HABER: Uğur Yılmaz
Gazete Emek - Bölgenin tanınmış yazarları Bedirhan Epözdemir, Raci Uğurlu, Uğur Yılmaz, Yasemin Elban ve Hamza Özkan'ın, aralarında bu satırların yazarının da bulunduğu bir grup olarak, hiçbir gerekçe gösterilmeden Valilik tarafından fuara katılımının engellendiği ortaya çıktı. Bu skandal, ifade özgürlüğüne ve kültürel çeşitliliğe vurulan ağır bir darbe olarak yankılanırken, DEM Parti Bitlis Milletvekilleri Semra Çağlar Gökalp ve Hüseyin Olan'ın, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya hitaben verdikleri soru önergesiyle konuyu Meclis gündemine taşımaları, biz yazarlar tarafından büyük bir minnetle karşılandı. Bu cesur adım için vekillerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Kültürel Miras Siyasi Müdahaleye Kurban Ediliyor
Bitlis Kitap Fuarı, pandemi döneminde Bitlisli yazarların ve gönüllülerin özverili çabalarıyla doğmuş, inanç, kimlik ya da ideoloji ayrımı gözetmeyen kapsayıcı bir platform olarak hayat bulmuştu. Bölge halkının kültürel belleğini yaşatmayı ve yazarlarla okurları buluşturmayı hedefleyen bu fuar, yerel bir miras olarak görülüyordu. Ne var ki, Valilik öncülüğünde yönetilmeye başlanan fuar, siyasi sansürün karanlık gölgesine teslim oldu. Vekillerin önergesine göre, Valilik, yazarların kimlik bilgilerini adeta bir güvenlik soruşturmasına tabi tutarak, bizleri siyasi saiklerle veto etti. Gerekçesiz veto kararları, skandalın en çarpıcı ve utanç verici yönü olarak öne çıkıyor.
Veto mu, Susturma Çabası mı?
Valiliğin, veto edilen yazarlara neden fuara katılamayacaklarına dair herhangi bir bildirimde bulunmaması, sürecin şeffaflıktan uzak olduğunu gözler önüne seriyor. Bedirhan Epözdemir, Raci Uğurlu, Uğur Yılmaz, Yasemin Elban ve Hamza Özkan gibi bölge kültürünü ve tarihini eserlerinde işleyen yazarların dışlanması, yalnızca bireysel bir hak gaspı değil, aynı zamanda Kürt kimliğine ve kültürel hafızaya yönelik sistematik bir engelleme olarak değerlendiriliyor. Soru önergesinde, “Kamu kurumlarının desteklediği kültürel etkinliklerde katılımcıların siyasi veya kimlik temelli geçmişleri doğrultusunda dışlanması, demokratik katılım ve düşünce özgürlüğü ilkeleriyle nasıl bağdaşmaktadır?” sorusu, bu müdahalenin hukuki ve etik boyutlarını sorguluyor. Vekillerimizin bu soruları cesaretle gündeme getirmesi, biz yazarlar için umut verici bir dayanışma örneğidir.
Kültürel Etkinlik mi, Siyasi Filtre mi?
Valiliğin, fuara katılacak yazarlardan kimlik bilgisi talep ederek bir tür “fişleme” yaptığı, sansürün vahametini daha da artırıyor. Bu uygulamanın yalnızca belirli yazarlara mı yoksa tümüne mi yapıldığı belirsizliğini korurken, İçişleri Bakanlığı’ndan, bu konuda bir genelge ya da gizli talimat olup olmadığına dair net bir yanıt bekleniyor. Ayrıca, Kürt tarihi ve kültürünü tanıtan yayınevlerinin fuara davet edilmemesi, etkinliğin kapsayıcılığına gölge düşürüyor. Bölge halkının kültürel mirasını yansıtan yazar ve eserlerin sistematik bir şekilde dışlanması, toplumsal barışa ve kültürel zenginliğe zarar veriyor.
Bitlis Halkı ve Yazarları Yalnız Değildir
Bitlis Kitap Fuarı’nın, halkın kolektif çabasıyla doğmuş bir kültürel etkinlikten siyasi bir araca dönüştürülmesi, yalnızca biz yazarlara değil, tüm Bitlis halkına yapılmış bir haksızlıktır. Valiliğin bu tutumu, düşünce özgürlüğünü hiçe sayarak, kültürel çeşitliliği ve yerel kimliği yok sayan bir zihniyetin ürünü olarak görülüyor. DEM Partili vekiller Semra Çağlar Gökalp ve Hüseyin Olan’ın soru önergesi, bu sansürün hesabını sormak için atılmış güçlü bir adım. Vekillerimizin bu duyarlılığı, bizlere yalnız olmadığımızı hissettirdi ve mücadele azmimizi pekiştirdi. Kendilerine bir kez daha teşekkür ediyoruz.
Hükümete Çağrı: Sansüre Son Verin!
Bitlis Valiliği’nin gerekçesiz veto kararları, yalnızca bir kitap fuarını değil, bir halkın sesini, tarihini ve kimliğini susturma çabasıdır. İçişleri Bakanlığı’ndan, bu sansür politikalarına derhal son verilmesi ve fuarın asıl ruhuna, yani kapsayıcılığa ve özgürlüğe dönmesi için adım atılması bekleniyor. Aksi takdirde, Bitlis Kitap Fuarı, kültürel bir buluşma noktası olmaktan çıkıp, siyasi müdahalelerin gölgesinde bir yasaklar zincirine dönüşecek.
Bizler, Bitlis’in yazarları, okurları ve kültürel mirası, bu sansüre boyun eğmeyeceğiz. Çünkü kalem susmaz, kültür susturulamaz.
Uğur Yılmaz