Gazete Emek- Özgül, Oktar ile ilk tanışmasının üniversite yıllarında olduğunu söylüyor. Daha sonra ise Cemaat içinde ciddi bir hiyerarşik sistemin içine girdiğini belirten Özgül, cemaat üyelerinin cinsel ve fiziksel şiddete maruz kaldığını ifade ediyor. 

Adnan Oktar’ın "kediciği" olarak tanınan Ceylan Özgül cemaatle tanışma hikayesini ve cemaatin merkezi olan Drogos’ta yaşadıklarını anlattı.

Ceylan Özgül  "O evde baskı, mutsuzluk, hayal kırıklığı, manipülasyon ve onun dışında hiçbir şey olmayan 11 yıl geçirdim’" dedi.

Adnan Oktar'ın cezaevindeki yeni imajı sosyal medyada gündem oldu

YouTube’da yayınlanan Katarsis programına konuk olan Ceylan Özgül,  Gökhan Çınar’ın sorularını yanıtladı. Özgül'ün anlattıkları şu şekilde: 

"Erdoğan'ı çok beğeniyorum" demişti! Serdar Ortaç'ın gerçek amacı ortaya çıktı

CEMAATLERİN POPÜLER OLDUĞU YILLARDA TANIŞTI

O dönemlerde bizim cemaat dediğimiz yapılar en popüler döneminde. Daha yeni başörtüsü serbest oluyor. Bu konular daha yeni konuşuluyor. Bütün dünyada çok popüler.  Her türlü cemaatin her türlü uzantısı o cemaatlere insanları çeken kişiler ortada çok serbest ve teşvikle dolaştığı dönemlerde bu kişilerle tabi ki ben de tanıştım. Bahsettiğimiz dönemleri hatırlıyorsanız zaten devletin en alt kademesinden en üst kademesine kadar herkesin cemaat kelimesine çok sıcak baktığı ve o tarafa yönlendirdiği dönemlerden bahsediyoruz. Ben de daha yeni dünyayı tanıyan bir genç olarak böyle bir şeyin içine girdim.

İlk önce o oluşumdan bir erkekle tanıştım. Daha sonra bir defadan başka görüşmedim. İlk ben görüşmeye başladığımda görüştüğüm kişinin Adnan Oktar olduğunu bile bilmiyordum. Başka bir isimle beni götürdüler. Ona söylüyorlar madem öyle bir kız var bana getirin ben görüşeyim diyor. Beni de telefon açıp ona götürdüler. Ben onunla görüşmeye başladım. Fakat dediğim gibi ne ismini doğru biliyorum kişinin ne de o dönemlerde o isim çok önde. Harun Yahya ismiyle kitaplar yayınlanıyor. Konferanslar yapılıyor. Belgeseller var. Genelde yurtdışında ve dünyanın onlarca diline çevrilen faaliyetler var. Yurtdışında binlerce konferanslar veriliyor. Daha önceki Adnan Oktar olaylarının olduğu dönemde üniversite sınavlarına hazırlandığım dönemler çokta takip etmediğim konular olmadığı için çok bilmiyorum. Bu bahsettiğim 2005-2006 yılı. Hiç bahsi bile geçiyor. Hiç bilmediğim bir yapı. Daha önce insanların gelip ‘’Bana bunların böyle bir yöntemleri var. Aman dikkat et’’ diye tek bir cümle bile duymadığım bir konu.

Adnan Oktar'dan mahkemede ilginç ifadeler: Cinsel gücüm çok yerinde Elhamdüllilah koç gibiyim

Başka bir isimle beni götürdüler. Ona söylüyorlar o da diyor ki madem böyle bir kız var bana getirin. Ben görüşeyim diyor. Beni de telefon açıp ona götürdüler. Ben onunla görüşmeye başladım. Dediğim gibi ne ismini doğru biliyorum bu kişinin ne de o dönemlerde o isim çok önde. Harun Yahya ismi ile kitaplar yayınlanıyor.  Konferanslar yapılıyor. Belgeseller var. Genelde yurtdışında veya  dünyanın çok fazla onlarca diline çevrilen bir faaliyeti var. 

Akit bu defa Acun Ilıcalı'yı hedef aldı ve ihbarda bulundu: "Türk kızları teşhir edilecek"

ADNAN OKTAR İLE İLK KARŞILAŞMANIZ NASIL OLDU?

