İslam bir devrim niteliğinde ortaya çıkan bir ıslahat hareketidir. Bozulan ve yoldan çıkan insanlığı düzeltmek, adam etmek hedeflenmiştir. Toplumunun sınıflara bölünmesi, köleliğin olması, zengin ile fakirin ortaya çıkması, zenginlerin fakirleri ezmesi, sömürgesi, haydutlukların ortaya çıkışı, kabileler arasında kavga ve savaşların olması, hanedanlığın gelişmesi gibi çok önemli nedenlerden dolayı İslamiyet bir düzeltme hareketi olarak gelişir ve bir dizi değişim yapar. Kölelik yasaklanır, mülkiyetin ortak kullanımı, yönetimin halk tarafından seçilmesi (Halifelik-reis) kadının erkek ile eşit olması, insana değer verilmesi, sevginin en büyük değer olarak görülmesi İslam'ın özünü oluşturur. Mallarını paylaşmak istemeyenlere, karnı tok olanlara, açların halinden anlamaları için oruç tutmaları tavsiye edilir. Ancak aç kalınarak açlığın ve yoksulluğun ne kadar kötü olduğu insanlara gösterilir, özelliklede zenginlere gösterilir. Damdan düşme misali, damdan düşmeyene kadar, damdan düşmenin ne kadar kötü olduğunu insan bilmez. Yani oruç, insanlara bir mesaj vermek içindir. O mesajda yoksulun, açın halinden anlama mesajıdır. Oruç tutan bir zengin, açın ve yoksulun halinden anlamıyorsa, yoksullara yardım etmiyorsa, dağa doğrusu malını ya da ihtiyaçtan fazlasını paylaşmıyorsa o kişinin oruç tutmasının bir anlamı yoktur. Ki zekât, ihtiyaçtan fazlasını paylaşmak demektir. Zaten ihtiyaçtan fazlasının paylaşıldığı bir ülkede yoksulluk kalmaz, zengin ile fakir olmaz. Namaz, Cami'de yardımlaşmak ve ihtiyaçtan fazlasını paylaşmak için yapılan

toplanmadır, törendir.

 İslam'ın özünü barış, adalet ve paylaşmak oluşturur. İslam'da birilerinin ülkesini işgal etmek, savaş yoktur. Kendilerine Müslüman diyen ülkelere baktığımızda, bu saydıklarımızın zerresi bile yoktur. Emevilerin İslam'ı ele geçirmeleri, saray ve saltanat dininin ortaya çıkmasına ve günümüze kadar devam eden egemenlikçi iktidarlara yol açtı ve İslam'ın gerçek ölçüleri yok edildi ve yozlaştırıldı. İslam'da yer alan bütün ölçüler ve şartlar insanlar içindir, adalet ve barış içindir. İslam, içinde yaşadığımız dünya ve hayat içindir. İslam'ın öbür dünyayla, hairet diye adlandırılan başka bir dünyayla bir ilgisi yoktur. Bunların hepsi Emevilerin uydurma dinidir ve gerçek İslam'la ilgili bulunmamaktadır. Bir ülkede, yönetenler zenginse, sarayda şatafat içinde yaşıyorlarsa, zengin bir sınıf varsa o ülkede İslam yoktur, Emevilerin, fakirliğe şükrettiren kandırma dini vardır. Dikkat ederseniz, zenginlere şükredin demiyorlar, fakirlere şükredin diyorlar. Kur'an'da fakirlere, şükredin diye bir ayet gösteremezler. Cüppeli Ahmet ve Nihat Hatipoğlu gibileri, egemen sermaye çevrelerinin sözcüleridir ve görevleride toplumu kandırmak ve kapitalizmin varlığını devam ettirmesini sağlamaktır. Allah demiş ki oruç tutunda, namaz kılında, öldükten sonra cennete gideceksiniz öylemi? Kur'an'da hangi ayette böyle bir emir var? İnsanların oruç tutmaları ve aç kalmaları Allah'ın hoşuna mı gidiyor? Demek ki insanlar aç kaldıklarında Allah bundan zevk alıyor öylemi? Allah, hiç kullarının aç kalmalarından zevk alır mı? Allah, herkese yetecek kadar nimet, yiyecek içecek veriyorken neden kullarının/insanların aç kalmalarını istesin?

Toplum aç ve yoksul kalacakki zenginler şatafat içinde yaşasınlar. Toplum yoksulluğa şükredecekki zenginlerin düzeni/kapitalizmin bozulmasın. Nasıl oluyorsa, Allah zenginlerin dostu, fakirlerin de düşmanı öylemi? Baştan sona, Emevilerin uydurma dinini İslam diye topluma yürütüyorlar. İnsanda biraz utanma duygusu olur, diyeceğim ama bunlarda utanma duygusu olsa zaten bunu yapmazlar. Hiç fakirliğe açlığa şükredilirmi? İnsan, varlığa ve bolluğa şükreder. Yani çok şükür ki varlık ve bolluk içinde yaşıyoruz denir. Topluma, fakirlere şükredin diyenlerin hepsi zenginlik içinde yaşıyorlar. Yılda bir ay oruç tutulacak ve tutanlar cennete gidecekler, peki tutmayanlar cehennememi gidecekler? Bu durumda, oruç tutmayan milyarlarca insan cehenneme gidecek öylemi? Bu durumda, İslamiyet daha yokken, yaşamış milyarlarca insan cehennememi gidecek? Hepsi Emevilerin uydurma dinidir, hepsi palavra ve yalandır. Allah, neden sadece Müslümanlara oruç tutun desin? Oruç, Allah'ın emri olsaydı, dünyada yaşayan bütün insanlara oruç tutun derdi? Neden sadece Müslümanlara oruç tutun desin? İnsan türü, ilk evrimleşmeden günümüze kadar ön milyon yıldır yaşıyor. Ne doğru bir tarih

ne de doğru bir yaşam bilinci var insanlarda. Baştan sona, insanlar yalana ve sahteliğe bir yaşama hapsedilmiş durumdalar. İslamiyet bir devrim olarak ortaya çıkmışken geldiği nokta tam bir rezalet ve içler acısı durum. İran'lı sosyolog Ali Şeriati " Muhammed, dirilip gelsen, getirdiğin dini sen bile tanıyamazsın" diyor. İslamiyet tanınmaz hale getirildi. Bütün dinler tanınmaz hale getirildi. Çünkü savaşların ve sömürünün, açlığın ve yoksulluğun olduğu bir dünyada ne din ne barış olur. Bu açıdan din ile hayat arasında doğru bir bağ kuracağız, ve dinin ne olduğunu doğru öğreneceğiz. Hayatı doğru öğrenmezsek, bize doğru diye dayatılan sahte bir hayatı kader diye yaşarız ve insanlığa yazık olur. Ki zaten insanlığa yazık oluyor.