Gazete Emek-  Organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker, Youtube'da "'Zaferin Büyüklüğü Mücadelenin Zorluğuyla Ölçülür" yayınladığı 6. video ile yeni açıklamalar yaptı.

Sedat Peker, Eylül 2015'deki taşlı, sopalı Hürriyet gazetesi baskınını, bir milletvekilinin talebiyle kendisinin yaptırdığını söyledi, "Milletvekilinin telefon sinyallerine bakabilirsiniz" dedi.

Sedat Peker, kendisi hakkındaki gelişmelerin fitilini iki olayın ateşlediğini söyledi. Peker, "Bu benim hikâyem. 1,5 senedir sıkıntıları ben yaşadım, o yüzden dolayı bana akıl vermeyin. O yüzden parça parça koparacağım, canları yakacağım" dedi.

Eski Organize Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'dan 'Sedat Peker' açıklaması: Özet budur

Bugünkü videosunda Yıldırım Demirören'den de bahsedeceğini belirten Peker'in masasında bu kez Yılmaz Özdil'in 'Son Cüret' isimli kitabı vardı. Demirören'in adının sert bir imaj verdiğini belirten Peker, Adana'da pamuğa "pambık" dendiğini belirterek Demirören'i "Pambıkören" diye anacağını söyledi. Masadaki Özdil kitabının nedenini de açıklayan Peker, Yılmaz Özdil'i hiç tanımadığını, cezaevindeyken annesinin cenazesine gitmesine Fethullahçıların izin vermediğini, bir tek 'Yılmaz abi' diye andığı Özdil'in ses çıkartarak "Aynı davadan yargılanan insanların hepsinin cenazesine izin verdiniz, bir tek Peker'e vermediniz" dediğini anlattı.

Meral Akşener’e saldırı girişimi!

"ERDOĞAN'DAN SONRA KİMİN PLANI VARSA BİZİ MAHVEDECEKLER DEDİM"

Peker, kendisi hakkındaki gelişmelerin fitilini ise iki gelişmenin tetiklediğini söyledi, "Fitilin ilk ateşlenmesi Michael Rubin adında Amerikalı bir yazarın, yazdığı yazıyla oldu. 'Sedat Peker etki alanını bu şekilde geliştirmeye devam ederse, Tayyip Erdoğan sonrasında, Tayyip Erdoğan'a ihanet etmez' dedi. 'PanTürkizm görüşüne sahip bu kişi bu şekilde güçlenmeye devam ederse, Tayyip Erdoğan sonrası oraya simge birinin seçilmesini sağlar. Arka perdeden de ülkeyi o yönetir' dedi. Buna inanan ruh hastaları oldu, işin kötü yanı bizim arkadaşlarımız da gururlandılar, 'Artık seni dünyada insanlar daha iyi anlayacak, konumunu anlayacaklar' dediler. Dedim ki, bu tuzak, bize tuzak kurdular. Tayyip Erdoğan sonrasına kimin planı varsa bizi mahvedecekler dedim" ifadelerini kullandı.

Peker, 'eski sağ kolum' dediği Erdal Aras'la Süleyman Soylu'nun görselini paylaştı

İKİNCİ KIRILMA NOKTASI ELAZIĞ MİTİNGİNİN YASAKLANMASI

Peker, ikinci gelişmenin ise Elazığ'da şehit ailelerinin daveti üzerine yapacağı mitingin iptal ettirilmesi olduğunu söyledi. Mehmet Ağar'ın kendisini arayarak ve aynı gün CHP'nin de mitingi olduğunu belirterek "karışıklık çıkacak" dediğini aktaran, Elazığ ziyaretini iptal etmesini istediğini söyleyen Peker, şehit yakınlarının herkesten önce geleceğini belirttiğini, ziyareti iptal etmeyeceğini söylediğini anlattı. Peker devamında "Sonra şu anda hükümetin içinde bakanlık yapan bir beyefendi, o zaman özel kalem müdürü, kendisi benim bir yakınımla görüşüyor, 'Oraya gitmesin, karışıklık çıkacak' dedi. Yine olmaz dedim. Sonra valilikten karar çıkardılar, 'güvenlik' gerekçesiyle miting iptal oldu. İkinci kırılma noktası bu oldu. Herhalde boyun eğmediğim için bizi kullanışsız gördüler" ifadelerini kullandı.

