Gazete Emek- Onlarca yıldır seçimler oluyor ama sağ-muhafazakar partiler yani sermaye-kapitalist partiler kazandıkça toplum-halk başta olmak üzere, işçi sınıfı ve emekçiler günden güne daha çok fakirleşiyorlar. Toplumda sınıf ve emek bilincinin olmaması yada çok az olması, kapitalist partilerin toplum üzerinde siyasi olarak etkili olmalarına yol açıyor ve toplum bu partilerin kuyruğunda sürüklenmeye ve bu partileri kendi partileri olarak görmelerine yol açıyor. Halbuki sınıf ve emek bilincine sahip toplum ve bireyler, bu partilerin elit tabaka dediğimiz TÜSİAD ve benzeri sermaye gruplarının siyasal alandaki sözcüleri ve temsilcileri olduklarını bilirler. Hangi parti sistemin hedefindeyse ve binlerce çalışanı hapisteyse işte o parti gerçek muhalefettir. Ne CHP ne de diğer bildik çok sayıda parti muhalefettir. Biz, düzen içi muhalafeti, gerçek muhalefetin gücünü engellemeye yönelik olarak hareket eden sahte muhalefet olarak görüyoruz ve bu tür sistem içi muhalefetin onlarca yıldır halka bir faydasının olmadığı ve demokrasiyi geliştirmediği açıktır. 

 

 

İktidarda olmamak ve görünüşte iktidarı eleştirmek muhalefet olmak demek değildir. Gerçekten demokrasiyi savunuyor mu, demokrasi için mücadele ediyor mu, bedel veriyor mu? Sadece hükümeti göstermelik olarak değil, rejimi eleştiriyor mu? Demokrasi için bedel veren ve bunun için hapiste kalanların partisi gerçek demokrasi gücüdür. Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı ve benzeri grupların hepsi bir elmanın iki yarısıdırlar ve hepside kapitalist düzen partileridirler. Kapitalist partiler, kendilerini halkın dostları ve vatansever olarak gösterirler, iktidara geldiklerinde her hizmeti yapacaklarını söylerler, seçim süreçlerinde demokrasiyi ve özgürlükleri dillendirirler ama hükümet olduklarında da gerçek yüzleri görünür hale gelir. Bu demagojik söylemlerle toplum üzerinde siyasi hakimiyet kuruyorlar ve rejimi meşrulaştırıyorlar ve kapitalizmin ömrünü uzatıyorlar. Sayıları yüzü geçmeyen bir avuç sermaye kesimine hizmet ettiklerini açıktan söyleseler üç gün ayakta duramazlar, kendileri ve temsil ettikleri sistem alabora olur. Kapitalizmde seçimler sermaye sistemine taze kan vermenin dışında bir anlama sahip değildir. 

 

 

Sermayenin egemenliğinin olduğu koşullarda seçimler aslında demokrasi aldatmacasıdır. Böyle olduğu fazlasıyla kanıtlanmadı mı? Türkiye'de demokrasi bilinci ve gerçek muhalefet HEP geleneğinden gelen ve günümüzde HDP olarak demokrasi yolunda yürümeye devam eden partilerle otuz yılı aşkın bir zamandır oluşmaya başladı. Ve HDP'nin kitlesi büyük bedeller vererek büyüdü ve kilit bir rol oynayacak önemli bir pozisyona geldi. Dikkat edilirse, her gün HDP'nin oyları tartışılıyor ve HDP'nin oyları olmadan hiçbir ittifakın kazanamayacağı söyleniyor. Öncelikle, HDP'nin oyları demokrasi ve adalet, barış içindir, demokratik Türkiye içindir ve halkın kapitalist partilerden kurtulması içindir. Kimse HDP'nin oylarını pazarlık konusu yapmasın. Neden HDP'nin oyları başka partilere gitsin? Yani HDP'nin oyları bazıları kazansın diye mi var? HDP mecbur mudur Millet İttifakı'na yada Cumhur İttifakı'na oy versin? Yani HDP oyları olmadan kimse kazanamıyor anlayışı yanlıştır. HDP'nin oyları demokrasi kazansın diye var, sermaye partileri kazansın diye yok. Sermaye partileri tabiki HDP'nin tabanına göz dikerler, oy gasp etmeye çalışırlar ama HDP'nin kitlesi apolitik bir kitle değildir, nitelik kazanmış ve politize olmuş demokratik bir kitledir. 

 

 

Ancak, HDP demokrasi uğraşı içinde olan partilerle ittifak kurabilir, birlikte hareket edebilir. Yani demokrasinin gelişimini isteyen ve bunun mücadelesini veren herhangi bir parti HDP'yle demokrasi ittifakı kurabilir ve seçimlere girebilirler. Son tahlilde, HDP'nin oyları demokrasi ve barışın inşası oylarıdır, koltuk kapma oyları değildir. HDP de '' bizim oylarımız olmadan kimse kazanamıyor '' demesin. HDP'nin oyları çantada keklik oyları değildir. HDP bazı sermaye partilerinin siyasal alandaki koltuk değneği değildir. HDP oyları demokrasi ittifakı içindir ve ülkeye demokrasiyi getirmek içindir. Hiçbir HDP adayı, seçimde aday olmayı koltuk kapmak ve makam sahibi olmak için değil, halka hizmet etmek için düşünmelidir. HDP koltuk kapmak ve makam sahibi olma yeri değildir. HDP'de aday olanlar demokrasi için mücadele etmelidir, halka hizmeti esas almalıdır. HDP'de aday olanlar, sermaye partilerinde aday olanlardan her bakımdan farkını ortaya koyabilmeliler. Çünkü HDP her bakımdan farkını ortaya koyabilen gerçek muhalefettir. Türkiye'yi demokratikleştirmeyi düşünmeyen hiçbir partinin haddine değildirki HDP'nin oylarına göz diksin. Kimse, HDP'nin oylarını tartışma konusu bile yapamaz. 


 

Editör: TE Bilişim