Gazete Emek- Sedat Peker’in milyonlara ulaşan videolarında anlattıkları kadar “gösterdiği” objeler de tartışılıyor. Zülfikar kılıcı, masasındaki açık ya da kapalı defterler, beyaz kâğıtlar, yüzük, açık duran TV’deki görüntü, hatta bambu çubuklar… Ancak videoların en belirgin objesi masadaki kitaplar. Peki, o kitaplar neyi anlatıyor?

YAVUZ GENÇ 23 Mayıs 2021 YAŞAM

Sedat Peker yayınladığı videolarla Türkiye’de siyaseti, medyayı, iş dünyasını, mafyayı, hatta milyonlara ulaşan izlenme rakamları ile sokaktaki vatandaşı yerinden zıplatıyor.

Habertürk’teki işine son verilen Hande Sarıoğlu’ndan dikkat çeken paylaşım: Benim g.tüm sizin yaşantılarınız için fazla şerefli

“Hürriyet gazetesini ben bastırdım,” “İçişleri Bakanının kardeşi Zorlu binasında telefon tapeleriyle insan doğruyor,” “Mehmet Ağar, Yalıkavak Marina’nın sahibini fetöcü diye tutuklatıp marinaya çöktü” diyecek kadar açık konuşan Peker’in videolarında bulunan objeler de çeşitli analizlere, yorumlara konu oluyor.

Süleyman Soylu, Sedat Peker'in iddialarına ilişkin ilk kez canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtlıyor

,

Zülfikar kılıç, arkada televizyon ekranındaki görüntüler, 7 bambu çubuğu, tespihinin yönü ve tanelerin duruşu, açık ya da kapalı defterler, boş beyaz sayfalar, dolu sayfalar ya da parmağındaki yüzük, Teşkilat-ı Mahsusa’nın sembolü yüzük, giydiği yelek… Tüm bu objeler başta sosyal medya olmak üzere birçok mecrada “analiz”, “yorum” ya da “derin analiz”e konu oluyor. Peker’in konuşulduğu bu analiz ya da yorum videolarının da yüz binlerce tık aldığını hatırlatalım.
 
AÇIKLAMALARI KİTAPLARLA İLİNTİLİ Mİ YOKSA SADECE SEVDİKLERİNİ Mİ PAYLAŞIYOR?

Sedat Peker’in videolarında şüphesiz en dikkat çekici objeler kitapları. Okuduğunu söylediği ya da andığı kitapları değil, “gösterdiği” kitaplar bu yazının konusu. Bazen tek bazen iki kitabı masasına koyan Peker, videolarındaki anlattığı “Türkiye gerçeklerinin” bu kitapların içeriğinden bağımsız düşünülmemesi gerektiğini mesajını veriyor yoksa, sadece beğendiği, sevdiği kitapları mı paylaşıyor? Sedat Peker’in videolarında paylaştığı kitaplar ne anlatıyor?

OMERTÀ: SUSKUNLUK YASASI – MARİO PUZO

Sedat Peker’in 2 Mayıs 2021 tarihli ilk videosunda masadaki kitap, yeraltı dünyasını anlattığı kitaplarıyla bilinen Mario Puzo’nun Omertà: Suskunluk Yasası kitabıydı. Bu kitap, Peker’in videolarla “neyi amaçladığını” da ortaya koyuyordu. “Yeraltında yaşanan her şey yer altında kalır” kadim mafya yasasını tanımadığını anlatıyordu Peker. Suskunluk yasasını bozarak her şeyi açıklayacağını belirtiyordu. Gizli kalmış bilgileri, kişisel ilişkilerdeki anlatımları hatta videolu görüşmeleri bile yayınlaması Peker’in “suskunluk yasasını” terk ettiğinin delilleri.

