ÖZEL HABER - Barış Aslan
 
Gazete Emek - Van denilince aklan gelen otlu peynir, Van ve yöresinde önemli bir istihdam kaynağı. Dağlarda yetişen otların peynirle buluşmasıyla Kürt kahvaltısının en olmazsa olması. Kokusu ve lezzetiyle Türkiye’de yapılan birçok peynirden farklı. Otlu peynir, koyun sütü, özel mayası ile yaylalardan toplanan ve şifalı olduğu bilinen ‘dağ nanesi, kekik, sirmo (yabani sarmısak), mendo, helis, çaşur, siyabo’ adlı otlardan üretiliyor. Otlu peynirin hikayesi de kadınların ilk baharda yaylalara çıkıp topladıkları otları toplamasıyla başlıyor. Kadın emeğiyle başlayan, esnafların tezgahlarına kadar giden süreç bir o kadar da zahmetli. 
 
Van, çarşılarıyla da meşhur bir şehir. Peynirciler çarşısı da bir o kadar zengin. Zenginliği çeşitleriyle sınırlı kalıyor bu günlerde. Her çeşit otlu peynirle karşılaşabileceğiniz bu çarşının, bu günlerde en büyük sorunu diğer her şey de olduğu gibi ekonomik kriz. Kriz hem peyniri üreteni hem satanı hem de alıcısını etkiliyor. Çarşının eski kalabalığından eser yok. Kepenkler açık ama kuru sessizlik hâkim bu çarşıda. Peynirciler çarşısını dolaşıyoruz ve esnafın son halini soruyoruz. 
 
 
‘En çok tercih edilen peynir Özalp peyniridir’
 
Öncelikle otlu peynirin inceliklerini soruyoruz Emrah Emrah’a. O da bize sözün kısası anlatıyor sürecini: “Peynir yazın salamura halinde yapılıyor. Yabani otlarımız var; mende, kekik ve sirmo. Bunları peynir içine koyup şekil verdikten sonra salamura haline geliyor. Yaptıktan sonra bidonlara basılıyor. İsteyen toprağa gömüyor ya da salamura yapıyor. Kış ayları genelde küp halindekiler tercih ediliyor. Biz de onları satıyoruz. Yazın da salamura tercih ediyorlar. Onun da belli bir mevsimi olduğu için yazın salamuradaki peynir bozulmuyor, kışında toprağa konulan peynir bozulmuyor. En çok tercih edilen peynir Özalp peyniridir.”
 
‘Köylüye yansıyan zam bize kadar geliyor’
 
Emrah’a çok uzatmadan ekonomik sorunları soruyoruz. Fiyatlarla örneklendiriyor. Çok değil 5 ay önce kilosunu 50 TL’ye sattıkları peyniri şimdi 80 ila 85 TL arasında sattıklarını söylüyor. Fiyatlardaki artışın kendilerinden kaynaklanmadığını da ekliyor: “Köylü zam yapıyor ama onlar da haksız değil. 7 ile 8 lira olan saman balyası 25 30 TL’ye çıktı. İster istemez onları da etkiledi. Eskiden peynirciler çarşımızda kasap dükkanları da vardı. Peynir ve kasap dükkanları burada bitişikti. Pandemiden önce insanlar gelirdi, evine 50 100 kilo peynir alırdılar ama şimdi 2 3 kilo anca alıyor. Peynir fiyatları ekonomik krizden ötürü artınca milletin de alım gücü düştü. Hem onlar mağdur hem de biz.”
 


‘100 TL’ye 1 kilo peynir zor alınıyor’
 
Hasan Ayhan da peynir fiyatları gibi birçok şeye zam yapıldığını söylüyor: “Milletin alım gücü kalmadı. Evine ekmek götüremeyen insanlar var bu şehirde. Eskiden 100 TL’ye 4 kilo peynir alan bir aile, şimdi ancak o parayla 1 bilemediniz 1 buçuk kilo ancak alabiliyor. Aradaki farkı görebiliyor musunuz? Hem ekonomik kriz var hem de kuraklık var hangisiyle baş edeceğimizi şaşırdık.” Murat Bilici de kuraklıktan yakınıyor: “Kuraklık ve ekonomik kriz belimizi büktü. Ne saman yetişiyor ne de yetişeni alacak gücümüz var. Bir zincirdir otlu peynir ticareti. Köylüsünden hayvanına, satıcısından alıcısına kadar güçlükler yaşıyoruz. İnsanlar alışveriş yapmamaya başladı.”
 
 

Editör: TE Bilişim