gazeteemek- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “86 proje açılışı” için Diyarbakır’da toplu açılış ve temel atma töreni adı altında referandum için bir miting düzenledi. Düzenlenen bu miting çok ilginç gelişmelere neden oldu.

En başta tüm mitinglerin yapıldığı yer olan İstasyon Meydanı seçilmemişti. Çünkü son Erdoğan mitinginde İstasyon Meydanı’nı doldurmayı başaramadıkları için Diyarbakır Valiliği’nin önünü uygun görmüşlerdi. Asıl ilginç olanı devletin tüm imkanlarına rağmen valilik önünü bile dolduramayan Erdoğan’ın organizasyonu düzenleyenlere katılım nedeniyle az fırçası atmasıydı.

Sizlerin de takip ettiği gibi Muş’tan, Gever’den, Elazığ’dan ve daha birçok yerden otobüsler dolusu insanlar taşınmasına rağmen kitle çok azdı. Zira zaten valilik önü büyük bir kitle kaldırabilecek bir yer değildir. Başta devlet memurları ve İşkur’a bağlı tüm birimlerde zorunlu bir şekilde mitinge katılım dayatılmıştı. Şehir neredeyse abluka altına alınmışçasına tüm yollar kapatılmıştı.

Diyarbakır’da ilk defa trafikte bekleme süresi saatler almıştı. İlçelerden gelen tüm araçlar tek tek kontrol ediliyordu. Yani büyük bir tedirginlik vardı. Öyle ki Erdoğan’ın uçağına F16’lar koruma olarak eşlik etmişti. Şimdi bunca korkunun içinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sarf ettiği cümlelere dikkat ettiğimizde kelimenin tam anlamıyla 1 Nisan şakası gibiydi. Ne yazık ki akredite verilmeyen gazeteciler listesinde olduğum için bu sefer başvuru bile yapmadım. Ama birçok arkadaşım başvurdukları halde akredite edilmemişlerdi.

Nedenini biliyorsunuz, gazetecilikten taviz vermediğimiz içindir. Ben Erdoğan’ın konuşma yapacağı duyurulan saatlerde takip ettim ama Cumhurbaşkanı konuşmasına beyan edilen zaman diliminde başlamadı. Canlı yayından izlediğim konuşmasında dikkat çeken ayrıntılar vardı. Benim en çok ilgimi çeken ve gerçekten 1 Nisan şakası gibi gelen kısmı ise Erdoğan’ın kitleye seslenmesiydi.

“… Sizler tanklardan toplardan kortunuz mu? Cevap; Hayır! Uçaklardan, bombalardan korktunuz mu? Cevap yine Hayır! Cumhurbaşkanı Erdoğan birden bire afalladı ve ne yapıyorum ben dercesine durdu bir süre. Kendi kitlesine muhalif sloganlar attırmanın vermiş olduğu şaşkınlıktan sonra evetli sloganlara dönmesi bir hayli komik ve ilginçti.

En yaralayıcı olanı ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi döneminde de belediye başkanlığına el konulduğunu Diyarbakır’da anlatması ve yine aynı konuşma içinde atadığı kayyumları övmesiydi. Yani mademki mağdur edebiyatı yapıyorsun o zaman yarattığın mağduriyetin cevabı ne olacaktı? Unutmadan neydi o 86 proje bilmiyorum ve sanırım sizler de bilmiyorsunuzdur.

Muhtemelen el konulan belediyelerin sayısıydı veya daha önce açılışı 3-4 kes yapılmış olan projelerdi. Ama unuttukları bir şey vardı. Diyarbakırlılar projeye değil samimiyete ve gerçeklere bakar.

Saygılarımla...