkemesi söz konusu maddeyi iptal eden kararında, “Dava konusu kuralın kapsadığı kurum ve kuruluşların kapatılması hâlinde kapatma işleminin yargısal denetimi için ayrı ve kısa bir prosedürün öngörülmesi ifade ve basın özgürlükleri yönünden bulunması gereken önemli bir güvencedir. Bu güvence söz konusu kurum ve kuruluşların ifade ve basın özgürlükleri kapsamında yerine getirdikleri rolün öneminden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla kural ölçülülük ilkesinin alt ilkeleri olan gereklilik ve orantılılık ilkeleriyle bağdaşmamaktadır” ifadelerine yer verdi.

Türkiye'de "Oluk oluk kanlarını akıtacağız" diyen Sedat Peker, kaçtığı Makedonya'da sahte evrak ve isimle ortaya çıktı

24 Kasım 2016’da yayınlanan kanunun ilgili maddesi şöyle:

"Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine aidiyeti veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı olan ve ekli (2) ve (3) sayılı listelerde yer almayan özel radyo ve televizyon kuruluşları ile gazete ve dergiler, yayınevi ve dağıtım kanalları, ilgili bakan tarafından oluşturulacak komisyonun teklifi üzerine ilgili bakan onayı ile kapatılır. Bu fıkra kapsamında kapatılan kurum ve kuruluşlar hakkında da üçüncü fıkra hükümleri uygulanır."

Doktor Ali Edizer, Gergerlioğlu ve Demirtaş'ı hedef aldı: "Hiçbiri yaşamıyor olurdu"

"KARAR DOĞRULTUSUNDA İDARE MAHKEMESİ İŞLEMİ İPTAL ETMELİ"

İMC TV davasını da takip eden Hukukçu Kerem Altıparmak, kararı şu şekilde değerlendirdi:

“Kapatılan bazı kanallar idare mahkemesine dava açmıştı o davalar devam ediyor. Normalde bir idari işlem yapıyorsanız onun hukuki dayanağı ortadan kalkarsa o idari işlem de hukuki geçerliliğini yitirir. Onun için hakkında kapatma kararı verilen kanalların dava açmış olmaları halinde, ki İMC TV o durumda, idare mahkemesinin artık Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda iptal kararı vermesi, kapatma kararlarının hukuki sonuçlarının ortadan kaldırılması lazım. Bu hem söz konusu kanalların mallarına el konulmuştu, o sonuçları ortadan kaldırır hem de ruhsat ve yayın haklarının engellenmesi sonuçlarını ortadan kaldırır. El konulan mallar şu anda artık satıldı, onun bir hesabı yapılacak, zararın karşılanması istenecek. Dava açmamış olanlar varsa o şekilde (komisyon kararıyla) kapatılanlardan, onların hukuki durumu biraz daha zor. Onlar da tek tek başvuracaklar idare mahkemelerine. Onlar şu saatten sonra idare mahkemesine giderek sonuç alabilirler mi göreceğiz.”

AKP'li Özlem Zengin'den ilginç paylaşım: Genel Başkanımız arazi!

Kaynak: Bianet 

Editör: TE Bilişim