Herkes ne zaman ki özgürce düşünmeye başladığında genel bir ilerlemenin olduğunu görürsünüz. Ama özgürce düşündüklerinizi, ifade edemiyorsanız onun da pek bir anlamı yoktur. Önemli olan özgürce düşünüleni de özgürce ifade edebilmektir.

Ondan dolayıdır ki gerçek fikirleri açık yüreklilikle yazmak lazım. Herkesin bu son iki yılda yaşadıklarından ders çıkarması gerekiyor. Çünkü yıllardır mücadele edilen bu yolda elde edilen kazanımlar tehlike altındadır.

Bu tehlikeyi fark edip bu duruma el atacaklar da şu an aktif bir pozisyonda değil. Cumartesi günü HDP'nin kongresi gerçekleşti. Olağanüstü bir kongreydi. Zorunluluk icabı gerçekleşen bir durumdu. Umarım şimdiden 2019 yerel ve genel seçimler hesapları üzerine yapılmamıştır.

Çünkü Kürt halkı onurlu bir mücadele vermektedir. Deyim yerindeyse insanca yaşamanın ve doğuştan getirdiği haklarının üzerindeki gasp anlayışını kaldırmak istiyor. Yıllardır dili için, kültürü için verilen bir direnişi koltuklara kurban edemez.

Şimdiden 2019 seçimlerinde kendine koltuk arayışına giren sakat anlayışlar bir an önce bu onurlu partiden ayrılmalıdır. 2015 Haziranı'ndan sonra bölgede estirilen şiddet politikası sonucu binlerce insan Batı'da bulunan metropollere göç etmek zorunda kaldı.

Bölgede onlarca insan yaşamını yitirdi. İlçeler fiziken haritadan silindi. Hiçbir zaman elden gitmeyecek zannedilen belediyeler kayım aracılığıyla DBP'nin elinden alındı. Milletvekillerinin evleri basıldı. 10'un üzerinde vekil tutuklandı.

Kimisinin vekillikleri düşürüldü. İl, ilçe başkanları parti yöneticileri günlerce gözaltına alınıp tutuklandı. Bu süre zarfında bölgemizde binlerce insan tutuklandı. Bu kadar estirilen şiddet politikasından sonra bu iktidar mekanizmalarını talep etmek doğru değildir.

Daha önce ki yazımızda da belirttik. Seçimler siyasi partiler için anlamlıdır. Demokratik zeminde parlementoda işini yapabilirse verimli olur. Ama sadece demokratik sisteme hizmet etmek için bir ARAÇ'tır. Bu aracı, amaçlaştırmamak en anlamlısıdır.

Siyasete halkla birlikte yürürsen hakim egemen sistemde üzerine bu kadar gelemez. Lakin halkla arana ne gerekçeyle olursa olsun mesafe koyarsan siyasete zorlanırsın. Artık geçmişte uygulanan yöntemlerde denenebilir. Ev ziyaretleri yapılabilir. Bir bölgede temsiliyet o bölgenin insanına ait olmalıdır. Bir temsiliyeti şehirler ve ya ülkeler arası transferlerle sağlayamazsınız.

Bir şehiri o şehrin ya da mahallenin insanı temsil etmelidir. Demokrasiyi doğrudan uygulamak lazım. Siyaset masa başı yapılmamalıdır. Halkla yapılan toplantılarda toplantıyı yönetenler, saatlerce konuşmaktan ziyade saatlerce dinlemelidir.

Bu gibi yöntemler çoğaltılabilir. Ama dikkat etmek lazım tarihten de ders çıkarmak lazım. Bu zor günlerde bu halkı terk edip büyük metropollere gidip yerleşenleri tarih affetmeyecektir. Şimdi de torpillerle bu Halkın partisinde kendi isimlerini yazdırarak, çalışmayan insanlarda unutulmayacaktır.