Ekrem İmamoğlu: Bu ülkenin evlatları göz göre göre ölüme terk edilemez
Ekrem İmamoğlu: Bu ülkenin evlatları göz göre göre ölüme terk edilemez
İçeriği Görüntüle

Gazete Emek- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM'de düzenlenen haftalık grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulunuyor.

Askerlerin metan gazı zehirlenmesi sonucu yaşamını yitirmesinde ihmal olduğunu ifade eden Özgür Özel, hayatını kaybeden askerlerden Özkan Özkanlı'ın burs verdiği yetim çocuklara ulaştıklarını ve bursları CHP olarak kendilerinin üstlendiğini açıkladı.
Haftaya ertelenen zeytin yasasına karşı herkesi meclise davet eden Özel, "Zeytine sahip çıkmak için bu büyük mücadeleyi meclis kapanmadan gerekirse meclisi kapatmamak bahasına vermek için herkesi mücadeleye çağırıyoruz." dedi.
Özel, CHP'nin asgari ücretin 30 bin 205 TL'ye yükseltilmesi ve en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine yükseltilmesi hakkında kanun tekliflerini hatırlattı ve düzenleme yapılması çağrısı yaptı. Özel, AKP'li vekillere de "Milletin yarasına tuz basıp kendi bedenini tuzlu suya koşturmaya çalışanlara asla izin vermiyoruz. Önümüzdeki Meclis takvimini onlara grubumuz dar edecek. Milletin sesini duymayanı tatile göndermiyoruz!" diye seslendi.
Gözaltılar tutuklamalarla geçen bir haftalık Türkiye fotoğrafını gösteren Özel, CHP'li beleldiyelere yönelik operasyonların kilit ismi Aziz İhsan Aktaş'ın AKP'li belediyelerden aldığı ihaleleri anlattı, "Hak mı reva mı?" diyerek tepki gösterdi.
Denizli'deki Beltaş dosyasını hatırlatarak Erdoğan'a ve AKP'li vekillere seslenen Özel, Bakan Yılmaz Tunç'tan dosya ile açıklama yapmasını istedi, "Denizli'de bir yıldır bekleyen 95 milyon TL 30 şirketten 25 milyon TL sadece teleferikten, 120 milyon TL'lik dosya konusunda bilgi bekliyorum. Eğer bilgi yoksa çuvallar sarayda demektir." dedi.
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Yeterli bir keşfin yapılmadığından, evlatlarımıza gaz maskesinin ve oksijen tüplerinin sağlanıp sağlanmadığından, mağaraya önce bir robotun ya da insansız aracın girmesi gerektiğinden, bu araçların Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterinde son teknolojiye dayalı insansız araçlar olduğundan ve bu mağarada patlatma yapılıp yapılmadığının yapıldıysa içerideki gazı bu patlamanın tutuşturacağının öngörülmüş olması gerektiğinden ve askerlerin yanındaki varsa sağlık profesyonelleri onların kaç kişi olduğu hangi eğitimde oldukları yanlarındaki ilk yardım malzemelerinin hangi kapsamda olduğunun enine boyuna araştırması gerektiğinden bahsediyorlar. Biz araştırma önergemizi vereceğiz. Bütün partilerden de bu konuda bir destek bekliyoruz."
"Kıt kanaat geçindiği maaşıyla memleketi Aksaray'da bazı öğrencilere burs vermek için ısrar ettiği anlaşılıyor. Biz bilgilere ulaştık. Cumhuriyet Halk Partisi grubu olarak şehidimizin burs vermekte olduğu evladımızın bursu kesilmeyecek o bursu biz üstleniyoruz arkadaşlar."
Kartalkaya yangını
"Raporda bilirkişi heyeti Bolu İl Özel İdaresi Kültür ve Turizm Bakanlığını ve otel yönetimini sorumlu görüyor. Diyorlar ki bu rapor olmaz. Niye? Buradan Kültür Bakanlığı'nı çıkarın. Kültür Bakanlığı olmasın. Buraya onun yerine Bolu Belediyesi'ni ekleyin. Heyet diyor ki, belediye sınırlarında değil bambaşka bir yerde buraya biz Bolu Belediyesi'ni ekleyemeyiz. Hele hele Kültür Bakanlığı denetlemeye tek yetkili kurum. Kapıdaki tabelası duruyor. 1 ay önce gelmiş denetlemiş. Hatta yangınla ilgili de birçok soruya denetleme kağıdında cevap vermiş yetkilileri. Onlar sorumlu."
'Adaleti çaldılar'
"Bu heyeti o zaman siz görevden el çekin diyorlar. 7'sinin de istifa dilekçelerini buradan okudum. 3. gün akşam görevi yapmış bitirmişler, gördüğüm lüzum üzerine istifa ediyorum. Sağlık sorunlarım yüzünden istifa ediyorum. Sonra o raporu biz kamuoyu ile paylaştık. Dediler ki rapor korsandır. Evet bir korsanlık faaliyeti oldu. Korsanlık faaliyeti yetkisiz olan birinin meşru olan bir malı gayrimeşru yollarla elde etmesidir. Bir korsanlık faaliyeti varsa 3 gün gece gündüz görevlendirme kağıdı elimizde olan ve kendilerinin vicdanı çarpıtmaya, olmadık bir şeye imza atmamaya yönelik olan bilir kişilerin yazdığı rapor meşrudur. Ona korsan diyen Adalet Bakanlığı ve AK Parti'nin yaptığı iş adalete korsanlık faaliyetidir. Adaleti çalmışlardır."