Mario Puzo’nun son kitabı Omerta, adını örgüt üyelerinin onurunun simgesi olan ‘suskunluk yasası’ndan alıyor. New York’un mafya liderlerinden Raymonde Aprile bir suikaste kurban gider. Bab Aprile’in katili kimdir? Mafya liderlerinin çoğunu hapse atan FBI ajanı Kurt Cilke mi? Bir türlü köşeye sıkıştırılamayan bir başka Mafya lideri Timmona Portella mı? Uluslararası karanlık ilişkilerin bir numaralı adamı diplomat Marriano Rubio mu? Yoksa bilinmeyen başka güçler mi? Ne var ki, “Omerta Yasası” yürürlüktedir. Hem de her yerde. (Çev. Nejat Ebcioğlu, İnkılap Yayınları).

BABA’NIN DÖNÜŞÜ – MARK WINEGARDNER

Peker’in ‘dönüşünü’ simgeleyen bir kitap, Baba’nın Dönüşü. Kitabın tanıtım yazısında “Bugüne kadar yazılmış en gerçekçi mafya ailelerinden birinin Corleone’ler hikâyesinde eksi kalmış noktalar” deniliyor. 2002 yılının sonbaharında, Random House yayınevi Baba‘nın devamını yazacak bir yazar araştırmaya başladı. Uzun çalışmaların ardından bu amaç için, tarihi detayları yaratıcı bir tarzda kullanabilmek ve şehir yaşamışının değişken tasvirini yapabilmek bakımından kurgusal bir edebiyat tarzı olan E. L. Doctorow ve John Dos Passos ile kıyaslanabilecek derecede iyi ve başarılı bir roman yazarı olan Mark Winegardner seçildi. O Mario Puzo’nun efsanevi karakterlerine yeni bir enerji ve imgeleme getirecekti. Büyük efsaneler orijinal seslerle tekrar konuşturulmalıydı. Baba’nın Dönüşü‘yle Corleone Ailesi’nin Soğuk Savaş dönemindeki hikayesini anlatarak Amerika’nın en önemli suç destanının eksik parçalarını tamamladı. (Çev. Özlem Gültekin, İnkılap Yayınları).

APTALLAR ERKEN ÖLÜR – MARIO PUZO

Peker’in “aklımı tatile çıkardım”, “zekâmı küçümsemeyin” diyerek aptal olmadığını anlatmasının simgesel karşılığı olarak bu kitap gösteriliyor. Mario Puzo, okuyucuyu bu kez pırıltılı hayatlarla ünlü Las Vegas ve Hollywood’a götürüyor. Bakara ve yirmi bir masaları, kumarhaneyi dolandıran krupiyeler, havalandırmadan gelen saf oksijenle ayakta kalan ihtiraslı kumarbazlar, ‘ökse’ kadınlar, ‘yaşlı kurt’ kumarhane müdürleri; film yapımcıları, Hollywood yıldızları, Beverly Hills hayatı… ve romanın ana karakteri ‘dejenere’ bir kumarbaz olan ‘Sihirbaz’ Merlyn. Birçok videosunda öldürülebileceğinden bahseden Peker’in kitabın ismiyle verdiği mesaj ise “kolay ölmeyeceği”. (Çev. Osman Deniztekin, E Yayınları).

HAYIRSIZ PEYGAMBER BOB DYLAN – MİKE MARQUSEE

Dünyaca ünlü bir müzik ikonu olan Bob Dylan’ın biyografisi de Peker’in gösterdiği kitaplardan biri. Aykırı, soğukkanlı, protest ya da zamanın en ilgi çeken müzik adamlarından biri mi yoksa iyi bir şair, söz yazarı, besteci mi? Kendisi günümüzün yaşayan en özgün ünlülerinden biri olmakla kalmadı, Nobel Edebiyat Ödülü’nü de aldı. Onun şarkı sözleri için “Amerikan şarkı geleneğine yeni ve şiirsel bir ifade tarzı getirdi,” denildi. O her ne kadar Nobel Edebiyat Ödülü törenine katılmasa da hem hayranlarını hem de edebiyat camiasını heyecanlandırdı. O ya da bu, dünya müziğinin tartışmasız isimlerinden biri olan, sesi ve şarkı sözleriyle herkes için aykırı bir yerde duran Bob Dylan, bu eserde tüm yönleriyle ele alınıyor ve günümüzün ilham veren kişilerinden biri olarak karşımızda duruyor… Kitapta, sadece Dylan’ın kişiliğini ya da şiirlerini değil, aslında bir Amerikan tarihi, zenci ve sol hareketleri tarihi de okunabilir. (Çev. Çağatay Ünaltay, Paris Yayınları).

