KAFESTEN GELEN FIRTINA
Son dönemde Türkiye'de yumurta fiyatlarında gözlemlenen belirgin artış, tüketiciler ve üreticiler için kaygı verici bir sorun haline gelmiştir. Bu artışın arkasında birçok karmaşık faktör yer almakta olup, sorunun çözülmesi için çok yönlü bir yaklaşım gerekmektedir.
Yumurta üretiminde kullanılan yem hammaddelerinin ve diğer girdilerin maliyetlerindeki artış, üreticilerin finansal yükünü artırmaktadır. Özellikle enflasyonun yüksek seyretmesi, gıda fiyatlarının genelde artmasına neden olmaktadır. Üreticiler, artan maliyetleri karşılayabilmek için yumurta fiyatlarını yükseltmek zorunda kalmakta, bu da tüketiciye doğrudan yansımaktadır. Yem fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar ve döviz kurlarının etkisi de maliyet artışını hızlandıran diğer etkenler arasında yer almaktadır.
Son zamanlarda bazı bölgelerdeki kuş gribi vakaları, yumurta üretimini ciddi şekilde etkilemiştir. Özellikle Konya ve Eskişehir gibi yumurta üretiminde önemli rol oynayan illerde yaşanan bu vakalar, birçok üreticinin tavuklarını itlaf etmesine neden olmuş ve sonuçta arzda önemli bir daralma meydana gelmiştir. Üretimdeki bu azalma, fiyatların hızla yükselmesine yol açmıştır. Bu tür salgınlar, yalnızca kısa vadeli arz sıkıntısı yaratmakla kalmayıp, uzun vadede üretim zincirinin yeniden inşası için de ek maliyetler doğurmaktadır.
Türkiye, yıllık ortalama 19 milyar yumurta üretmekte ve bu üretimin yaklaşık %15-35’ini ihraç etmektedir. Yurt dışından gelen yoğun talep, iç piyasada arzın azalmasına ve dolayısıyla fiyatların yükselmesine neden olmaktadır. Özellikle Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinden gelen yüksek talep, yerel tüketicilerin daha yüksek fiyatlarla karşılaşmasına yol açmaktadır. İhracata yönelik artış, üreticilere ekonomik kazanç sağlasa da yerel piyasalardaki arz-talep dengesini bozmakta ve tüketicilerin alım gücünü etkilemektedir.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bazı üreticilerin piyasa koşullarını fırsat bilerek fiyatları suni olarak yükselttiğini belirtmiştir. Ancak bu tür açıklamalar, sahadaki gerçek durumu her zaman tam olarak yansıtmamaktadır. Güncel piyasa verileri ve sahadan alınan bilgiler, bazı ulusal marketlerde 30’lu yumurta paketlerinin yaklaşık 170 TL civarında satıldığını göstermektedir. Bakanlık açıklamaları ile bu fiyatlar arasındaki fark, kamuoyunda kafa karışıklığı yaratmakta ve güven sorununa neden olmaktadır.
Türkiye’deki ekonomik zorluklar ve yüksek enflasyon, gıda fiyatlarının yükselmesini tetikleyen diğer bir etkendir. Tüketiciler, protein ihtiyaçlarını karşılamak için yumurtaya yönelirken, talepteki bu artış arz sıkıntılarıyla birleşerek fiyatların daha da yükselmesine sebep olmaktadır. Ayrıca düşük gelirli haneler için yumurta, ekonomik bir protein kaynağı olarak büyük önem taşımaktadır. Ancak, fiyat artışları bu önemli gıdaya erişimi zorlaştırmakta ve gıda güvenliği açısından risk yaratmaktadır.
2023 yılında bir adet yumurtanın fiyatı ortalama 4,66 TL iken, günümüzde bu rakam 6,10 TL’ye kadar çıkmıştır. 30’lu yumurta paketlerinin fiyatı ise 183 TL’ye kadar ulaşmıştır. Bu durum, özellikle düşük gelirli haneleri zorlamaktadır. Ayrıca, Türkiye'nin yumurta ihracatının artması, yerel tüketicilerin yumurtaya daha yüksek fiyatlarla erişmesine sebep olmaktadır.
Yumurta fiyatlarındaki artış, üretim maliyetlerinden arz sıkıntısına, ihracat baskısından ekonomik koşullara kadar bir dizi faktörün bir araya gelmesiyle oluşan karmaşık bir sorundur. Bu durumun çözümü için, hem devletin hem de üreticilerin ortak çalışması gerekmektedir. Özellikle yem fiyatlarının kontrol altına alınması, yerel üretimin desteklenmesi ve ihracat ile iç piyasa dengesinin sağlanması önem taşımaktadır. Aksi takdirde, tüketicilerin karşılaştığı zorluklar devam edecektir. Bunun yanı sıra, fırsatçılıkla mücadele etmek ve sahadaki fiyatlarla ilgili şeffaf veri paylaşımı sağlamak da kamu güvenini artırmak açısından kritik bir rol oynayacaktır.