Sonra yeni bir bilirkişi raporu, sonra buna tepkilerden eski raporda var ama genişlettik. Kamuoyunun baskısı her hafta burada üzerinde durmamızda nihayet ikinci raporda da Turizm Bakanlığı yer aldı.
Ancak Bolu Belediyesi'nin de itfaiye müdürlüğü yer aldı. Dün de yargılama başladı. Hiçbir kurum hiçbir kişi yargılanmaktan muaf olamaz ama adil bir yargılamanın hızlı bir yargılamanın ve tüm delillerin hakkaniyetle sorgulandığı bir yargılamanın takipçisi olacağız. O gün oradayız. Dün oradaydık. Bugün oradayız.
Ama ilk raporda ikinci raporda yargılanması yargılansın denilen savcının yargılanmalıdır dedikleri yok. Kim yok? Turizm ve Kültür Bakanlığı oradan oraya teftişe gidenler, onları görevlendirenler yok. Diğer taraftan denetim yapması gerekenler iş güvenliği açısından orada yoklar. Çünkü ilgili bakanlar Çalışma Bakanı ve Turizm Bakanı personellerinin yargılanmasına izin verecek imzayı atmadılar.
Milletimize o Turizm Bakanı'nı atayan, o Turizm Bakanı'nı azletmeyen, bu pişkinliğe karşı halen daha sessiz kalan sonra da işine geldi mi sorumlusu benim ben diyene söylüyorum. Sorumlusu sensin Erdoğan. Sensin, sensin, sensin.
Zeytinlik yasası
"Zenginlerin kesecekleri zeytinleri koordinatlarla belirlediler ve yasayı bu hafta yine ertelendi ama meclis kapatmadan bu yasayı çıkarıp gitmek istiyorlar. Sonra da yolunu bulmuşlar diyor ki "CHP bu yasaya karşıysa Anayasa Mahkemesi'ne gitsin" Gideceğiz elbet ne olacak biliyor musunuz? Biz Anayasa Mahkemesi'nde beklerken koordinatları belirtilen yerdeki binlerce on binlerce zeytin ağacı kesilecek. Orada maden araması başlayacak. Anayasa Mahkemesi 9 ay sonra bunu anayasaya aykırı bulacak. Hükümete de 9 ayda süre verecek bunu düzeltmesi için ama iş işten geçmiş olacak.
Bu mücadeleyi önümüzdeki haftaya ertelenen bu zeytin yasasına hep birlikte direnmek üzere hem Muğla'dan Ege'den tüm Türkiye'den geçtiğimiz haftalarda gelen herkesi yine meclise bekliyoruz. Tarihin önünde tarihi sorumluluğumuzu doğaya, çevreye karşı zeytin gibi bir ağaca karşı Ege'nin en önemli bitkisine bütün kutsal kitaplarda yer alan zeytine sahip çıkmak için bu büyük mücadeleyi meclis kapanmadan gerekirse meclisi kapatmamak bahasına vermek için herkesi mücadeleye çağırıyoruz."
Asgari ücrete ve emekli maaşlarına zam
"AKP'nin verdiği zam bir tas çorba almıyor. AKP iktidara geldiğinde en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu. Bugün 2,5 çeyrek altın alıyor."
"Asgari ücrete zam teklifimizde 30 bin, biz bunun altında yokuz demiştik. 30 bin 205 teklifimizdir. En düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine getirilmesi için imza verdik. Kamu emeklileri memur emeklileri açısında seyyanen zam beklentisi var. 16 bin seyyanen zam beklentisi var."
"Devlete 1 kuruş maliyeti olmayan bir teklifimiz var ama bu teklifleri görmezden gelip, bunları görmezden gelip "tatile gitmek isteyenler 17'sinde denizdeyiz abi" diye birbirine müjde veren AK Partililer var. Milletin yarası kanıyor. Meclis yaraya merhem olmak içindir. Yarayı iyileştirmek içindir. Böyle ifadelerle yaraya tuz basmak için değildir. Milletin yarasına tuz basıp kendi bedenini tuzlu suya koşturmaya çalışanlara asla izin vermiyoruz. Onlara bu önümüzdeki meclis takvimini grubumuz dar edecek. Milletin sesini duymayanı tatile göndermiyoruz."