"CUMHURBAŞKANI'NA GİDEN İŞADAMLARI ÜÇ ARAMADAN GEÇİYOR"

İşadamlarının Cumhurbaşkanı'na gidince üç aramadan geçirildiğini, hırsız muamelesi yapıldığını şu sözlerle iddia etti:

"Bizim böyle çok şanlı, basında tanıdığımız büyük işadamları var ya, sayın cumhurbaşkanımızın yanına gidince güvenlik amacıyla üç tane aramadan geçiyor. Ordaki görevli kardeşlerim anlattı; Poliste hırsızlara yapılan muamele vardır, 'saatini çıkar, şununu çıkar bununu çıkar' diye, bunlara saatini çıkar, oyunu çıkar, buyunu çıkar, bildiğin hırsız muamelesi yapıyorlar. Gerçi polis biliyor, bunlar da hırsız, bir ihale kapayım diye, ve öyle gurursuzlar ki... Bir tek Turgay Ciner, o demiş 'Noluyor arkadaşlar, nedir bu demiş...' Ben bunlara yalı çetesi diyorum, onlar para için her şeyini, onurunu gururunu satan adamlar, o kadar paranız var, hırsız muamelesi yapılıyor size yine gidiyorsunuz... Biri çıkar demez mi, Cumhurbaşkanına 'bize kapıda böyle böyle yapıyorlar' diye. Tabi 300 milyon dolar, 500 milyon dolar, 1 milyar dolar ihale, ondan sonra onu çıkar üstünden, bunu çıkar... Onlar işadamı ben organize suç örgütü lideri ondan sonra... Soydunuz devleti tarihin her döneminde."

HÜRRİYET GAZETESİNİ, MİLLETVEKİLİ İSTEDİ BEN BASTIRDIM, ONDAN SONRA SATILDI

Peker, Demirören'le ilgili şunları söyledi:

"Gazeteciler diyor ya, 'organize suç örgütünün dediğinden bişey mi olur?' Tamam, ben yaptırdığımı anlatacağım, ispatlarıyla anlatacağım, delilleriyle. Hürriyet gazetesindekilerden, pambık Demirören ekibi dinliyor musunuz? Şatafatlı gazeteciler, ünvanlı gazeteciler, sizin gazetenizi ben bastırdım. Bak suç ikrarı yapıyorum. Hürriyet'i bastırmadan önce gelen milletvekilinin telefon sinyallerine de bakın, ismini söylemeyeyim ayıp olur, bakabilirsiniz. 'Bizim gençlik kollarından bir takım arkadaşlar gidecek, ama onlar profesyonel değil, sen böyle arkada' dedi milletvekili, tamam dedim, ben gönderdim.  Savcılar alın size ağır delil, ikrar; Milletvekili rica etti, ben de yaptırdım. Milletvekili rica etti böyle böyle diye... Eeee, Aydın Doğan yaşlı adam, bir yandan ölüm korkusu sardı, bir yandan devam eden mahkemeler, ben ölürüm çocuklarıma dert kalmasın, ondan sonra hoopp (Hürriyet gazetesinin Demirören'e satışı...) Senin (Demirören) oturduğun koltukta benim emeğim var, ben pisliğim siz temiz ha. Pambık Demirören, seni elime aldım, adım adım takip edeceğim, Azerbaycan'da falan.."

AHMET HAKAN'A SALDIRI

Peker ardından gazeteci Ahmet Hakan'a yönelik saldırı ile ilgili şu ifadeleri kullandı:

"Size bir delil daha söyleyeyim; AK Parti'nin gençlik kolları Abdurrahim Boynukalın, milletvekili, spor bakanı yardımcısıydı, şimdi hangi görevde bilmiyorum. O bir kaç gazeteciyle röportaj yapıyor, yanında da AK Parti'nin kelle isimleri, gazeteci soruyor 'İşte sizin adınız da geçiyor (Hürriyet baskını)...' Yok diyor, gazeteci dövdürme olayıyla, Hürriyet binasının basılması olayını Sedat Peker'in yaptırdığı anlaşılınca ben rahatladım' diyor. Adam da bunun yazmış mı, açın bundan büyük delil olur mu sayın savcılar?"

