TİP(Türkiye İşçi Partisi) yakaladığı popülariteyi, Barış Atay, Erkan Baş, Ahmet Şık... siyaset sahnesindeki yerlerini ve özne olma durumlarını HDP’ye ve Kürt halkına, emektarlarına borçludurlar.

Türkiye siyasi tarihinde Kürt halkı ve siyasi partileri, dernekleri, oluşumları her zaman özne konumunda bulunmuştur. Bugün, Türkiye toplumunun ve devletinin askeri, ekonomik, siyasi, diplomatik özcesi gerek iç dinamikleri gerekse de dış dinamikleri Kürtleri ve siyasi partilerini, mücadelelerini hesaba katmadığı tek bir alan, nokta yoktur. Aynı şey Sol’un kendisi için de geçerlidir. Geniş kitlelere, halklara, sesini duyuramayan sol özgürlük hareketinin mücadelesiyle birlikte kendisini kamuoyuna duyurabilmiştir. Yine Devrimci sol ve sosyal demokrat partiler, İktidar karşısındaki kazanımlarını bahsettiğimiz realiteye borçludur. HDP, Türkiye geleceğinin güvencesi haline gelmiş olup; Siyasetin, demokratik bilinç ve haklar kazanmasında da çok önemli bir role sahip olmuştur. AKP’nin yaşadığı son büyük hezimette Büyük şehirlerin kazanılmasında HDP’nin lokomotif güç oluşunu aktifliğini ve özne olma durumunu hiçbir güç inkar edememektedir.  

TİP(Türkiye İşçi Partisi) yakaladığı popülariteyi, Barış Atay, Erkan Baş, Ahmet Şık... siyaset sahnesindeki yerlerini ve özne olma durumlarını HDP’ye ve Kürt halkına, emektarlarına borçludurlar. Ahmet Şık, HDP’den vekil seçildi. Yine Barış Atay ve Erkan Baş HDP’den ayrılıp TİP’İ ilan etti. 

 Geçmişe baktığımızda Dev-Sol'un tasfiye edilmesinden sonra, Sol’un ezilip marjinalleşmesinin ardından Devrimci güç olarak solun dinamiğini ayakta tutan 80 darbesinden büyüyerek çıkan yüzler ve binleri zindanlarda mücadele sahalarında şehit veren halk Kürt halkının kendisi olmuştur. Bu gerçeği bilerek TİP, Ahmet Şık’a devrimci eleştirisini geliştirip nankörlük yapmasına izin vermemelidir. Kürt halkı ve HDP’nin bedelleri, mücadele geçmişi ve güncel politik duruşunun zekatı kendilerine geliştirilen saldırının sahiplerini aşar! HDP’nin, Kürt özgürlük halkının mücadele diyalektiğine baktığımızda kurumlar ve halk gerçekliği kişilerden oluşmaz aksine kişiler, güçlerini halkın, kitlelerin gücüne borçludur. Mücadele tarihine baktığımızda bu halkın öz evlatları kendilerini mücadele büyüsün diye feda ederken açlık grevlerinde, ölüm oruçlarında şunları söylemişlerdir ‘’Mezar taşıma halkına karşı borçlu ölmüştür yazılsın’’, ‘’Keşke halkıma canımdan başka verecek bir şeyim olsaydı!’’ 

 Selahattin Demirtaş’ da bu bilinçte yaklaşmış olup TİP’e ve Ahmet Şık’ın, Şık ve etik olmayan tavrına karşı açıklamada bulunmuştur. ‘’Selahattin’den HDP’yi çıkarırsan geriye pek bir şey kalmaz’’ demiştir. Kürt halkı her daim ‘SOL’u, demokratik güçleri, mücadeleyi büyütmüştür. Bunu karşılıksız yapmıştır. Fakat bugün yine görüyoruz ki yeterli sadakat, saygı, özen ve siyasetin etik üslubu kullanılamamıştır. Sosyal şoven özellikler ve karakterler terk edilmelidir. Egemen ulusun bakış açısıyla HDP’ye yaklaşan kendisini yakmış olur. Çünkü bu durum Kürt halkının hassas olduğu bir noktadır. Nitekim sosyal medyadaki tepkiler de Kürt halkının hassaslığını doğrulamaktadır.  

Sonuç olarak yazımızı ve bakış açımızı doğrulayan gelişmeler de yaşandı; Ahmet Şık’ın HDP’ile ilgili sözleri sonrasında TİP Milletvekili adayları Şahin Özsoy ve Yazar Murat Uyurkulak TİP’den istifa etti... Kimseler, Ne Türkiye’nin sağı ne de solu ne de ortası Kürt Halkını ve partisini hafife almamalıdır. Siyasette ilk hata son hata olur! Bu saha esnek ve akışkan olduğu kadar sert ve kırılgandır da! Bu sertlik ve kırılganlık doksanlar da Süleyman Demirel'i ''Kürt realitesini tanıyoruz'' demek zorunda bırakmıştır. Nitekim, TİP'in ve Ahmet Şık'ın özeleştirisi de ''Kürt ve HDP realitesini tanıyoruz'' minvalindedir...