Emperyalizm ve ulus devletin bir uydurması ve kirliliği olan ve normalde sosyalizm de olmayan '' ulusal sosyalizm " gibi, anlayışlara da karşıdır.

Sosyalizm nihai olarak insanın özgürlüğünü ve sosyal hale gelmesini hedefler. Bireyin ve toplumun özgürlüğü kadar ulusların özgürlüğünü de kapsar. Bu açıdan ulusal özgürlükte sosyalizmin ilgi alanları için de yer alıyor. Kapitalizmin içte insan emeğinin sömürüsüne dayalı sistemi, dışta da emperyalizm yani işgal ve yağma/talan şeklinde kendisini gösterir. Tamda bu noktadan, işgale uğrayan ve ekonomik zenginlikleri gasp edilen bir ulusun, kimliksel ve kültürel varlığıda işgal altına girer ve bir varlık sorunu olarak ortaya çıkar. Bazı ulusların sadece ekonomik kaynakları değil kültürel ve kimliksel tahrihsel değerleri de emperyalizm saldırısına uğrar. İşte burada, emperyalizmin sömürüsü ve saldırısı altında olan ulusun, ulusal olarak var olma ve özgür olma sorunu, önemli bir konu ve mutlaka çözülmesi gereken bir sorun olarak, sosyalizm önemli sorunlarından biri olur. Sosyalizmin en önemli ilkelerinden biride ulusların kaderini tayin hakkıdır. Sosyalizm emek sömürüsüne karşı olduğu kadar bir ulusun başka bir ulus üzerinde hegemonya kurmasına da karşıdır. Sosyalizmde enternasyonal anlayış önemsenir. Sosyalizm her türlü gerici ve ezici zihniyetlere karşıdır. Kapitalizmin her türlü yozlaştırıcı siyaseti sosyalizmin hedefindedir ve sosyalizm bu emperyalist zihniyetle her alanda savaş halindedir. 

Emperyalizm ve ulus devletin bir uydurması ve kirliliği olan ve normalde sosyalizm de olmayan '' ulusal sosyalizm " gibi, anlayışlara da karşıdır. Sosyalizm normalde emeği ve insanlığı ve bu noktada sınırsız, savaşsız, sömürüsü, sınıfsız bir dünya sistemini gözettiği için, sömürüye ve eşitsizliğe ait bütün zihniyetlere ahlâkî olarak karşıdır. Sosyalizm doğal olarak toplumsal olduğu için, ulusal değildir fakat ulusal sorunlara çözümleyici yaklaşır. Bu açıdan ulusal sosyalizm diye bir sosyalizm yoktur. Çünkü sosyalizm ekonomi-politik bir sistemi ifade eder. Ancak sosyalizmin ekonomik-politik olarak türleri olabilir. Yani kısmi liberal ekonomik sistemin olduğu, küçük burjuva sosyalizmi olarak adlandıra bileceğimiz türden değişik bir sosyalizm çizgisi olabilir. Yada üretim araçlarının mülkiyeti şahsa ait olabilir ama üretim araçlarıyla elde edilen gelirin ortak paylaşımına dayalı olan türden bir sosyalizmde olabilir. Sınırlı küçük özel mülkiyetin olduğu ama büyük mülkiyetin kamuya ait olduğu türden de bir sosyalizm olabilir. Ancak bütün sosyalizm türlerinde öncelikle, hedeflenen, toplumun refahının yükseltilmesi, yaşam kalitesinin geliştirilmesi, sınıfların ortadan kaldırılmasıdır. Bazı sosyalistler, Avrupa'daki burjuva demokrasilerini bile, deyim yerindeyse burjuva sosyalizmi olarak yorumluyorlar. 

Sosyalizm toplumların ulusal kültür ve ulusal kimlikleriyle ilgili bir sistem değildir. İnsan emeğini yücelten, dolayısı ile insanı yücelten, insana değer veren bir sistemdir. Sosyalizmi sadece kaba ekonomik-politik bir sistem olarak yorumlamak yanlış olur. Sosyalizm sadece insanın midesini doyurmaz, insanın sosyal ve kültürel gelişimine de gerekli önemi verir. Sosyalizmde toplum yönetilmez, yönetir. Sosyalizmde kendi kendisini yönetemeyen bir toplum söz konusu değildir. Sosyalizmde sosyal-politik ve kültürel gelişim toplumun demokratik ve yönetimsel yaşamı için önemlidir. Sosyalizmde ulus devletler aşılmıştır. Ulus devlet zihniyetiyle sosyalizm gelişim göstermez, nitekim gösteremedi. Çünkü sosyalizm ulusçu ve sınıflı değildir. Ancak sosyalizmde uluslar, ulusların dilleri ve kimlikleri, kültürleri hala vardır. Sosyalizmde ulusların varlığı, ulusların eşitliğine dayalıdır ama uluslar arasında bildik tarzda, günümüzdeki gibi ulus devlet sınırları yoktur. Sosyalizm enternasyonal olduğu kadar vatanseverdir de. Bir sosyalizm zaten ulusal-toplumsal değerlerle var olur ama ulusçu olmaz yani bir ulusu diğerinde üstün  görmez. Yani bir ulus, sosyalizmde kendi dilini kullanır, kendi ulusal kimliğiyle yaşar, var olur ama başka bir ulusun ulusal varlığına saygılı olur, kendisini başka bir ulustan üstün görmez ve başka bir ulusun üstünde egemenlik kurmaz. 

