HABER: Yunus Aslan
 

Gazete Emek - Türkiye’nin zor bir ülke olduğunu ve bu sebeple geçmişten bu yana “kritik seçim” sözüne aşina olduğunu ifade eden PakratEstukyan, bu seçimler de aynı hissi taşıdığını ve 14 Mayıs seçimlerinin “kritik” olduğunu vurguladı. Estukyan, “Son 22 yıldır iktidarda olan bir partinin iktidardan düşürülme ihtimali ilk defa bu kadar yüksek. Bu 21 yıllık iktidar aynı zamanda sayısız suçun işlendiği bir dönemi işaret ediyor. Birçok insan,usulsüzlükler ile kanunları çiğneyerek, haksız yollarla büyük kazançlar elde ettiler. Onlar için bu seçimin sonucu çok önemli. Bu seçimin sonucunda bütün bunların hesabını vermek zorunda kalabilirler. Sadece maddi kazanç elde edenler değil, mesleğinde kariyer yapanlar, yükselmek isteyen devlet memurları da sayısız yanlış kararlara imza attılar. Yetkilerini kötüye kullandılar. Bunu birçok hukuk insanı için söyleyebiliriz. Birçok savcı için, birçok yargıç için söyleyebiliriz ve birçok bürokrat için söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu seçim onlar için hayati bir önem kazanıyor” ifadelerine yer verdi. İktidarın son 10 yılda baskı rejiminedönüştüğünü belirten Estukyan, birçok insanın mağdur olduğunu ve yurttaşların, iktidarın seçimi kazanmasıdurumunda bu mağduriyetlerin artma kaygısını taşıdığını ifade etti. 

“Yazdığımız herhangi bir haber, çektiğimiz bir fotoğraf birilerini rahatsız edebilir ve bunun bedelini de biz cezaevine girerek ödeyebiliriz.”


11 ayda 34 gazetecinin tutuklandığını ve onlarcasının da gözaltına alındığını söyleyen Agos gazetesi yazarı PakratEstukyan “Meslektaşlarımız hapiste. Yarın bizim de hapiste olmamızın hiçbir garantisi yok. Yazdığımız herhangi bir haber, çektiğimiz bir fotoğraf birilerini rahatsız edebilir ve bunun bedelini de biz cezaevine girerek ödeyebiliriz. Sevgili Abdurrahman Gök’ün, Kemal Kurkut'un fotoğrafını çekmekten başka bir suçu bulunmuyor. Gök, önce gözaltına alındı, sonra da tutuklandı. Aynısı her an herkesin başına gelebilir. Dolayısıyla birçok insan için bu seçim, kader seçimi niteliğinde” ifadelerine yer verdi.

“Çıkarlarının peşinde ve fırsat değerlendirmesi yapan hareketlerin yan yana geldiği ittifak denilen oluşumlar görüyoruz.”

Seçimlerde artık tek bir partiden bahsedilemeyeceğini söyleyen Estukyan, seçimler de ittifakların yarışacağını söyledi. Pakrat Estukyan, ittifakların ideolojik olarak birbirinden çok ayrışmış siyasetleri temsil eden partilerden oluştuğunu söyledi. Estukyan, “Bir sürü sağ parti, sol partifarklı farklı etiketler taşıyan ama aslında ideolojik olarak çıkarlarının peşinde ve fırsat değerlendirmesi yapan hareketlerin yan yana geldiği ittifak denilen oluşumlar görüyoruz. Kaotik bir ortam var. Şimdi Cumhur İttifakı dediğimiz yerde HÜDA PAR'ın yanında bir Demokratik Sol Parti var değil mi? Çok enteresan bir şey. Bu tarafta Cumhuriyet Halk Partisi'nin yanında Saadet Partisi var. Gene çok enteresan şeyler bunlar. Tabii her iki tarafta kendine göre asgari müşterekler buldu. Millet İttifakı’nın bulduğu asgari müşterek parlamenter sisteme geri dönmek prensibi. Meclis’idaha işlevsel hale getirme ilkesidir.
Cumhur İttifakı’nda ki asgari müşterek ise düzeni sürdürmekve bu düzenden nemalanma beklentisidir. Bunun karşısında Emek ve Demokrasi ittifakı var. Yeşil Sol Partinin başını çektiği. Orada da birçok sol grup var. Gerçekten çok tuhaf bir denklem içerisinde ilginç bir seçime gidiyoruz” dedi.

