Amedspor’da değişmeyen bir gelenek var: işler ters gidince bir “kurban” aranır. Bugün bu hedef tahtasında Mehmet Altıparmak var. Dün Ersun Yanal’dı, ondan önce Servet Çetin… Yarın kim olur bilinmez. Ama değişmeyen şey şu: sorun hiçbir zaman sadece teknik direktörde değil, kulübün işleyişinde.

HARUN DEMHAT TEMEL YAZDI: AYNI SENARYO FARKLI KONJONKTÜR
HARUN DEMHAT TEMEL YAZDI: AYNI SENARYO FARKLI KONJONKTÜR
İçeriği Görüntüle

Bu kulüpte yıllardır uygulanan bir refleks var. Taraftar öfkeli mi? Çözüm basit: hocayı gönder, gazı al. Böylece kitle sakinleşir ama kimse asıl mesele olan yönetimi ve sistemi konuşmaz. İşte Amedspor’u kısır döngüye mahkûm eden anlayış tam da budur.

Vanspor maçı sonrası Mehmet Altıparmak’ın “bazı futbolcular yüreğini ortaya koymadılar” sözleri aslında çıplak bir gerçeği yüzümüze vurdu. Aynı sözleri Ersun Yanal da söyledi, Servet Çetin de… Demek ki sorun kişilerden bağımsız, yapısal. Çünkü Amedspor’un yönetim tarzı liyakat değil, dost-ahbap ilişkileri üzerine kurulu. Bu zihniyet, kulübün kurumsallaşmasının önündeki en büyük engel.

Sezon başında Mustafa Gürsel Diyarbakır’a kadar geldi, ama anlaşma olmadı. Sami Uğurlu ile de olmadı. Adar Çetinok ve ekibiyle scout yapılanması kurulamadı. Neden? Cevap basit: liyakatsizlik. Yönetim, profesyonel isimlerle çalışmak yerine kendi kontrolünü koruyacak tercihler yaptı.

Ama bu tablo kader değil. Eğer Amedspor günü kurtaran “kurban politikası” yerine kalıcı başarı istiyorsa, üç temel adımı atmalı:

1. Liyakate dayalı yönetim – dost-ahbap ilişkileriyle değil, uzmanlıkla görev dağılımı.

2. Kurumsallaşma – sürdürülebilir bir yapı, şeffaf karar mekanizmaları.

3. Sorumluluk kültürü – başarısızlık tek bir kişiye yıkılmadan, sistemin bütün aktörleriyle birlikte sorgulanması.

Bugün sorun Mehmet Altıparmak değil, yarın bir başkası da olmayacak. Sorun, Amedspor’u kurumsal bir kulüp yapmayan zihniyettedir. Bu zihniyet değişmedikçe, bu şehir her sezon yeni “kurbanlar” izlemeye devam edecek.