Öncelikle, kapitalizmin sorunlar yumağı ve kirletilmiş yaşam olduğunu önemle vurgulayalım. Paranın ve mülkün önemsediği ve insana değer verilmediği sistemin adı nedir?

Öncelikle, kapitalizmin sorunlar yumağı ve kirletilmiş yaşam olduğunu önemle vurgulayalım. Paranın ve mülkün önemsediği ve insana değer verilmediği sistemin adı nedir? denilirse, işte bu kapitalizmin kendisidir. Para ve mülk için, insanların her türlü insani değerlerden vazgeçtiği sistem para sistemdir. Bu sistemde, insanlık dibe vurmuştur. İnsan, yaşaması için, bir takas aracı olarak kullanması gereken para insanları kullanır olmuş. İnsan küçüldükçe para büyümüş, insan alçaldıkça para göklere çıkmış ve neredeyse, kendisini haşa Tanrı ilan etmiş. Maddi kaynaklar/imkânlar yaşam için bir araç olmaktan çıkmış, insanların böbürlendiği bir araç haline gelmiştir. İnsan parasına ve mülküne göre değerli oluyor. Parayla ve mülkle övünmek yaşamın kendisi olmuş. İnsan, burada kaybediyor. Herkes, arabasıyla, eviyle övünüyor ve yarışa giriyor. İnsanlar, hiç bir zaman, kullanmayacakları para ve mülk için birbirleriyle savaşıyorlar ve birbirini öldürüyorlar. İnsanoğlu paranın ve mülkün esiri olmuş ama haberi yok. Doğmadan önce, anasının karnına sığan ve öldüğünde iki metre kare toprağa sığan insan, yaşarken dünyaya sığmıyor ve şu dünyayı bir kişiye versende, azdır der ve iştahı daha çok kabarır. Aç gözlülük ve hırs insanı yutmuş, kardeş bile kardeşi paraya ve makama değişmiş. İnsanların en zayıf yönü, paraya, mülke, ve iktidara olan zaafıdır. Kimki parayla ve mülkle övünüyorsa, bilinki küçülüyor, cüceleşiyor, değerini yok ediyor. İnsanın doğal manevî değeri, maddiyatın maddi değeriyle ölçülmez.

 Ancak para düzeni, insanı yutmuş ve insan pazarlık konusu olmuştur. Siz hiç, suyla övünen insan gördünüz mü? Yani bakın benim çok suyun var diyen ve bununla övünen insan gördünüz mü? Şu, yaşamak için önemli bir kaynaktır ama suyla övünen insan görmediniz, ama para ve mülkle övünen bir insan toplumu var. Korkunç bir maddiyaçı sistem, insanları korkunç bir bataklığa sürüklemiş. Maddiyat karşısında insanın iştahı kabardıkça insan kendi doğal manevî değerini kaybediyor ve herkes değerli olmak için paran ve mülkün olmalı diyor ve bunun  yarışına giriyor. İnsanlar, parayla ve mülkle değer kazanıldığını bildikleri için, para ve mülk sahibi olmak için hiç bir değer ve ahlak tanımıyorlar. Hırs rekabeti besliyor, rekabet şiddete ve savaşlara yol açıyor ve insan adete bir yok oluşu yaşıyor. Doğal duygu ve doğal insan yok olmuştur. İnsan kendi türünün kasaplığını yapıyor. Eşya, para ve makam, iktidar insanı, bir şeytan gibi ele geçirmiştir. Kötülük insanın ruhuna sinmiş, bir kültüre dönüşmüş.

İnsanlar, sahip oldukları arabanın, yirmi yıl sonra bir hurda haline geleceğini, övündükleri villalarının, yüz, yüz elli yıl sonra yıkılıp toz toprak olacağını, kendilerini değerli hale getirdiklerini düşündükleri paralarının bir gün biteceğini, ve canlarının bile kendilerine ait olmadığını anladıkları zaman, değer verilmesi gereken şeyin insan olduğunu anlarlar. Paraya, mülke ve makama değer veren-ler, kendi değerini kendi elleriyle yok ettiklerinin farkındalar mı acaba? Kapitalizm insanı tanımlanamaz bir yaratık haline getirmiştir. Yüreğinde insan sevgisi kalmış olanların neden sosyalizmde ısrar ettiklerini, sanırım artık anlamanın zamanı gelmiştir. Parayla, mülkle, makamla şeref kazanılmaz. Şeref insanın yüreğinin güzelliğidir ve parayla satın alınamaz ve maddi değeri yoktur. Hırs ve aç gözlülük insanın içine gizlenmiş şeytandır, insanı insani değerlerden uzaklaştırır. Sosyalizmde insanın kendisini her kötülükten arındırmasıdır. İnsanın, kendisini bulacağı yer sosyalizmdir. Kapitalizm insanın mülk kadar bile değerinin olmadığı yamyamlar düzenidir.

Selamlar