Tanıştığımda bana çok sıcak davranan, benim konuşmak istediğim konularla ilgili benimle konuşan, bana saatlerce vaktini ayıran, ilk başta çok nezaketli, işte böyle bana hayata dair idealim olan konularda yön göstermeye çalışan. Eğer yapmak istediğin gibi bir şey varsa yardım etmek isteyen, öyle bir insanla  yaklaşık bir ay, bazen hergün, sürekli görüşüyordum. O kişiye alıştım ve  o tip bir ortamda özellikle ilk başta  hiç kimse sizden bir şey istemiyor ve bir tehdit olarak algılamıyorsunuz. ‘’

Ezgi Mola, yaptığı 'Hatay' paylaşımı ile sosyal medyada gündem oldu


AİLEN OLAYI NASIL ÖĞRENDİ VE NE HİSSETTİ 

  ‘’Ailem öyle değişik bir şeyin içinde olduğumu düşünmedi. Onlar fark ettiklerinde artık olay çok ilerlemişti. Vazgeçebilecek bir durumda değildim.  Benim onların yanına taşınmam ve onlarla beraber hareket etmeye başlamam ile beraber sosyal destek alanım falan kesildi. Kendi ayakları üzerinde duran değil onların bulundukları evde kalan, maddi imkanlarımı o dönemde onların karşıladığı bir insan haline geldim. İnsanların aileleriyle görüşmesine izin vermezler. Diyorsunuz ki ben İslam için dünyada veya insanların Allah’ı tanıması için bilimle inancın birleştiğini ispatlamak için bir faaliyet yapıyorum. Eğer senin ailen senin bu faaliyetten vazgeçirmeye çalışıyorsa onlar bütün müslümanlara karşı faaliyet yapıyorlar. O zaman sen onlarla görüşemezsin diye dayatılıyordı. Artık göz korkutmaya başlatılıyordu. 

Erken seçim için tarih veren Ali Babacan'dan Kürt Sorununa yönelik çözüm önerileri


Dışarıdan sağlıklı haber alabilme kaynağınız yok. Çünkü sizin etrafınızda bu dünyadaki insanlar var. Evden asla çıkmıyorsunuz. Benim gibi bu yönetimde olan kadınların olduğu “bacım” kelimesi geçen o gruptansınız. Evden çıkmıyorsunuz.  Ailenizle bile görüşemiyorsunuz. Dolayısıyla haber alma kaynağınınız da bu cemaat. Dışarıdan gelen haberlere göre de bu cemaate karışan herkesin başına çok kötü şeyler geliyor.’’

O KADINLAR ORAYA NASIL GELDİ?

‘’Birbirine kaşını kaldırıp bakması yasak olan kişiler var. Bir de kız ve erkek ilişkisi olarak böyle cinsel sömürü üzerinden getirilen kızlar var. Para verip getirilen, daha sonradan oraya alışanlar kalan var. Cast ajanslarından programa katılsın diye getiriliyorlar. Daha sonra arkadaş olunuyor. Öyle insanlar var. Benim de daha önce yaptığım gibi çalışıp bütün parasını kursuna kadar verenler var oradan para alanlar var ailesine geçindirebilmek için, yani kendi içerisinde çok kozmopolit bir yapısı var.  Orada ben aslında yavaş yavaş Ceylan’ın ortadan kalkmaya başladığını Anlıyordum. Ama bununla ilgili hiçbir şey yapamıyordum. Yani o kadar değişik yapıda, orada uygulanan sistem yüzünden o kadar köleleşmiştim ki ilk dönem kendi seçimimle kaldığımı söylüyordum.’’

Fatih Portakal, "nerede çalışacak?" sorularına yaptığı paylaşımla son noktayı koydu

BACI VE KIZ KARDEŞLER NE DEMEK ?