CHP'ye yönelik operayonlar
19 Mart'ta bu milletin geleceğine bir darbe yaptılar. Yerelde iktidar olanlara ve gelecek seçimden sonra iktidar olacaklara. Milletimiz takdir ederse cumhurbaşkanı olacaklara darbe yaptılar. Sandığın gücüne karşı savaş açtılar. Milletin desteğini alamadıkları için devleti milletin karşısına diktiler. Milletin rızası olmadan baskıyla ayakta durabileceklerini ve bu baskıyla iktidarlarını koruyabileceklerini iddia ediyorlar. Biz de buna karşı meydan meydan direnerek önce Saraçhane'de başlayan, sonra her hafta sonu bir Anadolu iline yayılan bir mücadeleyi sürdürüyoruz. Daha bunun utancı sürerken, 5 Temmuz günü yeni bir utancı millete yaşattılar. Bu sefer Adana Belediye Başkanımız Zeydan Karalar'ı, Adıyaman Belediye Başkanımız Abdurrahman Tutdere'yi ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'i şafak operasyonuyla gözaltına aldılar.
Son bir haftada Türkiye'de operasyonları eleştiren gazeteci Timur Soykan gözaltına alındı. İktidar gazetecilere 'Tweet atarken iki kere düşüneceksin' diyor. Ayşe Barım duruyor. Türkiye'nin bütün ödüllü sanatçıları dün menajerlerinin yanındaydılar. Ayşe Barım buraya neden geldim anlamıyorum diyordu bundan 3-4 ay önce. Duruşması nihayet duruşmayla çıkacaksın diyorlardı. 3-4 ay sonraya kadar daha hapis yatacaksın dediler.
"Ama bakın neler var? Neler var ellemiyorlar. Bugün İstanbul, Adana, Antalya, Adıyaman, Mardin, Van, Hakkari, Batman, Tunceli ve Siirt belediye başkanları ya tutuklu ya da yerine kayyum atanmış. Buraların nüfusunun toplamı 25 milyon. 25 milyon seçmen var. 25 milyon seçmenin oyuyla seçtiği, nüfus da değil. 25 milyon seçmenin oy verdiği belediye başkanlarını, Cumhuriyet, AK Partili ve Dem Partili seçmenine hizmetten kopardılar."
Denizli'deki BELTAŞ dosyası
"Denizli Büyükşehir'de Beltaş diye bir firma var AK Parti dönemi. Bağbaşı yaylasına teleferik işletiyor. Genel Müdür çalışanlara talimat veriyor. Bütün hepsinin tutanağı var. Genel Müdürün talimatıyla yaptık. Nakit ödeyenlerin nakit ödemelerin üçte birine fiş kesin üçte ikisine fiş kesmeyin kasaya değil kenara ayırın. O parayı bana teslim edeceksiniz. Denizli Büyükşehir'de her gün üçte biri fişli, üçte ikisi fişsiz teleferikten bir çuval dolunca çuvalla Genel Müdüre para gidiyor. Tahsilatı yapan, parayı taşıyan, teslim eden belli, alan belli. Bu konuda seçimi 31 Mart'ta CHP kazanınca 1 Nisan'da bilgisayarın hard diskini de görüntü kayıtlarını siliyorlar. Ama personel bunu itiraf ediyor. Diyor ki böyle böyle yaptılar başımız derde girer gelip hard diski de söktüler. Her gün 3 günde bir bir çuval para alıyorlardı buradan. Bizimkiler hard diski kurtarmaya yolluyor geliyor ve hard diskten tam 25 milyon liralık paranın çuvalla Beltaş'ın genel müdürüne teslim edildiği döküm olarak var. Bu Beltaş ayrıca 30 tesiste restoran, kafe, büfe, kayak merkezi işletiyor. Orada çalışanlara yapılan sorguda da bazılarında benzer uygulananın paranın nakitin devir hızının yüksek olduğu yerlerde yapıldığı ortaya çıkıyor ve o kayıtlarla birlikte 95 milyon TL çuvallarla AK Parti'nin genel müdürüne Beltaş Genel Müdürüne teslim edilmiş. Dosya hazırlanıyor Denizli Başsavcılığı'na veriliyor. Bir yıldır tık yok arkadaşlar. Bir yıldır tık yok. Bir kör kuruş bir kuruş para bulsalar Ekrem Başkan'ın babasının yazlığının bahçesini kazıyor ya. Para bulacağım diye. Bir kuruş para yok. Bir tek ispat yok. Bütün arkadaşım Türkiye'de 25 milyon seçmenin oyu ya tutuklu ya kayyumda 95 milyon çuvalla parayı götürmüşler yapan AK Parti diye. Buradan Adalet Bakanı'na sesleniyorum. Buradan Erdoğan'a sesleniyorum. Denizli'de Beltaş dosyası orada dururken halen daha o koltuklarınızda pişkin pişkin oturmaya devam mı edeceksiniz?"
"Adalet Bakanı Yılmaz Tunç asker arkadaşım Yılmaz Tunç. Denizli'de bir yıldır bekleyen 95 milyon TL 30 şirketten 25 milyon TL sadece teleferikten, 120 milyon TL'lik dosya konusunda bilgi bekliyorum. Eğer bilgi yoksa çuvallar sarayda demektir."

Kaynak: Evrensel