Gazete Emek- DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin Genel Merkezi'nde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
İstanbul 45. Asliye Mahkemesi'nin, CHP İstanbul İl Başkanlığı Olağanüstü Kongresi'nin durdurulmasını talep etmesi hakkında konuşan Doğan, "Yine Cumhuriyet Halk Partsi'nin kurultayı ile ilgili bir müdahale ile karşı karşıya kaldık. Yine bir mahkeme eliyle açıkça anayasal suç işleniyor" dedi.
"Bu bir CHP meselesi değil, Türkiye’nin demokrasi meselesidir" diyen Doğan, "Biz de böyle yaklaşmalıyız. Göz göre göre bir siyasi partiye müdahalede ısrar etmek, üstelik zaten uygulanmayan darbe anayasasını dahi ihlal etmeyi göze almak, açıkça siyasi talimatla çalışmanın ifadesi olarak kamuoyuna yansıyor. Bu tutum ve yönelimden vazgeçmek gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"Şu anda bir mahkeme heyeti ana muhalefet partisinin, son seçimlerde birinci parti olan bir siyasi partinin kurultayını durdurmak üzere heyet gönderiyor" ifadesini kullanan Doğan, şunları kaydetti:
"Bu görüntüler Türkiye’ye yakışmıyor. Yıllardır tekrar ediliyor. Bu görüntülerin ortaya çıkmaması, bu görüntülerden vazgeçmek için taktiksel değişikliklere değil, zihinsel bir dönüşüme ihtiyaç var. Türkiye’de köklü bir sistem değişikliğine ihtiyaç var. Bugün CHP'ye, dün DEM’e, yarın yine DEM’e, sıra dolayısıyla her an herkese gelebilir. Sıranın her an herkese gelmemesi için eşit, hiç kimseye ayrımcılığın yapılmadığı köklü bir sistem değişikliğine ihtiyacımız var.
Tabii ki Yüksek Seçim Kurulu'na da şu çağrıyı yapıyoruz. Şu anda olağanüstü toplantı halindeler. Önümüzdeki dakikalarda -dakikalar olmasını ümit ediyoruz bunun, saatler değil- kararlarını duyacağız. Ancak daha önce verilmiş bir karar var. Ve Türkiye'de bu konudaki tek yetkili kurum Yüksek Seçim Kurulu. Buna rağmen 45. Asliye Ceza Mahkemesi bunu yapabiliyorsa Yüksek Seçim Kurulu yüksek sesle kararına sahip çıkmalıdır. Biz CHP'ye yönelik bu operasyonların, bu uygulamaların; barışçıl ve demokratik toplumu konuştuğumuz bir dönemde bu kadar çok arttırılmasının, bu kadar çok tırmandırılmasının bir tesadüf olmadığını düşünüyoruz. Doğrudan sürece yönelik gölge düşürücü, süreçle ilgili gelişmeleri hedef alan yaklaşımlar olarak değerlendiriyoruz."
"ÖCALAN DİNLENMELİ"
Süreç hakkında da değerlendirmelerde bulunan Doğan, "Buradan çağrımızı yineliyoruz komisyona. Burada bir yerinde sayma halinde durmamak gerekiyor. Madem ezberleri bozmaktan, madem tabuları yıkmaktan bahsediyoruz o halde cesaretle mecliste söylenmiş söze sahip çıkmak gerekir. Sayın Öcalan dinlenmeli. Sayın Öcalan'ın görüşleri, önerileri bir şekilde bu komisyona akmalı" diye konuştu.
"Umut hakkı gündemine dair önümüzdeki süreçte yakın dönemde bir gelişme beklemeli miyiz?" sorusuna yanıt veren Doğan, şunları söyledi:
"Ağırlaştırılmış müebbet ve ağırlaştırılmış müebbetle birlikte, ki yalnızca Sayın Öcalan'ı da değil Türkiye'de binlerce insanı ilgilendiren bir durumdan bahsediyoruz. Öyle ki tam olarak veri bile paylaşmıyor Adalet Bakanlığı. Ama hak kuruluşlarının edinebildiği bilgiyle 4.350'nin üzerinde insanın hayatını etkileyen bir durumdan bahsediyoruz. Yani bu açık bir insan hakkı ihlali. Tabii ki bu insan hakkı ihlali sonlandırılmalı ve umut hakkı ilkesinden yararlanmalı başta Sayın Öcalan olmak üzere bundan dolayı mağdur edilen herkes."

Mansur Yavaş: Türkiye'nin yüz karası olan bu ailenin her şeyini ifşa edeceğiz
Mansur Yavaş: Türkiye'nin yüz karası olan bu ailenin her şeyini ifşa edeceğiz
İçeriği Görüntüle

Kaynak: Birgün