‘’Bir hiyerarşik sistem düşünün. Bir piramit var. Piramidin en tepesinde Adnan Oktar var.  Mutlaka dediği yapılır. Hiçbir dediği kendisi izin vermiyorsa sorgulanamaz. Piramidin tepesinde Adnan Oktar var. Kendisi mutlak lider ve hiçbiri de kendisi izin vermiyorsa nedeni sorgulayamaz. Onun altında yöneticiler grubu var. Kadın olanları daha üstte erkek olanları kadınların bir altında onun altında ise kendilerine bağlı gruplar olan ve başka yöneticileri olan gruplar var.Bacılar grubu piramidin en üstünde Adnan Oktar’dan sonra yönetici olan bacılar var bir de daha başka bacı grubu var. Bu bacı grubunun hayatları boyunca cinsellinkten de  uzak, dış dünyadan uzak ve kaç tane izin verilenler var. Özel seçilenler dışında dışarı hiç çıkmayan, çalışmayan, kendi aileleri olmayan, aileleri ile görüşmesine hiç görüşmeyen tamamen hayatını oraya adamış bir grup. Bu kız kardeş grubu da daha genç insanlardan oluşan ve genç olmasa da o grubun içerisinde olmayan bir alt grup, sempatizanlar, başka bir alt grup destekçiler hepsi cemaatin bir parçası oluyor.’’

'Işıklar' kavgası! AYM üyesi geri adım attı; İçişleri Bakanlığı Twitter'dan cevap verdi

TAM OLARAK NE OLUYORDU ORADA?

‘’Dayak konusu ben oraya gittiğim ilk günden itibaren var olan bir konuşma şekli var. Adnan Oktar ve bacı grubu bunu komik bir şey gibi gülerek anlatırdı. Yani ciddi olarak korkuyorsunuz.  Bir daha olmayacak onun bile garantisi yok. Benim yanımda dövdüğü  insanlarda oldu. Adnan Oktar’a sormadan üzerinizdeki tişörtü ile çıkarmayacak hale getiriliyorsunuz. Ağza alınmayacak ediyor ve aradan kısa süre sonra çok şefkatli bir insana dönüşüyordu.’’

Galatasaray'da kavga büyüyor! Fatih Altaylı'nın Fatih Terim iddiası ortalığı karıştırdı

AİLELERİN DAVA AÇMAMASI İÇİN YAPILAN EVLİĞİNİZ NASIL OLDU ?

‘’Dışardan bakıldığında kedicikler var ve eğlenceli bir ortam var. İşte herkes halinden memnun görünüyor bu aslında  imaj çalışmasının bir parçasıydı. Adnan Oktar bir gün geldi “Sen sen, sen evleniyorsunuz” dedi. İşte bana dedi ki “Sen dedi Uğur Budak’la evleneceksin” dedi. Zaten hazırlıkları yapılmıştı biz sadece  gidip bir yerde imza attık.’’

Gökhan Çınar, ‘’Gözleriniz, bedeniniz, kıyafetinize kadar bir vitrin sağlanıyor ve halk buna  kedicik diyor.Sizlerden kedicikler ya da işte erkek müziklerden aslan olarak bahsediliyor galiba  işte “İnşallah hocam”, “Maşallah hocam”, “Kudretli sevgilim”, “Bebek yüzlüm”,“dünyalar yakışıklısı hocağımız” gibi sözlerin ezberlenmiş sözlerinde olduğunu  bir şey var. Peki o dünya nasıldı? Sorusuna,’’ O televizyon programı çokça tartışılan ve bazen mizah malzemesi yapılan ya da ne bileyim işte gerçekten izlenen de bir program oluyor. Amaç zaten onun insanları eğlendiren, mizah malzemesi yapılmasını yani bu popüler kültürde insanların bir yerde de böyle bir model olsun diye böyle kalmasını istemesi. Canlı yayın bile olsa yayın kesiliyor. Herkesin önünde böyle ciddi aşağılamalarla “Söyle! Bunları söyleyeceksin, söyleyince kadar baştan başlayacağız. “deniliyor. Hatta bazen işte dayak yiyen kızlar oluyordu. Diyerek yanıtladı.

ADNAN OKTAR DURUŞMADA HAKKINDAKİ İDDİALARA CEVAP VERDİ

Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik, aralarında Adnan Oktar'ın da bulunduğu 76'sı tutuklu 238 sanığın yargılandığı dava, Oktar’ın ek iddianamedeki iddialara karşı savunmasının alınmasıyla sürdü.

Alattin Çakıcı ve Acun Ilıcalı'nın yeni planı! Siyasi parti temsilcileri harekete geçti

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, Oktar'ın da aralarında bulunduğu bazı tutuklu sanıklarla bir kısım tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmada Oktar'ın önceki celselerde birleştirilen ek iddianame ile kapalı oturumlarda dinlenilen mağdur, müşteki ve tanıkların beyanlarına karşı savunması alındı.