TROÇKİ – KOVULAN SOSYALİST – ISAAC DEUTSCHER

Bir Türk milliyetçisi ve sağcısı olarak bilinen Sedat Peker’in masasında bulunulmasına en çok şaşırılan kitap Troçki kitabıydı şüphesiz. Deutscher’ın üç ciltlik Troçki biyografinin son cildi: Kovulan Sosyalist. Troçki’nin, çağımızın en büyük devriminde nasıl silahsız olarak galip geldiğini, daha sonra ise zafer kazanmış, zırhının altında ezilen silahlı bir komutan olarak karşımıza çıktığını, ardından da sürgün ve ölüm yıllarını anlatıyor. Machiavelli’nin, bütün silahlı peygamberler yenmiş, silahsızlar yenilmişlerdir saptamasından yola çıkan Deutscher, Troçki’nin, çağımızın en büyük devriminde nasıl silahsız olarak yendiğini daha sonra ise silahlı, zaferi kazanmış, zırhının altında ezilen bir komutan olarak karşımıza çıktığını ve sürgün yıllarını anlatıyor. (çev. Rasih Güran – Alfa Yayınları).

İKTİDAR – GÜÇ SAHİBİ OLMANIN 48 YASASI / R. GREENE-J. ELFFERS

Kitap gücünün zirvesinde olanların bir anda yerle bir olabildiğini anlatıyor. Sedat Peker’in konuşmalarıyla uyumlu bir kitap bu da. “Vallahi yenileceksiniz”, “Bir tripota bir kameraya yenileceksiniz” diye sıklıkla konuşan Peker, bu seçimle zayıf olanların da bir anda gücü ele geçirip “iktidar” olabileceğini ima ediyor.

Kitabın tanıtım bülteni şöyle: “Gücü elde etmek isteyenlere, gücün esiri olanlara ya da güce karşı direnenlere… Güç Sahibi Olmanın 48 Yasası Kimi gücünün zirvesindeyken ölümcül bir hatayla elindekini yitirir. Kimi çok ileri gider veya yeterince ilerleyemez. Fakat kimileri de doğru adımı atarak insanüstü bir gayretle gücü kendilerine çeker. Tarih boyunca yazarlar ve filozoflar kendilerine şu soruyu sormuşlardır; bizden öncekilerin başarılarından ya da hatalarından ne gibi dersler alabiliriz? Üç bin yıllık süre içinde güç hakkındaki çeşitli yazıları hep aynı konuları işlemiş, gücün özünü tanımlayarak nasıl arttırılacağını ve yönetileceğini veya nasıl yok edileceğini tarif etmiştir. Gücün 48 Yasası zihinlerden sonsuza dek silinmeyecektir.” (çev. Zeliha İyidoğan Babayiğit – Altın Kitaplar).

SON CÜRET – YILMAZ ÖZDİL

Sedat Peker’in altıncı videosunda gösterdiği kitap ise yerli bir yazara, Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil’e ait Son Cüret’ti. Yılmaz Özdil, Son Cüret’i Twitter’da “Emeğinin, alın terinin vücut bulmuş halini görmek insanı gerçekten mutlu ediyor. Hasan Tahsin’in bağımsız onurlu ruhuna adadık. Milli mücadelenin bilinen ve bilinmeyen bütün kahramanlarına saygı duruşu olarak kaleme aldım” notuyla paylaştı. Milli Mücadele’yi anlatan kitap, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının “son kez cüret” ederek “destan” yazdığını iddia ediyor. 

Kaynak: Kronos34

Editör: TE Bilişim