Size hayatımın en önemli kavramlarından birinin kısa bir hikayesini anlatayım. İlk defa üniversitede duymuştum. Profesör Doktor Levent Köker hukuk dersimize girmişti. Kanun Hükmünde Kararname, kısa ve şimdiki meşhur adıyla KHK'yı ilk defa o zaman duymuştum.

Hoca, sanki şimdi çok meşhur olacağını o zamandan biliyormuş gibi üzerine basa basa, altını çize çize KHK diyordu. Tabi, dediğim yıllar 2007-2008 falandı. O zamanlar neredeyse hiç kullanılmıyordu.

Ben de bu kadar az kullanılan bir kavram için "hoca niye bu kadar bizi sıkıştırıyor" diye arka sıralarda alçak sesle bir serzenişte bulunmuştum. Aradan yaklaşık 10 yıl gibi bir süre geçti.

Benim ilk defa üniversitede duyduğum bu kavramı bu defa bütün Türkiye, 7'sinden 70'ine biliyor. Hayatımızın vazgeçilmezi KHK'lar oldu. Daha önce neredeyse hiç duymadığımız bu kavramla, yüzlerce televizyon, gazete, ajans, haber sitesi, dergi kapatıldı.

Yüzlerce Dernek, vakıf, okul, hastane kaptıldı. Onbinlerce akademisyen, öğretmen, doktor, hemşire, belediye başkanı, işçi görevden alındı, ihraç edildi.

Bu mübarek kanun hükmünün geçerli olduğu kararnamelerle ülkedeki insanların yarısının neredeyse kaderi yeniden şekillendi. Sadece bunlar değil; izdivaç programlarının kaderi de yine KHK'larla belirlendi. Ülkenin diğer geri kalan önemli bir kısmına işte bu kötülük yapılmayacaktı! Neyse çok üzülmesinler belki yeni bir KHK ile izdivaç programlarına kavuşur ülkenin diğer geri kalanı da ülke bölünmekten kurtulur. 

 Herhalde yüz yıl sonra tarih kitapları bu dönemi KHK'lar dönemi olarak anlatır. Levent Hoca'nın Cüneyt Arkın bakışları ile kafamıza sokmaya çalıştığı bu kavramı artık su gibi biliyoruz.

Ha bu arada Levent Köker hoca ne yapıyor biliyor musunuz? O da diğer hocamız eşi Eser Köker ile birlikte KHK ile ihraç edildi. Sadece onlar da değil; Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde dersimize giren Gülseren Adaklı ve diğer birçok hocamız da görevden alındı, ihraç edildi.

Ben üniversiteyi bitirdim gazetecilik yapmaya başladım. Benim çalıştığım televizyon İMC TV de KHK ile kapatıldı. Adeta öyle bir noktaya geldik ki KHK'lardan etkilenmeyenin ihanetçi ilan edileceği bir dönem. Ama aynı zamanda ciddi bir demokratik cephe de oluştu.

KHK ile ihraç edilenleri, bir de hala görevde olanları bir düşünün. Türkiye'nin iki fotoğrafını yan yana koyun. Eğitim, Sağlık, Akademi, Medya, sendika, siyaset, ekonomi, bütün bu alanlarda ihraç edilenler ve yerlerine alınanlardan oluşan iki Türkiye fotoğrafını yan yana koyun; hangisini tercih edersiniz?