"KIZIL ELMACIYIM"

Sağlık sorunları nedeniyle oturarak konuşmasına müsaade edilen Oktar, "Ben yerli, milli, milliyetçi Türk-İslam birliğini savunan, devletine, milletine bağlı bir insanım. Örgüt iddialarını şiddetle reddediyorum. 40 yıldır bu milletin gözü önündeyim. Sevgi dolu bir insanım. Kızıl elmacıyım. Daima devletimin emrindeyim." ifadelerini kullandı.

Mahkeme Başkanı Mehmet Galip Perk, sanık Oktar'a, ilk savunmasında aylık gelirini 3 bin lira olarak beyan ettiğini hatırlatarak, "Bu kadar geliriniz var. Yayınlarınızda bahsettiğiniz üzere, dosyada siyah, ince altından çizgileri olan takım elbise giydiğiniz, altın tesbihli videolarınız mevcut. Ayakkabılarınızın deri, kaliteli, pahalı markalardan olduğunu söylüyor, hatta ahtapottan ve yılan derisinden imal edilmiş bir ayakkabınızdan bahsediyorsunuz. Şatafatlı lüks yaşamı sevdiğiniz hususlarını, 20 yıldır Dragos denen villada kaldığınızı da söylüyorsunuz. Aylık 3 bin lira gelirle bu yaşamı nasıl karşılıyorsunuz?" sorusunu yöneltti.

Oktar da bunun üzerine A9 Tv kanalında yapılan yayınların şov olduğunu ve orada şakacı bir üslup takındığını anlatarak, şunları söyledi:

"Lükse ve şatafata meraklı değilim. O kıyafetler şov içindir. Bankada 5 kuruş param yok, evim yok, arabam ve mal varlığım yok. Ben o evde kalıyorum, evet pahalı ama kirası ne kadar bilmiyorum. Ben ödemiyorum, arkadaşım ödüyor, misafir olarak kalıyorum. Güvenlik tehlikesiyle değişik yerlerde de kalıyorum. Suikast tehlikesi var."

İslam'ı dünyaya yaymaya çalıştığını öne süren Oktar, “Müslüman gariban olmaz, güçlü, kuvvetli olur. Eğlencenin ve lüks yaşamın meraklısı olmadım. Benim o evde kendi odam var, oraya kapanıp kitap okurum." diye konuştu.

300 BİN LİRALIK SAATİ SORULDU

Mahkeme Heyeti Başkanı Perk'in, yayınlarda taktığı 300 bin lira değerindeki saati nasıl aldığını sorduğu Oktar, saatin bir arkadaşına ait olduğunu emaneten alıp yayınlarda taktığı yanıtını verdi.

Mahkeme başkanının sorusu üzerine saati veren arkadaşını hatırlamadığın savunan Oktar, "Ben saatten hiç hoşlanmam zaten. Çok rahatsız edici. İslam'ın şerefini yükseltmek için taktım. 'Müslüman zavallıdır, güçsüzdür, hurafelere inanır' inancını yıktım. Sosyeteye İslam'ın hakim olmasını sağlamak için uğraştım." iddiasında bulundu.

Sanık Oktar'a, televizyon programlarında Türk aile yapısını dejenere eden programlar yapıp, bunları sosyal medyada paylaştıktan sonra kendilerine hakaret eden kişilere yüklü tazminat davaları açıp, örgüt içindeki hukuk grubu aracılığıyla gelir elde ettikleri yönündeki iddialar da soruldu.

İslam'ın yok olmasını önlediği için İngiliz derin devletinin kendilerine saldırdığını öne süren Oktar, "Biz İslam'ın şehirli dini olduğunu göstermek için bu kadar çabaladık. Asrımızda insanlar çok bozuldu, azgınlar, saldırganlar, onları düzeltmek için davalar açılmıştır." şeklinde konuştu.

Necati Şaşmaz (Polat Alemdar) Kurtlar Vadisi'ni gerçek hayata taşıdı: 12 yıla kadar hapsi isteniyor


 
Oktar, Mahkeme Başkanının, "Akıl sağlığınız tespiti için mahkemeden bir talebiniz var mı?" sorusu üzerine "Gayet akıllıyım, aklım başımda." ifadelerini kullandı.
FETÖ ile bağı ve Fetullah Gülen'i A9 yayınlarında neden övdüğü sorulan Oktar, FETÖ elebaşının kendisini sevmediğini, kendisinin de onu sevmediğini iddia etti. Oktar, "Bu yayında ona karşı gizli bir aşağılamam var. Onun için ‘kahtanidir’ diyorum. Kahtani kan döker, zalimdir, deccal gibidir." dedi.

