Gazete Emek- HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar gündeme ilişkin Evresel’in sorularını yanıtladı. 

İktidarın sıkıştığı birçok konuda, savaş politikaları üzerinden kendisine nefes alacağı bir manevra sahası yarattığını, muhalefetin ise bu konuda genelde iktidarla uyumlu davrandığını anlatan Sancar, bunun iktidarın ömrünü uzattığını söyledi.

Sancar ile yapılan röportaj şöyle:

Bu 5 yılda HDP’nin siyaset dışına itilmesi için her alandan baskıların artmasına tanık olduk. Bugünlerde gündemde olan HDP’nin kapatılması veya Hazine yardımının kesilmesi gibi bir adım bekliyor musunuz?

İktidar bütün alanları toplum mühendisliği ile yeniden biçimlendirmeye çalışıyor. Bunun başında da siyasal alan ve tabii HDP ile Kürtler geliyor.

AKP'li vekil, Kaftancıoğlu’na ‘militan’ dedi, Fethullah Gülen tweetleri ortaya çıktı

Burada aslında 2014 yılı dönüm noktasıdır. Erdoğan’ın Suriye ve Ortadoğu hayallerinin yıkıldığı Kobanê direnişinden başlamak lazım. Ortadoğu’da Sünni eksen yaratarak hamiliğini üstlenme projesi Kobanê’de kırıldı. Tek adam rejimi inşa etme konusunda da en büyük darbeyi 7 Haziran’da aldı.

‘’HDP’NİN HEDEFE KONULMASI ŞAŞIRTICI DEĞİL’’

Bu nedenle HDP’nin hedefe konulması şaşırtıcı değil. HDP’ye yönelik saldırılar iktidardaki ittifakın temel harcı olarak nitelendirilebilir. İktidarlarının devamını sağlama konusunda en büyük engel olarak HDP’yi görüyorlar. Fiilen etkisiz hale getirmek için polisi ve yargıyı son derece hoyratça devreye sokmalarına rağmen HDP ayakta duruyor. Bu yöntemlerle sonuç alamayınca kapatma tehdidini devreye koydular.

WhatsApp'ın yeni sözleşmesi kullanıcılardan ne istiyor, WhatsApp- Telegram- Signal arasındaki farklar nelerdir?

HDP’yi kapatmakla arzuladıkları sonucu elde edemeyeceklerini çok iyi biliyorlar. Çünkü bu ihtimale karşı başvurabileceğimiz meşru imkan ve çareler çoktur. Bu tür yollara başvurarak HDP kitlesinin demokratik siyasetten soğumasını, uzaklaşmasını istiyorlar ama bu boş bir hayaldir. Bizim seçmenimiz politiktir; hatta bu gelişmeleri, iktidarın en iddialı danışmanlarından daha iyi okuyacak bir tecrübe ve kolektif akla sahiptir.

‘’GÜÇLENDİRİLMİŞ DEMOKRASİ İSTİYORUZ’’

Türkiye’de birçok sorun rejim tartışmalarına yol açıyor. Millet İttifakının güçlendirilmiş parlamenter sistem konusunda bazı çalışmaları var. HDP’nin bu konuda bir çalışması var mı? HDP nasıl bir rejimi savunuyor?

Bu hükümet sistemine karşı çıktığımızı başından beri söylüyoruz. Bunun alternatifi, en geniş kapsamıyla parlamenter sistemdir. Fakat sunulan alternatifin dar tutulması konusunda itirazlarımız var. Biz gerçek anlamda bir güçlendirilmiş demokrasi istiyoruz. Bu hükümet sistemini de içeriyor ama ondan ibaret değil. Bizim iki aşamalı bir önerimiz var. Birincisi; geçiş süreci ve tadilattır. Son yıllarda yaşanan adaletsizliklerin giderilmesini bütün muhalefet partilerinin önüne koyması gerekiyor.

Ümitcan Uygun ve babası kaçmaya çalışırken yakalanarak gözaltına alındı

Bu konuda en başta keyfi tutuklama ve yargılamalar geliyor. OHAL’le gelen büyük tasfiye ve KHK düzeni ile ilgili ne yapacağımızı ortaya koymamız gerekiyor. Bu mağduriyetler toplumun her kesimine sirayet etmiştir. Kayyum düzeni 2016’dan sonra geldi. Belediyelerde uygulanmaya başlanmasıyla birlikte Türkiye’de yeni bir dönem başladı. Kayyumun sadece bizim belediyelerimizle sınırlı kalmayacağını söylemiştik. Bu zihniyet adım adım Türkiye’nin başka bölgelerine, alanlarına da yayıldı. İkinci aşama ise geçiş sürecinde uzlaşılacak temel demokratik ilkelerdir. Bunları tartışmak lazım.

