Kürtler, hem ulusal hem de demokrasi mücadelesi yürütüyorlar. Kürtlerin demokrasi mücadeleleri hala bazı çevrelerce anlaşılabilmiş değil. Bazı çevrelere göre, Kürtler sadece kimlik mücadelesi yürütüyorlar ve başka sorunlarla ilgilenmiyorlar. Düzen partileri de, Kürtleri hala muhafazakar oy deposu olarak görmeye ve zaman zaman Kürt illerine oy seferleri yapıp eli boş dönüyorlar. Hiç birinin aklına, Kürt kimliğini kabul etmek, Kürtleri bir ulus olarak kabul etmek gelmiyor. Kürtler, kendi anayurtlarında misafir ve mülteci şartlarında yaşıyorlar. Hatta bazı durumlarda, mültecilerin sahip olduğu haklara bile sahip değiller. Düzen partilerinden birçok çevre, Kürtlerden habersiz bir şekilde Kürtler adına konuşmaya cesaret ediyorlar. Hiç kimse Kürtlerin kimliğini varlığını konuşmuyor. Türkiye'de en nitelikli kitle Kürtler olduğuna göre, en belirleyici kesimde Kürtler olmaktadır. Mücadele edenlerin, bedel verenlerin emekleri boşa gitmez. Yüz yıllık inkar rejimi, Kürtler söz konusu olduklarında, alavere dalavere Kürt Memed nöbete zihniyetini aşabilmiş değiller. Kürtler hala kurbanlık kuzu olarak görülüyorlar.

HDP büyük emeklerle ve bedellerle günümüze kadar geldi ve Türk halkı içinde de kabul görmeye başladı. Türkiye'de ekonomik sorunlar büyüdükçe, siyasi sorunlar derinleştikçe sistemin kirli yüzü daha netçe görülüyor ve halk alternatif arayışına giriyor. Son yıllarda, Türk-İslam sentezi rejimin sözcüleri durumunda olan düzen partileri iyiden iyiye gözden düşmeye başladı. Türkiye'de güçlü bir sol önderlik olsaydı, düzen partileri çoktan tozlu raflara kaldırılmışlardı. Güçlü bir sol önderliğin gelişememesi ve Türk halkında yeterli bir sınıf ve emek bilinci oluşmadığı için, toplumu uzun süre düzen partilerinin sahasında bıraktı ve toplum yıllarca düzen partilerinden sorunların çözümünü bekledi. Türkiye'de demokrasi mücadelesi, HEP ile, tabandan başlayarak büyümeye başladı. Türkiye'de demokrasinin temelini günümüze kadar Kürtlerin  mücadelesi oluşturmuştur. Kürtler demokrasi mücadelesini sol kesimlerle yürütmek için elinden geleni yapmıştır ama yeterli bir karşılık bulamamıştır.

Hiç kimse, Kürt oylarının inkarcı ve rant siyasetine gideceğini düşünmesin. Kürtler, kendi düşmanlarını tanıyacak ve demokrasi mücadelesini geliştirecek kadar politikleştiler. Kürtlerin oyları, demokrasinin gelişeceği, sorunların çözümünün gelişeceği siyasete gider. HDP, sadece  bir parti değildir. HDP esasen bir demokrasi denizi olmuştur. HDP alternatif olduğu için, sistemin hedef tahtası olmuştur. Türkiye'de kendilerine sol diyen, demokrasi hareketi diyen çok sayıda parti var ama hiçbirinin esamesi bile okunmuyor. Pratik alternatif olan, güçlü bir politik kitlesi olan ve her an sistemi zorlayan sadece HDP'dir. HDP aslında enternasyonal bir parti olma işlevi görüyor. Yani Anadolu-Mezopotamya halklar partisi ve biraz da Ortadoğu'ya sarkan bir yapıdır. Bu yönüyle halkların partisidir. HDP'nin tabanı genelde Kürtlerden oluşsa da, Türklerden de son yıllarda kabul görür ve destek alır hale gelmiştir. Türkiye'de Kürt sorunu çözülse, HDP kesin birinci parti olup, iktidara gelir. Sistemin sahipleri bunu bildikleri için, Kürt sorununu çözmek istemiyorlar, HDP'yi dört koldan saldırı altına alıyorlar.

Ancak HDP'yi ne kadar çok baskı altına aldılarsa, HDP o kadar güçleniyor, büyüyor, iktidara doğru yürüyor. HDP, iktidarı halk için kuracak, rant için değil. HDP, rant saltanatı sürdürenlerin saltanatını yıkacak. Dünyada yasal zeminde meşru faaliyet yürüten ama en çok zulme uğrayan tek siyasi parti HDP'dir. Çarlık Rusyası'nda bile, komünistler bu denli baskı ve zulüm altında değillerdi. HDP bu denli bir zulüm ve baskı görüyorsa, bütün bu bedellerin demokratik kazanımı da çok büyük olacak. Kürtler, yüzdüler yüzdüler kuyruğuna geldiler. Kürt sorununun çözümü ve Türkiye'nin demokratikleşmesi artık çok uzak değildir. AKP-MHP iktidarı giderse, Türkiye'nin demokratikleşme kanalları açılmaya başlar. Birçok demokratik çevre, AKP-MHP iktidarının yakın zamanda düşeceğine kesin gözüyle bakıyorlar.

Türk-İslam sentezi, artık iktidara getireceği düzen partisi bulamayacak ve inkar sistemini devam ettireceği gücü de kalmamıştır. Türk halkından kesimler HDP etrafında toplanmaya başlarlarsa ve Kürtlerden de daha güçlü bir birliktelik gelişirse sistemin yıkılması kaçınılmaz olur. Türkiye'ye demokrasinin Kürtleri eliyle geleceği artık kesinleşmiştir. KDP gibi kesimlerin tasfiyesi gerçekleşirse, Kürtler daha rahat nefes alacaklardır. Çünkü KDP de Kürdistan'daki düzen partisidir ve karanlık bir ruhu temsil ediyor. Kürt oyları ve HDP Türkiye’nin demokrasi zenginliğinin ve halkların kardeşliğinin mayası olacaktır...