Oktar, 14 Şubat 2015 tarihli Gülen'e yazdığı iddia edilen mektubu da kabul etmeyerek, "İlk defa böyle bir şey duyuyorum. Yazı hiç benim üslubum değil. Birileri koymuştur." savunmasını yaptı.

Duruşmada 1 milyon 50 bin avro karşılığında mason olduğu iddiaları da sorulan Oktar, şunları söyledi:

"Masonluk belgesi aldım ama parayla değil. Bir grup şahıs İtalya'dan geldi, 'Sizi mason ilan ediyoruz.' dediler. Beni canlı yayında 33. derece mason ilan ettiler. İtiraz etmedim çünkü onlarla yakınlaşmak istedim, sayemde Müslüman oldular. Ben onlardan para almadım, onlar benden para almadı."

İsrail'in Filistinlilere zulmünü durdurmak için İsrail ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini savunan Oktar, "İsrail ile Türkiye'nin barışık olması, İsrail'in Türkiye'ye zarar vermemesi, radikallere ve terörizme karşı desteklerimizi ilettik. Mavi Marmara Gemisi olayı için tazminat ödemiyorlardı. Biz konuştuk, tazminatlar ödendi." iddiasında bulundu.

'MEHDİYİM' DEMEMİŞ

Başkan Perk, mağdurların Adnan Oktar’ın mehdi olduğunu düşündükleri için ne derse kabul ettiklerini beyan ettiklerini aktararak sanığa, "Yanınızdakilere mehdi olduğunuzu mu söylerdiniz?" sorusunu yöneltti. Oktar da soruya, "Ben Allah’ın aciz bir kuluyum. Kimseye 'Mehdiyim' demedim. Alimlerden, hocalardan bir çoğu benim mehdi olduğumu söylüyor ama bu bir iltifat. Ben Allah’ın aciz bir kuluyum. Mehdiyi hepimiz bekliyoruz. Müslüman alemi için bir umut kaynağıdır. Ben seyyidim. Peygamber soyundan geliyorum. Hz. Ali’nin neslinden geliyorum. Genetik olarak seyyidlerde benzerlik görülür. Efendim mehdinin alnı geniş olur, omuzları geniş olur, sırtında ben olur gibi." yanıtını verdi.

Jinekolog spermlerini kullanarak en az 17 kadını hamile bıraktı!

Oktar, "Siz seçilmiş kişi misiniz?" sorusu üzerine “Hayır, Allah’ın herhangi bir kuluyum. Hiçbir zaman mehdilik iddiam olmadı. Neşeli, dışa dönük, yerli ve milli bir vatandaşım." karşılığını verdi.

FETÖ'nün darbe girişiminin hemen ardından çevresindekilere telefonlarına reset attırdığı iddiaları sorulan Oktar, bu iddiayı reddederek, sabaha kadar televizyonda darbe karşıtı yayın yaptığını öne sürdü.

Örgütsel faaliyetlere başladığı ilk yılları anlatması istenilen Oktar, ilk zamanlar üniversitede okurken camilerde ve annesinin evinde toplanıldığını, buralarda tebliğ yaptığını, sonrasında çeşitli evlerde toplandıklarını, en son Kandilli'deki villaya geçtiğini söyledi.

ABD'li Instagram fenomeninden Türkiye isyanı: Türk erkeklerinden bıktım, usandım

Sanık Oktar, örgüt evlerinde ele geçirilen doğum kontrol haplarının cilt bozukluklarında ve adet düzensizliklerinde kullanılmış olabileceğini savundu.

Oktar, "fıtık rahatsızlığı nedeniyle, cinsel ilişkiye giremediği, bu nedenle kadınları elle taciz ettiği iddiaları"nın sorulması üzerine, "Yalan söylüyorlar. Cinsel gücüm çok yerinde. Olağanüstü bir güce sahibim. Cinsel ilişkiye engel bir halim yok. Ben sağlamım, hiçbir şeyim yok. Elhamdülillah koç gibiyim." diye konuştu.

EK İDDİANAME

Yargılama sürerken, aralarında örgüt elebaşı Adnan Oktar ile ana davadan tutuklu bazı sanıkların da bulunduğu 18 kişi hakkında ek iddianame düzenlenmiş, iddianame ana dava dosyasıyla birleşmişti.