“SOYLU, İBRAHİM KALIN’I TAKİP ETTİRİYOR”

Peker’in Süleyman Soylu’yla ilgili bir iddiası da, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ı takip ettirdiği yönündeydi:

“İbrahim Kalın buna destek veriyor. Bu İbrahim Kalın’ı takip ettiriyor biliyor musunuz? Günün bombalarından biri bu olsun. Senin haberin yok, sana kıyağım olsun. O Resul var ya, tak bir tanesi resimleri vermiş. Özel Kalem Müdürü Hasan Bey’i de takip ettiriyorlar. Hadi, Mübariz’i korumak için haberler yaptığında kendini yaktın. Böyle bir şey diyen şerefsizdir diyor, bana şerefsiz diyorsun. Ne yapsaydım? Hadi’ye diyor ki, sen yürek mi yedin. Onu diyor Azerbaycan istedi, tutuklanmasını. Lan böyle bir şey olur mu? Azerbaycan istedi…”

"SÜLEYMAN SOYLU'NUN OĞLUNUN PARA KARŞILIĞI DOSYADAN İSİM ÇIKARMA TEKLİFİ"

Peker, Süleyman Soylu'nun oğlu Engin Levent Soylu ile ilgili ise şu iddiada bulundu:

"Aslan Sülü. Yav bu dünyanın en büyük uyuşturucu operasyonu diye bir operasyon yaptın ya 1.5 sene falan önce gazetelerde herkesi inandırdınız lüks arabalarını falan gösterip. Lan dünyanın en büyük uyuşturucu operasyonunda yarım kilo uyuşturucu olmaz mı. Nerede bu uyuşturucu. Allah aşkına dinleyin sayın savcılar delilleriyle anlatacağım. O operasyonda Nevzat Kaya diye şahıs var. Yeniköy Motors’un sahibi operasyondan 10 gün öncesine kadar kendi bindiği arabada Süleyman Soylu’nun oğlunun ihtisaslı plakası var. Yani Emniyet’ten oradan buradan geçer. Yani İçişleri Bakanı’nın ailesine ait görünüyor plaka. Durdurulmaz. Ayrıcalık da benim gibi. Ben de öyle ayrıcalıklıydım. Şimdi küstüm benim ayrıcalıklarımı  aldılar ellerimden. Küstüm ben onlara.

"Operasyondan 10 gün önce gidiyor, Engin oğlum böyle böyle büyük bir operasyon olacak, bu ihtisası iptal etmemiz lazım. Tamam. Tarihine bakın operasyondan kaç gün önce? O Yeniköy Motors’un sahibi Nevzat Kaya’nın kullandığı araç plakasının ihtisası iptal edildi. 10 gün önce. İki; telefon irtibatları Engin’le ne zaman kesildi? 10 gün önce. Engin buna diyor ki, 5 milyon dolar verirsen seni bu dosyanın içinden çıkarabiliriz. O da diyor kardeşim ben onlara iki araba sattım niye para vereyim diyor. Anlamıyor. Tamam diyor. Operasyon oluyor bunu da alıyorlar. Bu cezaevinde, sonra karısı Engin’i arıyor.  Ailece görüşüyorlar. Tabii bunlar dostlarına yapar en güzel özellikleri o."

AKP’Lİ BOYNUKALIN’DAN AÇIKLAMA 

2015 yılında Hürriyet gazetesine yönelik saldırıyı organize ettiği iddiası bir süre basında dile getirilen AKP'li Abdurrahim Boynukalın, Twitter hesabından, "Açıkçası çok rahatladım. Yıllardır üzerimize yapışan cam, kamera, turnike kırma gibi kriminal meselelerin bizimle alakası olmadığı açıkça ifade edilmiş" dedi.

Boynukalın, şunları yazdı:

Meşhur video serisinin bugünkü bölümü 28-32. Dakikaları arası 2015 Hürriyet eylemi meselesi özetlenmiş. Açıkçası çok rahatladım. Yıllardır üzerimize yapışan cam, kamera, turnike kırma gibi kriminal meselelerin bizimle alakası olmadığı açıkça ifade edilmiş.

Biz gençlik kolları olarak Hürriyet önünde basın açıklaması kararı aldığımızda kendisinin “ismini veremeyeceği bir vekil tarafından arandığını” ve “bizim çocuklar bu eylemleri beceremez, profesyonel değiller, sen bir işin içine gir” dendiğini söylemiş.

Böyle bir kerameti kendinden menkul, kendisini tek talimatla harekete geçirebilecek bir vekil var mı emin değilim. Varsa umarım ismini verir; böylece parti kurumsalımıza ve benim imajıma yıllarca zarar veren “basma” hadisesinin kim tarafından yapıldığı öğrenilmiş olur.

O gün “partimiz eylem geleneğinde asla taşlı sopalı eylem olmaz” dediğimizde bize inanmamayı tercih edenler (ana muhalefet partisi lideri buna dahil) bakalım ne diyecekler. Tekrar ediyorum biz o dönemki iftira yayınlarından dolayı o gazete önünde sadece basın açıklaması yaptık.

Kaynak: Evrensel

Editör: TE Bilişim