‘’İKTİDARIN ERKEN SEÇİME GİTME İHTİMALİ ÇOK DÜŞÜK GÖRÜNÜYOR’’

İktidarın kendiliğinden erken seçime gitme ihtimali çok düşük görünüyor. Seçeneklere göre bir değerlendirme yapmak daha sağlıklı olur. Erken seçim gündeme gelecekse ya toplumsal basıncın artmasıyla ya da iktidar ortakları arasında ciddi ihtilaflar çıkarsa gelebilir. Bu ikisi olmazsa 2022’de seçim olma ihtimali yüksek. Seçimin zamanında, yani 2023’te yapılacağını düşünmüyorum.

Peki Millet İttifakının dışında devrimci demokratik bir ittifak alternatifi konusunda ne düşünüyorsunuz? HDP’nin 3. yol çağrısı ve önümüzdeki süreçte ittifak politikasında yol haritası ne olacak?

Konferans ve kongre sürecinde aldığımız kararların önemli bir parçası demokrasi ittifakıdır. Demokrasi ittifakını olabilecek en geniş toplumsal ve siyasal birliktelik olarak anlıyoruz. Bunun sadece seçimlere yönelik bir düşünce olarak yorumlanması yanlıştır. Bugün demokrasi ve özgürlükleri savunacak, bu konuda her gün yeniden birlikte hareket etme imkanlarını artıracak bir ittifak peşindeyiz. Sadece seçimlere yönelik ittifaklar sınırlı bir çerçevede gerçekleşir. Ayrıca eğer 2023’e kadar beklersek, seçimler geldiğinde hareket etme imkanlarımızın bile ortadan kalktığı bir zorbalık düzeniyle karşı karşıya kalabiliriz.

Bizim için üçüncü yol şudur: Biz mevcut hiçbir ittifakta yer alma isteği içinde değiliz. Böyle bir talebimiz de yok. Ancak bu, seçimlerde ittifak tartışmalarına girmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Girersek mevcut ittifakların bir parçası olarak değil, geniş bir toplumsal muhalefetin örgütlenmesi halinde bu tartışmaları yürütmeyi hedefliyoruz.

Ayrıca bizim parlamento seçimleri için ittifaka da ihtiyacımız yok. Kendi gücümüzle seçim barajını çok rahat aşacak, yüksek oranlara ulaşacak bir konumdayız. Fakat Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde özellikle ittifak tartışmaları çok önemli olacaktır. Burada da HDP temel ilkelerini ve demokrasi güçlerinin hassasiyetlerini gözetecektir.

‘’MUHALEFET DAHA CESUR DAVRANSAYDI ERKEN SEÇİM OLABİLİRDİ’’

Geçtiğimiz günlerde “Muhalefet daha cesur davransaydı erken seçim olabilirdi” dediniz. Bunu biraz açar mısınız?

O ifadeyi şu bağlamda kullanmıştım: İktidar sıkıştığı birçok konuda, savaş politikaları üzerinden kendisine nefes alacağı bir manevra sahası yaratabildi. Muhalefet bu konuda iktidarla uyumlu davrandı. Mesela tezkereler; Suriye’de askeri operasyonlar, Irak’ta, Doğu Akdeniz’de militarizme dayalı bir dış politika yürütülüyor. Muhalefet bu konuda birkaç istisna haricinde iktidarla uyumlu hareket ediyor. Bunun çok yönlü sonuçları var. İktidar savaş politikaları üzerinden içeride siyasal atmosferi kontrol altında tutma imkanı yakalıyor. Buna bir de HDP’ye yönelik saldırıları ekleyebiliriz. Bazı muhalefet partileri bize yönelik politikalar ve dil konusunda iktidarla neredeyse aynı yolu izleyebiliyor.

İYİ PARTİ’Yİ Mİ KASTEDİYORSUNUZ?

Onlar kendilerini biliyorlar. Aynı yolu izleyip farklı bir muhalefet yürüttüğünü sanmak bazen kendi kendini kandırmaya neden oluyor. İktidarı ayakta tutan politika savaş politikasıdır diyorum, çünkü iktidar ömrünü böyle uzatıyor. Bu konuda bütün muhalefet tutarlı davransaydı, iktidar çoktan yolun sonuna gelmiş olurdu. İktidar bu kadar sıkışınca, toplumsal basıncın artmasıyla birlikte erken seçim kararı büyük ihtimalle ortaya çıkardı.

Editör: TE Bilişim