Adnan Oktar'dan ilginç Fethullah Gülen savunması: Şaka yaptım

Ek iddianamede, 18 sanığın "nitelikli cinsel saldırı", "örgüt üyeliği", "hürriyeti tahdit", "tehdit" ve örgüte yardım" suçlarından değişen miktarlarda hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

ADNAN OKTAR'A SON DURUŞMADA FETHULLAH GÜLEN SORULDU

Adnan Oktar’a, Fethullah Gülen’e övgüler dizdiği video soruldu. Oktar, mahkemede izlenen videodaki sözleri için şaka yaptığını, kinayeli konuştuğunu savundu.

İstanbul 30. Ağır ceza Mahkemesinde görülen davada bu hafta Adnan Oktar’ın, ek iddianamelere karşı savunmaları alınmıştı. Bugün ise mahkeme heyeti, tutukluluk incelemesi yapıyor. 76’sı tutuklu 238 sanığın yargılandığı davada heyet, tarafların taleplerini alıyor. Dört gündür devam eden duruşmalarda mahkeme heyeti Adnan Oktar’a video da izlettirdi. Davadaki son dakika gelişmesinde Oktar’ın Gülen hakkında söylediği sözler soruldu ve avukatının izlettiği videodaki detay mahkemenin dikkatinden kaçmadı.

Sabah’tan Fatih Ulaş’ın haberine göre videolarda Oktar’ın, Gülen’e övgüler dizdiği görüldü. “Fetullahçı Terör Örgütüne yardım” ile de suçlanan Oktar, daha önce birçok kez FETÖ’ye karşı olduğunu, Fetullah Gülen’i de kötülediğini iddia etmişti.

“FETHULLAH HOCA ADAM MI KESMİŞ?” DİYE SAVUNUYORDU

Ancak mahkemede izlenen videoda Oktar, Gülen’i öven en az 300 konuşması olduğunu söylüyor. Adnan Oktar’ın kapatılan A9 televizyonunda yaptığı konuşmalarının yer aldığı videoda Oktar, “Fetullah Hoca mülayim bir insan, şefkatli, yurtdışında durması da benim acayibime gidiyor. Ben daha da olmazsa gidip hocamı alıp gelecem ben buraya yani. Hakikaten bana biraz garip geliyor bu yani, niçin yani ne yapmış, adam mı kesmiş, yol mu kapatmış, gasp mı etmiş, hayır hiçbir şey yapmamış ki. Hiçbir suçu yok” diyor.

Oktar bir konuşmasında da “Şimdi de güya bize karşı Fethullah Hocayı kullanmaya kalkıyorlar. Halbuki Fetullah Hoca beni sever, ben Fetullah Hocayı çok severim” ifadesini kullanıyor. Hem nasıl bir sevgi” ifadesini kullanıyor. Programdaki kedicikler de bu konuşmaya “Maşallah” diye karşılık veriyor. Oktar’ın övgüleri bununla da bitmiyor.

Duruşmada videoları izleyen Oktar bu konuşmalarında şaka yaptığını, kinayeli konuştuğunu, akıllı olan bir kişinin de bunu anlayacağını öne sürdü.

MONTAJ VİDEO İZLETTİLER

Öte yandan, bugünkü duruşmada Adnan Oktar’ın avukatı, üzerinde 25.10.2013 tarihi yazan bir video izletti. Avukat, daha sonra Oktar’a, FETÖ’nün 15 Temmuz ve 17 Aralık darbe girişimleri öncesinde FETÖ’yü yeren beyanları olup olmadığını sordu. Oktar da “Evet” cevabını verdi. Ancak mahkeme başkanı, videoda Oktar’ın “Bak Zaman gazetesi ne hale geldi” dediğine dikkat çekerek, bu videonun FETÖ’nün darbe girişimleri sonrasına ait olduğuna, videonun üzerine sonradan 2013 yazılmış olabileceğine dikkat çekti. Adnan Oktar da videonun tarihini bilmediğini söyledi.

Daha önce de Gülen’e yazdığı mektup ortaya çıkan Oktar bir son dakika manevrası ile mektubu bilgisayarlarına İngiliz derin devletinin yerleştirdiğini iddia etmişti.

Kaynak: BirGün

Editör: TE Bilişim