Üstün ulus anlayışı kapitalizme ve sömürgeciliğe-emperyalizme ait bir sakat anlayıştır. Emperyalizmde sömürgelerin oluşum süreçlerinde, egemen ulusun yöneticileri, kendi uluslarını zayıf ve ezilen ulustan üstün görme anlayışı ortaya çıkıyor. Bu anlayışla kapitalizm, kendi ulusunun rafahını göreceli olarak biraz geliştirir ve kendi ulusu üzerinde egemenlik kurarak, sömürgeleri üzerindeki hakimiyetini güçlendirir. Kendi ulusu üzerinde egemlik kuramayan bir devlet, başka uluslar üzerinde kurduğu sömürge yönetimlerini yönetemez. Kapitalizmin ulus üzerinde egemenlik kurması ulus devletle ve bazı ulusal toplumsal değerleri kullanmasıyla mümkündür. Aksi halde, ekonomik nedenlere bağlı sınıfsal sorunlardan kaynaklı isyanları durdurmak mümkün olmaz. İşte milliyetçilik, nispi refah seviyesi ve bazı ekonomik hakların olması, ulusu devlete bağımlı hale getiriyor ve milliyetçilik körüklenerek toplum emperyalist savaşlara alet ediliyor. Sosyalizm bütün bu kötülükleri ret ediyor. Sosyalizmde halkların kardeşliği ulusların eşit olmalarıyla mümkündür. Sosyalizm bir bireyin kendi ulusunu-milletini sevmesine karşı değildir, bireyin ulusçuluk-milliyetçilik yapmasına kendi milletini başka milletlerden üstün görmesine karşıdır. Sosyalizmde bir insan, milliyetçilik yapmadan kendi milletini başka milletlerden üstün görmeden, demokratik bir anlayışla kendi milletini sevebilir ve demokratik bir anlayışla başka milletlere de saygı duyar hatta başka milletleri de sever.

İşte başka milletleri-ulusları seven birine enternasyonalist nedir. Sosyalizmin ulusalı olur diyenler, ulus devletin ve sömürgeciliğin etkisini yaşayayanlardır. Ulusal sosyalizmi savunanlar, kendi ulusunu başka uluslardan üstün görür. Böyle sakat bir anlayışla Almanya on üç yılını kaybetti ve hem insanlığa hemde dünyaya da çok şey kaybettirdi. Emperyalist anlayışa ve üstünlük zihniyetine sahip olanlar, böyle sakat anlayışlara sahip olurlar. Bir ulusun kendisini başka bir ulustan üstün görmeye ihtiyacı yoktur. Bir ulus, kendi ulusal değerlerini yaşayarak başka uluslarla eşitlik ve demokratik bir temelde beraber yaşayabilir kardeş olurlar. Sosyalizm hem insanlar hemde uluslar arasında eşitliği sağlar. Sosyalizm hem bireyleri eşit hale getirir hemde uluslar arasındaki farklılıkları giderir. Sosyalizm demek ulusların yok olması demek değildir. Sosyalizmde uluslar var ama milliyetçilik yok, ulusal değerler var ama bir ulusun başka bir ulustan üstünlüğü yok, bir ulusun egemen ulus olma ve başka ulusları sömürgeleştirme gibi bir durum yoktur. Sosyalizmi sosyalizm yapan eşitlik ilkesidir. Sosyalizm, eşitlik ilkesi doğrultusunda, insanlığın bütün sorunlarına çözüm bulmayı hedefler ve bizzat bütün sorunlara çözüm bulur. Sosyalizmde çözümsüzlük yoktur, var olan herşeyin çözümü vardır, olmayan şeyin çözümü yoktur. Sosyalizm insanlığın en önemli gelişim sürecini ifade eder.