“Seçilecek cumhurbaşkanı derken, satır arasında aslında tam da buna vurgu yapmak istiyorlardı. Alevilerin cumhurbaşkanı olmaz, ‘biz seçilecek aday gösterelim’ diyen Meral Akşener'in ısrarının arka planında bu vardı.”

14 Mayıs seçimlerinin tek çarpıcı yanının ilk defa bir Alevi adayın cumhurbaşkanı olma ihtimalinin bu kadar yüksek olması olduğunu belirten Estukyan, bu beklentinin çok anlamlıolduğunu belirtti. Estukyan, “Çünkü bir tabunun kırılması işaret edecek, bir Alevi Cumhurbaşkanı. Düne kadar seçilecek Cumhurbaşkanı derken, satır arasında aslında tam da buna vurgu yapmak istiyorlardı. Alevi’den cumhurbaşkanı olmaz, ‘biz seçilecek aday gösterelim’ diyen Meral Akşener'in ısrarının arka planında bu vardı. Dillendirilmiyordu centilmenlik gereği, ayıp olur diye ama söylenmek istenen tam da buydu. Dolayısıyla eğer Kemal Kılıçdaroğlu, HDP'nin de desteğiyle, Yeşil Sol partinin desteğiyle Cumhurbaşkanı seçilecek olursa, bu anlamda çok yönlü bir tabunun kırılmasına tanık olacağız. Bundan ötürü ben heyecan duyuyorum. Kılıçdaroğlu'nu siyasi tutumundan ötürü demiyorum, doğru düzgün şu son aylarda kişisel tutumuyla, kişisel tutum alışı ile, duruşuyla Kemal Kılıçdaroğlu'nu çok takdir ediyorum. Ancak genel olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nden beklentim son derece sınırlıdır. Türkiye’ye çözüm olacak bir siyaset üretemezler diye kanaatim var. Aynı şey diğerleri için de geçerli. Benim açımdan tek istisna Yeşil Sol Parti, bu sebeple meclis seçiminde oyumu Yeşil Sol Parti’ye vereceğim, cumhurbaşkanlığı seçiminde de Kılıçdaroğlu’na oyumu vereceğim” dedi.

“Ağır bir sorumluluk altındayız ve hepimiz oyumuzu kullanmalıyız”

Finlandiya'da bir seçim olduğunda insanların yüzde elli beşi kadarının sandığa gittiğini belirten Pakrat Estukyan, Avrupalıların kurulu bir düzeni olduğunu ve bu düzenin de kendi normları içerisinde yürüdüğünü söyledi. Estukyan, “Ancak bizim için tablo öyle değil. Bildiğimiz bütün kurulu düzenler allak bullak oldu. En önemli şey kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırılması ve tek adam rejiminin hâkim olması. Bunun çok sakıncaları var. Hukukun gene ayrı bir güç olmaktan, bağımsız bir güç olmaktan çıkması ve o tek adam iktidarının emrine girmesi hepimizi çok etkileyen bir şey. Birçok insan bunun idrakinde değil. Çoğu insan, ‘ben sıradan bir adamım, köşede bakkalım ya da dağda çobanım beni nasıl etkiler?’ diyor. Ama işin aslı öyle değil. Hepimizi çok içeriden etkileyecek bir şey, hukukun yok olması. O anlamda da ağır bir sorumluluk altındayız ve hepimiz oyumuzu kullanmalıyız. Kendi kafa yapımıza göre. Kendi değer yargılarımıza göre. Ama Allah aşkına kimse şunun alnı secdeye de büyüklüğü gölünün iki değmiyor gibi aptalca hesaplar yapmasın. Çünkü alnı en çok secdeye değenlerin, en çok hırsızlık yapanlar olduğuna da tanık olduk son dönemlerde” ifadelerine yer verdi.

Editör: Bekir GÜNEŞ